Tehlike devam ediyor! Sincar'da PKK...
Terör örgütü PKK'nın ikinci Kandil planları tüm itirazlara rağmen sürüyor. PKK, DEAŞ'ı bahane ederek Sincar'da kalmaya devam ediyor
Terör örgütü PKK, Irak'ın Sincar ilçesinde DEAŞ varlığı kalmamasına rağmen işgalini sürdürüyor. Türkiye sınırına yalnızca 100 kilometre uzaklıktaki ilçede, PKK binlerce militanıyla bölgeyi "İkinci bir Kandil'e" çevirmeyi hedefliyor. AA muhabirlerinin yerel kaynak ve yetkililerden derlediği bilgilere göre, Irak'ın Musul vilayetinin yaklaşık 130 kilometre batısında, Telafer'in ise 55 kilometre güneybatısında yer alan Sincar (Şengal), 1928 yılında Musul’a bağlı ilçe statüsünü kazandı.
Irak-Suriye sınırına 40 kilometre mesafede bulunan ve etnik yapısı Kürtler, Araplar ve Ezidilerden oluşan Sincar'a, Irak'ın eski lideri Saddam Hüseyin döneminde bölgenin Araplaştırılması amacıyla önemli sayıda Arap aşireti yerleştirildi.
ABD’nin Irak işgaliyle bölgedeki demografik yapı Arapların dışlanması suretiyle Kürtler ve Ezidiler lehine değiştirilmeye çalışıldı.
Etrafının sıra dağlarla çevrili olmasından dolayı hem güvenlik hem de ticari açıdan avantajlı bir konuma ve yaklaşık 3 bin 200 kilometrekarelik bir alana sahip olan Sincar'ın nüfusu 2014 öncesi rakamlara göre 350 ila 400 bin civarındaydı.
Terör örgütü DEAŞ'ın 2014’teki saldırısı sonrası yaşananlarla bölge nüfusunun 88 bine düştüğü tahmin ediliyor. Sincar nüfusununu yüzde 82’si Ezidi, yüzde 13’ü Müslüman Kürt, yüzde 5’i ise Araplardan oluşuyor. Yüzde 5’lik kesimin içinde ise ayrıca Hristiyanlar ve Kakailer de bulunuyor.
300 bin kişi yerinden edildi
Türkmen nüfusun yoğun olduğu Telafer'in doğusunda kalan, Duhok’a 170 kilometre, Erbil’e 210 kilometre, Habur Sınır Kapısı’na ise 180 kilometre uzaklıktaki Sincar, Sınuni, Hanasır ve Bulayj kasabalarından oluşuyor.
Sincar'da, DEAŞ saldırısı sonrası yaşananlar sebebiyle bölgede yaşayan Ezidiler, Kürtler ile işbirliği yapıyor.
Kasım 2016 itibarıyla, 25 bin 492 Ezidi aile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki (IKBY) kamplara yerleşirken, 7 bin 500 aile Türkiye'ye, Suriye'ye ve Avrupa’ya göç etti. Irak’taki kampların dışında bulunan bölgelerde kalan aile sayısı ise 23 bin 905.
Sincar'ın 2015'in kasım ayına kadar 15 ay boyunca DEAŞ işgalinde kaldığı sırada yaklaşık 300 bin kişi yerlerinden edildi.
Şu an Sincar'da hem Barzani’ye bağlı Kürdistan Demokratik Partisi (KDP)’ye hem de PKK’ya ait kontrol noktaları bulunuyor. Bu durum sivillerin bölgeye giriş çıkışında sorunlara sebep oluyor.
Sincar'da statü belirsizliği
Arap ve Türkmenler tarafından Sincar, Kürtler tarafından ise Şengal olarak adlandırılan bölgede Arapça dışında Behdinan yöresine ait Kürtçe konuşuluyor.
Saddam sonrası yapılan Irak Anayasası’nın 140. Maddesinde yer verilen ihtilaflı bölgeler arasında yer alan Sincar'da 2007 yılında statüsünün belirlenmesi amacıyla planlanan referandum yapılamadı.
Birleşmiş Milletler'in (BM) Sincar hakkında hazırladığı raporda, Ezidilerin 140. Maddenin uygulanmasını ve IKBY’ye bağlanmak istediği belirtilirken, Kürtlerin de aynı talepte bulunduğu ama Arapların bu duruma karşı çıktığı ifade edildi.
DEAŞ’tan kurtarılan Ezidi yerleşim merkezleri askeri ve siyasi olarak KDP Peşmergeleri ile PKK arasında bölünmüş durumda olmasına rağmen KDP Sincar'da siyasi olarak en güçlü parti konumunda.
Dünya Ezidilerinin dini liderlerinden Mir Tahsin Sait Beg, Sincar'ın önde gelen isimlerinden biri olarak tanınıyor. Irak’taki Ezidilerin IKBY’ye dahil olması gerektiğini ifade eden Mir Tahsin Sait Beg, PKK’nın Sincar’ı boşaltmasının da halk için elzem olduğunu savunuyor.
Sincar Savunma Güçleri'nin (HPŞ) lideri Haydar Şeşo da bölgenin önemli şahsiyetleri arasında bulunuyor. Bölgedeki en büyük Ezidi silahlı gücü olarak bilinen HPŞ, 2017’de 2 bin 500 silahlı unsuruyla ayrı bir arma ve bayrak altında Peşmerge Bakanlığı’na bağlanmıştı.
Kandil'e alternatif ikinci bir üs
Saddam rejimi döneminde diğer etnik-dini gruplara nazaran ötekileştirilen Ezidiler, terör örgütü PKK’nın 1993'ten itibaren propaganda çalışmalarına ağırlık vermesiyle, örgütün istismar ettiği bir topluluk haline geldi.
DEAŞ’ın Ağustos 2014’te Sincar’ı işgal etmesini bahane ederek bölgeye yerleşen PKK, ilçenin jeostratejik avantajından da yararlanarak, Kandil’e alternatif ikinci bir üs oluşturmayı hedefledi.
KDP’nin DEAŞ karşısında başarısız olmasından da istifade eden PKK, "Ezidilere yardım etme" bahanesiyle bölgeye yerleşme imkanı buldu.
PKK’nın kadın kolu YPJ’nin Ezidileri kurtarma bahanesiyle hareket etmesi ve bu durumun örgüt medyası başta olmak üzere Batı'da da propaganda malzemesi haline getirilmesiyle örgütün bölgedeki gücü arttı.
Sincar ayrıca terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı PYD’nin kontrolünde olan ve Türkiye sınırına sıfır hattındaki Kamışlı ve Haseke ile de sınır komşusu durumunda.
Terör örgütü PKK'nın Hanasır’da Rojava Peşmerge Güçleri ile mart ayında yaşadığı çatışmalar ise bölgede gerilimi artırdı.
Ayrıca bu çatışmaları gerekçe gösteren Haşd-i Şabi unsurlarının da bölgede güvenliği sağlamak amacıyla Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı 'nın davetini beklediği yönünde açıklamalar yapılıyor.
Sincar'da DEAŞ’tan sonraki dönemde Haşd-i Şabi unsurlarının KDP güçlerine ciddi bir tehdit teşkil edeceği tahmin ediliyor.
Goran Hareketi ise IKBY Başkanı Mesut Barzani’nin PKK’ya karşı güce başvurmasını istemiyor. Hareket, böyle bir hamlenin ancak ABD ve İran’ın rızası dışında olabileceğini savunuyor.