Tanık avukattan şok iddia!
Öcalan’la ‘Çiller’e suikast’ pazarlığı
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 65'i tutuklu 274 sanıklı 'Ergenekon' davasının 263. duruşmasında Abdullah Öcalan'ın eski avukatlarından İrfan Dündar tanık olarak dinlendi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, tanık olarak salona alınan Dündar'a, İstanbul'daki 'KCK' soruşturması kapsamında 24 Kasım 2011'de verdiği 20 sayfalık ifadesinin dosyaya getirtildiğini belirterek, bu ifadesinde iddia olunan 'Ergenekon' yapılanmasıyla ilgili bölümler ile dava sanıklarından Doğu Perinçek ve Yalçın Küçük hakkında da beyanları olduğunu söyledi.
Özese'nin bildiklerini anlatmasını istediği Dündar, Türkiye'ye getirilmesinin ardından 15 Şubat 1999'dan itibaren Öcalan'ın avukatlığını yaptığını belirterek, 2000-2001 yıllarında Öcalan'ın talebi üzerine Perinçek ile İşçi Partisi İstanbul İl Başkanlığı'nda görüştüğünü kaydetti.
Dündar, '2000-2001 yıllarında Öcalan'ın avukatları olarak bir sürü kişiyle görüşüyorduk. Öcalan'ın talebi üzerine avukatlar olarak birçok kişiyle görüş alışverişi yapıyorduk. Bu çerçevede Doğu Perinçek ile de görüştük. Görüş alışverişlerinde avukatların aracılık gibi durumları vardı. Öcalan cezevinde olması nedeniyle yapılan görüşmeleri Öcalan'a aktarıyorduk' dedi.
Görüşmelere avukatlar olarak gittiklerini ifade eden Dündar, Perinçek ile yapılan görüşmeye avukat Doğan Erbaş ile birlikte gittiklerini anlattı.
Kendisinden önce de Perinçek ile Öcalan'ın avukatlarının görüşmeler yaptığını söyleyen Dündar, '2000 yıllarında Öcalan diğer kesimlerle de görüşülmesini istemişti. Perinçek'in, Türk- Kürt birliğiyle ilgili söylediklerini Öcalan'a aktardık. Öcalan da barış için çalıştığını söyledi. Öcalan'ın da Kürt-Türk birliğinin gelişmesi, Kürt sorunun çözülmesi için söylemleri vardı. Perinçek, Öcalan'a Atatürk'ün Eskişehir-İzmir konuşmalarının yer aldığı bir kitap hediye etti. Perinçek ile ilk görüşmede, HADEP ile falan ittifak arayışı konusunda görüşülmüş olabilir' şeklinde konuştu.
YALÇIN KÜÇÜK İLE GÖRÜŞME
Yalçın Küçük ile 1999 ya da 2000 yılında Gebze Cezaevi'nde bulunduğu dönemde görüştüğünü dile getiren Dündar, şunları kaydetti:
'Öcalan'ın çağrısı üzerine barış grupları geldi. Şemdinli'de dağdan 8 kişi, Avrupa'dan da 8 kişi geldi. Avrupa'dan gelenlere İstanbul 5 No'lu DGM'de, dağdan gelenlere de Van DGM'de dava açıldı. Avrupa'dan gelen 8 kişi Gebze Cezaevi'nde kalıyordu. O dönemde Gebze Cezaevi'de avukat görüşlerinde, tutuklu ve hükümlüler, avukatlar bir arada bulunabiliyordu. Avukat olarak onları ziyarete gittiğimde Küçük ile 1-2 kez karşılaştım. Güncel konular üzerine bazı şeyler konuştuk. Küçük Öcalan'ı sordu. Öcalan ile Küçük'ün görüş alışverişleri oluyordu. Avukatların birçok çevreyle görüşmeleri oluyordu. Küçük'ten alıp Öcalan'a aktardığımız oldu.'
Öcalan'ın isteği üzerine de görüşmek için Yalçın Küçük'e 2008'de telefon açtığını belirten Dündar, 'Öcalan Yalçın Küçük ile görüşün dediği için, diğer avukatlar tanımaması nedeniyle ben Küçük'e telefon açtım. Küçük, 'Siz aradınız. Savcılar Ergenekon'a bağlar' deyince bir daha aramadık. Görüşmenin içeriği iyi geçmediği için Küçük ile görüşme gereği duymadık' diye konuştu.
Başkan Özese'nin 'Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesindeki şartlar nelerdir' sözleri üzerine Dündar, 'Öcalan, kendisini Amerika'nın teslim ettiğini belirterek, Amerika ve İsrail'i suçluyordu. Türkiye'yi suçlamıyordu' dedi.
'İFADEM YANLIŞ YAZILMIŞ'
Başkan Özese, 'Abdullah Öcalan'ın, Yalçın Küçük ile 1970'e dayanan bir tanışıklıkları olduğunu ve bunun size Öcalan tarafından söylendiğini aktarmışsınız. Bu konuda neler biliyorsunuz' sorusu üzerine Dündar, 'Ben 1972 doğumluyum. Böyle bir görüşmeye tanıklık etmedim. Bu ifade biraz fazla olmuş' dedi.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel de, savcılık ifadesi sırasında avukatının da yanında olduğunu belirterek, 'Siz de hukukçusunuz. İfadede ne deyip ne demediğinizi bilirsiniz. Zaten bu ifadeler bilgisayarda yazılıyor. Herhangi bir hata yapıldığında müdahale edip düzeltme şansınız vardı. Ayrıca bunlar ifade sırasında olmadıysa da her zaman şerh düşme hakkınız var' diye konuştu.
Dündar ise, 4 gün gözaltında kaldığını ve çok yorgun olduğunu belirterek, 'Kendi yargılandığım mahkemede bu ifadeyi düzeltirim' dedi.
Dündar'ın ifadesinde 'Doğu Perinçek, Abdullah Öcalan'ın fikir babasıdır' şeklindeki beyanı olduğunu belirten Özese, bunun dayanağını sordu.
Dündar da, bunun yanlış yazıldığını belirterek, 'Fikir alışverişi olmuştur, ama fikir babalığı fazla olmuş' şeklinde konuştu.
'ŞU ANA KADAR BU KONUDA AÇIKLAMA YAPMADIM"
'Ergenekon' davasında tanık olarak dinlenilen Abdullah Öcalan'ın eski avukatlarından İrfan Dündar, 'MİT tuzağa düşürmek mi istedi' şeklindeki bir soru üzerine, 'Şu ana kadar bu konuda açıklama yapmadım. Asrın Hukuk Bürosu'nda MİT ajanı olmaz' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada dinlenilen Dündar, savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in 'Yalçın Küçük, sizi tanımadığını söylüyor. Sizin kendisini telefonla aramanızdan rahatsız oluyor. Yalçın Küçük ile görüşmenizi Abdullah Öcalan mı istedi' diye sordu.
İrfan Dündar da, Öcalan'ın çeşitli çevrelerle görüşülmesini istediğini belirterek, 'Hasan Cemal ile de Ertuğrul Özkök ile de görüşülmüştür' dedi.
Pekgüzel'in 'Öcalan yeni bir atılım yapacağı zaman sizin birtakım çevrelerle görüşmenizi istiyor. Kendi başına karar vermiyor mu?' sorusunu da Dündar, 'Görüş alıyordu. Hükümet kanadından, sivil toplum kuruluşlarına görüş soruluyordu. Yalçın Küçük'e de soru soruluyordu. Kararını kendisi veriyordu' diye yanıtladı.
Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin 'Yalçın Küçük'ü aramanız başkalarının yönlendirmesi, telkiniyle mi yapıldı?' sorusu üzerine 'O dönemde her kesimle görüşme yapılıyordu. Yalçın Küçük kendini bir yere koymasın' dedi.
Dündar'ın dinlenilmesi nedeniyle yasaklı olduğu için duruşmalar katılamayan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de cezaevinden salona getirildi. Perinçek'in, 'Öcalan'ın adına kimlerle görüştünüz' sorusu üzerine Dündar, 'Kürt sorununun çözümü noktasında birçok çevreyle görüşüldü. SHP, CHP, Ak Parti'den adalet bakanı. Bu doğaldır. Hem sağdan, hem soldan geniş bir yelpazade herkesle görüşüyorduk' diye konuştu.
Yalçın Küçük'ün avukatı Kazım Yiğit Akalın'ın 'Öcalan'ın direktifler verdiği, görüşmenin 'Ergenekon' terör örgütü kapsamında yapıldığı iddia ediliyor' sözleri üzerine Dündar, periyodik olarak geniş kesimlerle 5-6 ay da bir görüştüklerini, Yalçın Küçük'ün de bunlardan biri olduğunu söyledi.
Dündar, ancak Küçük'ün telefondaki olumsuz tavrı nedeniyle görüşmenin gerçekleşmediğini tekrarlayarak, 'Yüzlerce adamla görüşülüyor. Öcalan'ın 'bununla da görüşün' demesi bir talimat değildir. Küçük ile de özellikle görüşme talebi yok' dedi. Dündar, Öcalan'ın 'Herkesle görüşün dediği için' Küçük'ü aradığını, buna da sadece kendisinin karar vermediğini belirtti.
'MİT TUZAĞA DÜŞÜRMEK Mİ İSTEDİ'
Avukat Akalın, 'KCK' kapsamındaki ifadesinde 'Öcalan ile yapılan görüşmelerin not haline getirilerek internet kafedeki bilgisayarda yazılıp, e-mailin taslaklar bölümüne kaydedildiği, Murat Karayılan'ın da şifreyle e-maile girerek taslaklar bölümünden bu talimatları aldığı' şeklinde beyanı olduğunu söyledi.
Dündar'ın 'Bu konu hakkında bilgim yok' sözleri üzerine avukat Akalın, 'İfadeyi siz vermişsiniz' dedi. Dündar da, 'Olabilir, bilmiyorum' diye konuştu.
Akalın, Dündar'ın Yalçın Küçük'ü görüşmek için aramasını anımsatarak, 'Asrın Hukuk Bürosu'nda MİT ajanı olduğu' şeklinde haber çıktığını söyledi.
Akalın'ın 'MİT tuzağa düşürmek mi istedi' diye sorduğu Dündar, 'Şu ana kadar bu konuda açıklama yapmadım. Asrın Hukuk Bürosu'nda MİT ajanı olmaz' dedi.
Ardından da Doğu Perinçek'in avukatı Bülent Hattatoğlu tanığa sorular yöneltti. Hattatoğlu, Dündar'ın 'KCK' soruşturması kapsamındaki ifadesinin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanacak kadar elverişli olmadığını belirterek, 'Bu beyanlarınız açıklamak için size bir telkin, baskı yapıldı mı?' diye sordu.
Dündar da, 'Bende size müvekkillerinizin 'Ergenekon' ile ne alakası var diye mi sorayım' diyerek Hattatoğlu'na tepki göstererek, 'Konuyla ne ilgisi var. Kim telkin etmiş. Kötü niyetli sorulara cevap vermem' dedi.
Hattatoğlu'nun 'İfadenizde 1980'de Öcalan ile Aydınlık grubunun silahla çatıştığını söylüyorsunuz. 1972 doğumlu olduğunuza göre buna bizzat tanıklık etmediğinizi teyit eder misiniz?' sözleri üzerine de Dündar, 'Cumhuriyet tarihini kahramanlarıymış gibi anlatıyorsunuz. Sanki o dönemi siz mi yaşadınız' diye konuştu.
GENEL AF ÇIKMADI
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun '1999-2004 arasında terör örgütü faaliyetleri asgari düzeye indirildiği dönem. 2004'ten sonra neden terör örgütü faaliyetleri arttı' sorusu üzerine, Dündar şunları söyledi:
'1999'da genel af olsaydı bu sorun çözülmüştü. Öcalan'ın rölü kötü değil o sıralarda. O dönemde Öcalan silahlı güçleri sınır dışına göndermişti. Genel af ile çözüm yoluna gidilecekti. Ancak, Türkiye 'Öcalan yakalandı, nasıl olsa dağılacaklar' düşüncesinde olduğu için af çıkarmadı. Öcalan örgütü yumuşatmaya çalıştı. Hem devlete hem örgüte mektup yazdı. 11 Eylül saldırılarılarından sonra güvenlik stratejileri önplana çıktı. 2003-2004 Irak savaşı dönemidir. Uluslararası denklemde örgüt kendine yer aradı. Bulmuş olacakki örgüt yeniden silahlı mücadeleye başladı.'
Haşıloğlu, 'Abdullah Öcalan, Tansu Çiller'in öldürülmesiyle ilgili bir suikastın üstlenilmesi konusundan bahsetti mi?' sorusu üzerine, devlet yetkililerinden birilerinin 'Çiller'i öldüreceğiz siz bunu üstlenin' diye Öcalan'a teklifte bulunduğunu belirten Dündar, 'Ancak Öcalan bunu kabul etmedi. Öcalan daha sonra bu olayı bana söyledi. Kendisine teklifin kimden geldiğini söylemedi. Öcalan'a başka illegal teklif yapıldı mı bilmiyorum' şeklinde cevap verdi.