Süreç nasıl devam edecek?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Milli birliğimize kast edenlerle devam etmek mümkün değil" dediği çözüm sürecinin akıbeti tartışılıyor. Hükümet cephesinden gelen mesajlar süreç devam etse bile yöntem değişikliğinin kapıda olduğu yönünde. HDP ise toplumsal desteğin altını çizerek sürecin mevcut yöntemiyle devamından yana görünüyor.
Seçim sonrasında âkıbeti tartışılmaya başlanan “Çözüm Süreci”nin PKK’nın saldırıları ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içeride ve dışarıdaki PKK hedeflerine yönelik operasyonlarıyla bittiği tartışılmaya başlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu ülkede milli birliğimize, kardeşliğimize kast edenlerle, bir çözüm sürecini devam ettirmek mümkün değil” sözleri ise bu tartışmayı bir ileri noktaya taşıdı.
Hükümetin mesajı: Süreç devam eder yöntem değişir Çözüm sürecinin âkıbeti ile ilgili Hükümet cephesinden gelen açıklamalar sert. Başbakan Davutoğlu’nun açıklamaları Kürt sorununun çözümü doğrultusunda atılacak adımların devam edeceği, ancak ana hatlarıyla heyetlerin İmralı’ya gidişi, Kandil temaslarından oluşan yöntemin değişebileceğine işaret ediyor. 25 Temmuz günü yaptığı açıklamada HDP’yi PKK’yı kınamaya çağıran Başbakan, “Bu kararın şekline ve seyrine göre de biz de onlarla ilgili olarak, Çözüm süreci bağlamında ne yapacağımızı düşünürüz. Muhataplarımız değişebilir ama hedefimizi değişmeyiz.” dedi.
Hükümet cephesinden süreç ile ilgili son açıklama ise bir süredir sürecin koordinasyonunu yürüten Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’dan geldi. Akdoğan, Başbakan Davutoğlu’na göre daha sert bir tonda yaptığı açıklamasında HDP’yi eleştirdi. HDP’nin İmralı heyetinin Öcalan adına toplumu kandırdığını, sorumsuz davrandığını söyledi. Akdoğan, “Öcalan bunları muhtemelen yakalasa sopayla kovalar diye düşünüyorum ‘Her şeyi mahvettiniz’ diye.” dedi. Akdoğan, “Çözüm Süreci” olarak anılan sürecin doğrudan örgütün silah bırakmasına odaklanmış bir süreç olduğunun da altını çizdi.
Akdoğan’dan önce sürecin başından bu yana koordinasyonunu üstlenen AK Parti sözcüsü Beşir Atalay ise iktidar cephesinden yöntem değişikliğinin altını çizen isimlerden biri oldu. Atalay, sürecin geldiği noktayı “durgunluk” olarak tanımladı.
“Çözüm süreci dediğiniz şu andaki yürüyen mekanizma durmuş olabilir, yani o belli bir durgunluk içinde. Onun sebeplerini biliyoruz. Ama bu niyetleri ortaya çıktığında, terörü ve şiddeti bitirmek için dışarıdaki o insanların hayata dönüşünü sağlamak için kaldığı yerden devam edebilir. Bugünkü şartlarda o dediğimiz çizgiye gelene kadar bir durgunluk olur.” HDP’nin mesajı: Süreç devam etmeli HDP cephesinden yapılan açıklamalardan ortaya çıkan ortak mesaj ise çözüm sürecinin devam etmesinin istendiğini ortaya koyuyor. Ankara’da düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmralı heyeti üyelerinden İdris Baluken, koalisyon kurulmasına ilişkin görüşmelerde Başbakan Davutoğlu’nun kendilerine, “Sürecin yeniden rayına oturmasının ardından belli düzeyde heyet görüşmelerinin yeniden yapılabileceği” mesajı verdiğini söyledi. Davutoğlu’nun “Belli düzey” ile tam olarak nasıl bir yapıyı kast ettiği net değil.
Baluken “Çözüm süreci bitti mi?” sorusuna net olarak “hayır” ya da “evet” yanıtını vermedi ama halk iradesine dikkat çekti.
“Toplumsal desteğini büyüten bir süreçten bahsediyoruz. Ortada böyle bir halk iradesi varken biz sürecin sonuca götürülmesi ile ilgili bir çaba içinde olacağız. Toplumun büyük çoğunluğu da barış istiyorsa hiç kimsenin bu süreci bitirme, sürece sırtını dönme lüksü olmadığı kanaatindeyiz.” Baluken’in dünyada benzer süreçlere ilişkin verdiği örnek de partinin sürecin devamı ihtimali gördüğü mesajını daha net ortaya koyar nitelikte.
“Dünyada da böyle, ağır çatışmalı süreçler devreye girebilir. önemli olan tam da bu süreçlerde barış iradesine sahip çıkmaktır. Çözüm sürecinin kalıcı barışa gitmesi için HDP olarak çaba içinde olacağız. Demokrasi ve barış cephesini genişletmeye ihtiyaç var. Barışın sahipsiz olmadığını halkımızla birlikte ortaya koyacağız.” HDP sürece ilişkin toplumsal desteğin ortaya çıkmasını sağlayacak adımlar atmaya hazırlanıyor. Bu doğrultuda bir mesaj da Eş Başkan Selahattin Demirtaş’tan geldi. Ankara’da Eş Başkan Figen Yüksekdağ ile ayrı ayrı programlarda partiye yakın duran bazı sivil toplum kuruluşlarını ziyaret eden Demirtaş, “Bizim derhal yeniden çatışmasızlık ve diyaloga dönüş koşullarını çıkarmamız lazım. En acil olan ölümleri durdurmaktır. Barış isteyenlerin sesini yükseltmesi lazım.” dedi.
HDP’nin toplumsal destek arayışında çalmaya hazırlandığı en önemli kapı, AK Parti ile koalisyon görüşmeleri yapan Cumhuriyet Halk Partisi. Eş Başkanlar Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan randevu istemeyi planlıyor. Henüz resmen CHP’den randevu istenmesi aşamasına gelinmediğini söyleyen HDP’li Baluken, olası bir görüşmenin toplumu rahatlatabileceğini, faydalı olacağını düşündüklerini söyledi.
Dalay: Bir süre sıkıntı devam eder, süreç bitmez
Al Jazeera Studies Center Türkiye ve Kürt çalışmaları kıdemli araştırmacısı ve Al Sharq Forum Araştırma Direktörü Galip Dalay da sürecin bitmediğini, devam edeceğini düşünüyor. Al Jazeera'ye konuşan Dalay, dünyada benzer süreçlerin de büyük çatışmalara rağmen bitmediğini söyledi. "Süreçler biraz da böyle ilerliyor. Kopma noktaları yaşanıyor, geçiş aralıkları oluşuyor. Süreç bir sonraki sefer kopma noktalarına yol açan başarısızlıklar neyse onların üzerine gidilerek devam ediyor. Hem PKK tarafından hem Kürt hareketi hem de hükümet tarafından yapılan açıklamalara baktığınız zaman süreci bitiren açıklama görüyorum. Daha önce Kürt hareketi Hükümet’ten yol temizliği adımları isterdi. Bu sefer AK Parti bir yol temizliği istiyor. Bir sonraki hükümetin ne olacağı belirlenene kadar süreç bir süre sıkıntıyla devam edecek. İkinci mesele Rojava, Suriye dediğimiz mesele. Türkiye-ABD arasındaki yakınlaşmanın Kürt bölgesine yansıması önemli. PKK kendisine karşı dramatik bir koalisyon oluşturulduğunu düşünmezse ve Türkiye’de hükümetin yapısı ortaya çıkarsa süreç tekrar rayına girebilir ama belirsizlik bunu engelliyor." (Al Jazeera)