Akil İnsanlar Heyeti’nin Karadeniz Bölgesi Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez hesaplaşma mantığının yürütülmesi durumunda çözüm sürecinin başarıya ulaşamayacağını belirterek, "Karadeniz insanı olarak dikkatli olmak zorundayız. Hiçbir zaman hesaplaşma mantığıyla hareket etmemeliyiz. Hesaplaşma mantığını yürütürsek bu sürecin başarıya ulaşması zor olur" dedi.
Karadeniz’deki ilk toplantısını yapmak için bugün Düzce’ye gelen Akil İnsanlar Heyeti’nin Karadeniz grubu, D-100 Karayolu üzerinde bulunan Pelemir Otel’deki toplantıya katıldı. Akil insanlar heyetinde yer alan Karadeniz Bölgesi Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez, Şemsi Bayraktar, Oral Çalışlar, Fatma Benli, Bendevi Palandöken ve Yıldıray Oğur, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle toplantıda buluştu. Akil İnsanlar Heyeti’nde yer alan Kürşat Bumin, Vedat Bilgin ve Orhan Gencebay ise toplantıya katılmadı.
BÖLGEDE 2 AY ÇALIŞACAĞIZ
Toplantının açılış konuşmasını yapan Yusuf Şevki Hakyemez, "Heyette birbirinden farklı insanlar var. Karadeniz bölgesinde 2 ay çalışacağız. 2 aylık sürede tüm illere gideceğiz. Bundan sonraki etkinliklerimizi tüm illerde yapacağız. Düzce’den başladık. Önceden planlanmış programları nedeniyle aramıza katılamayanlar var. Mevcut üyelerle birlikte bu toplantıları sürdüreceğiz. Çözüm süreci Türkiye’nin her yönüyle kanayan yarasıyla, ilgili sorunu çözmek için oluşturulmuş bir süreç. 30 yıllık sürede ciddi bir terör sorunu var. Türkiye’ye çok pahalıya mal oldu. Ekonomik açıdan ciddi sorunlar yarattı. İnsani ve toplumsal olarak ciddi problemleri beraberinde getirdi. Hükümet kendisine göre çözüm süreci başlattı. Bu cesaret işidir. Bunu hükümet başlattı ama bunu sivil toplum boyutunda da anlatılması ve değerlendirilmesi lazım, desteklenmesi lazım. Bu nedenle çözüm sürecindeki akil insanlar heyetinde yer alıyoruz. Çözüm sürecinde kavramı daha farklı biçimde kullanabilirdik ama neticede bizim yapacağımız iş belli" dedi.
HESAPLAŞMA MANTIĞIYLA HAREKET EDİLMEMELİ
Süreci geliştirirken çok dikkatli olmak zorunda olduklarını belirten Hakyemez, "Çok dikkatli olmak zorundayız. Karadeniz insanı olarak dikkatli olmak zorundayız. Bu süreçte terör sorununu ve çözüm önerilerini konuşurken hassas olduğumuz konular var; Devletin bütünlüğü ve şehitler. Hiçbir zaman hesaplaşma mantığıyla hareket etmemeliyiz. Hesaplaşma mantığını yürütürsek bu sürecin başarıya ulaşması zor olur. Farklı biçimde hareket etmeliyiz. Akan kanın durması, terörün sonlanması ve sorunları siyaset yoluyla konuşulması ve çözüm arayışı olması lazım" diye konuştu.
'SİZLERİN POSTACILIĞINI YAPMAK ZORUNDAYIZ'
Yusuf Şevki Hakyemez’in konuşmasının ardından heyette yer alan Şemsi Bayraktar görüşlerini açıkladı. Çözüm sürecinde halkın akil olmasının huzuru beraberinde getireceğini dile getiren Bayraktar, şöyle konuştu:
"Bu ülkede çok akil insan var. Halkın akil olması esastır. Halkın akil olması bu ülkeye barış ve huzur getirecektir. Bir takım endişelerde kalkınca 75 milyon insanla birlikte yürüyeceğimiz yol barış yoludur. Barış için baskı kurduğunda, bu ülkede terörist diyenlerin geri adım atması kaçınılmazdır. Akil adamlar olarak, çok değişik dünya görüşüne sahibiz. Bulunduğumuz kuruluşlarda siyaset üstü görev yapıyoruz. Demokrasi ve ekonomisi gelişmiş, daha güzel bir Türkiye için buradayız. Terörün bitmesini istemeyen karanlık odakların oyunun bozmak için buradayız. Milletin arasına sokulmak istenen fitne bir daha yeşermesin, Türk milleti bölünmesin, göklerde dalgalanan Türk bayrağı ülkenin her köşesinde dalgalansın diye buradayım. Türkiye ortak vatan. Hayatımızı esir eden şiddet bilinçli bir şekilde birbirimizi tanımamızı önlemiştir. Ortak yaşam birbirini tanımaktan geçer. İnsanların ne düşündüğünü öğrenmek için buradayız. Bizler sizlerin mektubunuzu ilgililere götürecek olan diyalog grubuyuz. Biz sizlerin postacılığını yapmak zorundayız"
BENDEVİ PALANDÖKEN: ÇÖZÜM SÜRECİNİ İYİ KULLANMAMIZ LAZIM
Heyet üyesi Bendevi Palandöken ise ülkenin dirliği için çözüm sürecinde taşın altına ellerini koyduklarını ifade ederek, "Karadeniz’de doğan herkesin dededen, babadan kalma silahı vardır. Bu silahları hayırda kullanmak lazım. Karadeniz’de kardeşliğin yanında iş ve aş sahibi insanlar olduğunu görüyoruz. Dünyanın her kentinde Karadenizli zeki, çalışkan ekmeğini taştan çıkartan değerli bir halkımızın kesimi. Barış süreci inşallah insanları mutlu edecek. Artık evinizden çıktığınız zaman helalleşerek değil, ortak akıl kullanılarak kardeşçe bu süreci geliştireceğiz" dedi.
Çözüm sürecinin çok iyi kullanılması gerektiğini dile getiren Palandöken, "Tok açın halinden anlar mı? Acı çekmeyen acının ne olduğunu bilir mi? Bu ülkede acı çekmiş insanların acısının dindirilmesi, ülkedeki huzurun sağlanması, kendi bildiklerimizle başkalarıyla sohbet edebilecek nitelikli bir şeklin oluşması için ülkemizde birlik ve beraberlik olması lazım. Hiçbir siyasi partinin organik bağı değiliz. Türkiye’de 76 milyon insanı temsil etmek isteyen, sorunların odağında olan insanlar olarak fikir almaya geldik. Şiddet dursun. Ama yöntem farklı olmalı. Milletini, bayrağını, bölünmez bütünlüğünü ve ülkemizde en büyük özellik olan kardeşlik ruhunu temsil eden bir kurumun temsilcisiyim. Süreç ülkemiz için hayırlı olacak. Cesaret edilen bir mesele, siyaseten çözülmesi gereken bir mesele. Bu mesele halkın kendi görüşleri ile taçlandırılacak bir mesele haline geldi. Bu süreci çok iyi kullanmak lazım. Ülkenin dirliği için elimizi taşın altına koyduk" diye konuştu.
ORAL ÇALIŞLAR: ESAS OLAN TOPLUMUN İRADESİDİR
Oral Çalışlar ise, Türkiye’nin kardeşlik projelerini kabul eden bir sürece başladığını açıklayarak, şöyle konuştu:
"Hepimizin çok farklı geçmişleri var. Bu tarih hepimizin ortak tarihi. Acı çekildiyse ortak tarihte birlikte çektik. 3,5 askeri darbeyi hepimiz yaşadık. Türkiye ortak mağduriyetin ürünü olarak bugünlere geldi. Bunu aşabilecek bir irade oluştu. Yaşadığımız tecrübelere, Türkiye’nin yoksullaştığı, darbelerle zedelendiği bir ülkeden yavaş yavaş kendine gelen, kendi ayakları üzerinde durabilen yeni bir tarihsel döneme girdik. Problemleri çözerken sıkıntılar da yaşanıyor. Yeni dönemde bu işi çözmek için gayret etmeliyiz. Bu kolay değil. Siyasi iradenin bunu tak başına çözmesi mümkün değil. Bir çok insanın endişeleri var. Soru işaretlerinin olmaması mümkün mü? 30 yıllık bir savaş var. Böyle bir tarihsel tecrübenin sonucunda bir şey çözmeye çalışıyoruz. Zor iş ancak bu zorluğu fark eden ve bunun üstesinden gelmeye çalışan bir irade var. Türkiye’nin artık kardeşlik projelerini kabul eden, değişik kültürlerden, değişik tarihlerden gelen yeni bir sürece adım atıyoruz. Bu süreçte sonuna kadar bu taşın altına elimi koyacağım. Esas olan Türkiye’nin ve toplumun iradesidir"
YILDIRAY OĞUR: 81 GÜNDÜR KİMSE ÖLMEDİ
Akil İnsanlar heyetinde yer alan Yıldıray Oğur, çözüm sürecinin başlamasıyla birlikte hiçbir gencin ölmediğini belirterek, "81 gündür Türkiye’de hiçbir genç ölmedi. Çözüm süreci başladığından beri hiç kimse ölmedi. Karadeniz’e şehit cenazesi gelmedi. Bu süreçte elde edeceğimiz en büyük resmi, bu 81 günlük görüntü gösteriyor. Savunmamız gereken şey bu. Savaşmak için binlerce neden var. İntikam duygusu var. Ama barış zor. Cesarete ihtiyaç var. Toplumun akilliğine ihtiyaç var. Bu süreçte Türkiye, bu akilliği gösteriyor. 76 milyon akil insan bu süreci şeffaf bir şekilde konuşuyor. Bu tartışmalardan hayır çıkacak" dedi.
FATMA BENLİ: ARTIK ÜZÜLMEK İSTEMİYORUM
Fatma Benli ise çatışmanın ayrışmayı beraberinde getirdiğini söyleyerek, "Televizyonu her açtığımda yürek çarpıntısı hissediyorum. Ama 81 gündür kimsenin ölmemesi çok değerli bir şey. Televizyonu açtığımda, adını sanını duymadığım ama toprağa düştüğünü öğrendiğimde ailesinin acısını hissettiğim insanları düşündüğümde acı çekiyorum. Artık üzülmek istemiyorum. Çatışma sadece ayrışmayı getiriyor. Sadece bizi birbirimizden ayırıyor. Madem güçlü bir ülkeyiz hep birlikte bu süreç için çabalamalıyız" diye konuştu.
'GEREKİRSE PKK İLE SAVAŞIMIZ DEVAM ETSİN'
Akil İnsanlar Heyetinin konuşmasının ardından söz alan Düzce Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Mustafa Kayıkçı, Kürtle PKK’yı birbirinden ayırmak zorunda olduklarını açıklayarak, "Bayrağımızı tartışmayız, toprağımızı tartışmayız, Cumhuriyetimizi tartışmayız. Bunun haricinde esnaflar olarak Güneydoğu’nun Kürdü de, bütün milletler de bizim canımızdır, kanımızdır. Kürdü, PKK’dan ayıralım. Gerekirse PKK ile savaşımız devam etsin. Diyarbakır’daki bir kürdün oğlu polis, diğer evladı ise dağa çıkmış. Burada ne yapılmalı? Toplumsal barış buysa sonuna kadar destekçiyiz. Hep birlikte katkı vereceğiz" dedi.
DAĞDA 2 BİN TERÖRİST VAR DİYE YAPTIĞINIZA BAKIN
Balkan Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Özcan Fidan, akil insanlar heyetinin yaptığı toplantının zoruna gittiğini açıklayarak, "Bu akil insanlar toplantılarının yapılması zoruma gidiyor. Türkiye 22 ayrı milletiyle barış içerisinde yaşıyor. Biz zaten kardeşiz. Dağdaki 2 bin kişi için burada toplantı yapıyoruz. 3-5 çapulcu askerimize silah sıkıyor. Türk evladımıza, Türk bayrağı altındakilere kurşun sıkıyorlar. Burada çalışıyoruz, para kazanıyoruz. Ama onlar ne yapıyor? Hiç çalışmıyor. Nasıl olsa devlet bize bakıyor mantığıyla hareket ediyorlar. Askerimize kurşun sıkanları alkışladık. Bunları boşuna tartışıyoruz. Dağda 2 bin tane terörist var diye yaptığımıza bakın" diye konuştu.
'ŞEHİDİMİN ANNESİ İLE PKK'LININ ANNESİ AYNI KUYRUKTAN MAAŞ MI ALSIN?'
Akil İnsanlar Heyeti’nin Karadeniz grubu, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile Pelemir Otel’de yaptıkları görüşmenin ardından esnafı ziyaret etti. Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez ve heyet üyesi Bendevi Palandöken, Ayakkabıcılar Çarşısı’nda bulunan işyerlerine girerek çözüm süreci ile ilgili olarak vatandaşlarla sohbet etti. Yusuf Şevki Hakyemez ve Bendevi Palandöken’e bir süre sonra eşlik eden heyette bulunan diğer üyeler, Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Düzce Şubesi’ni ziyaret etti. Dernek Başkanı Ayhan Metin, Abdullah Öcalan’ın doğum gününün kutlanmasının kendilerini yaraladığını ifade ederek, "Bebek katilinin doğum gününü kutluyorlar. Memleketine gidip toprak alıyorlar. Bu bizleri çok yaralıyor. Bir de PKK’lıların ailelerine maaş bağlanacağı söyleniyor. Benim şehidimin annesi ile PKK’lının annesi aynı kuyruktan maaş mı alsın? İşte bu durum bizi derinden yaralıyor. Akil insanlar heyetine neden şehit yakını ya da gazi alınmadı? Keşke bu sürecin içine bizleri de katabilseydiniz" dedi.
'BİZ KARDEŞİZ'
Heyet Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez’in sürekli not alması dikkat çekti. Daha sonra Türkiye Muharip Gaziler Derneği Düzce Şubesi ziyaret edildi. Yusuf Şevki Hakyemez, çözüm sürecinde hep birlikte hareket edilmesi gerektiğini ifade ederken, Şube Başkanı Vedat Nefesoğlu ise şöyle konuştu:
"Kürt kardeşlerimizin çoğunun PKK sempatizanı olduğunu düşünmüyorum. Biz kardeşiz. Kore’de, Çanakkale’de hep birlikte savaştık. Şu anda yine bir şey olsa aynı cephede sırt sırta savaşırız. Tabi ki barıştan yanayız. Bu sürecin iyi olacağını düşünüyorum."
Haberin Devamı