Steve Jobs’ın dahiyane ‘işe alım’ ve terfi stratejisi: “Yönetici olmak istemeyenleri yönetici yap”
En önem verdiği şey işe alımdı.
Steve Jobs, yöneticilik pozisyonları için en iyi adayların, aslında yönetici olmak istemeyen ama kendi alanlarında olağanüstü katkılar sağlayan kişiler olduğunu düşünüyordu.
Jobs, şirket içinde ortak bir vizyon etrafında birleşmiş ve birbirlerine güvenen bir ekip oluşturmaya büyük önem veriyordu.
İşe alım süreci, Steve Jobs için son derece önemliydi ve bu sürece bizzat katılıyordu.
(Bu özet NotebookLM desteği ile oluşturuldu)
Teknoloji alanındaki en büyük yeniliklerden bazılarına öncülük eden Steve Jobs'ı kaybedeli on yılın üzerinde zaman geçti. Ancak Jobs'ın Apple'ın lideri olarak yarattığı derin etki, hem yöneticiler hem de çalışanlar üzerinde kalıcı izler bıraktı. Onun en güçlü inançlarından biri, büyük başarılara ulaşmayı hedefleyen liderler için şaşırtıcı olabilir.
Jobs ve Apple'ın diğer kurucu ortakları (Steve Wozniak dahil), şirketin ne kadar büyüyeceğini ilk fark ettiklerinde, "profesyonel yönetim" olarak adlandırdıkları, insanları nasıl yöneteceğini bilen kişileri işe almaya karar verdi. Ancak bu strateji kısa sürede başarısız oldu.
Jobs, 1980'lerin ortalarında verdiği bir röportajda, "Hiç işe yaramadı. Çoğu 'ahmaktı'. Nasıl yöneteceklerini biliyorlardı ama nasıl bir şey yaratacaklarını bilmiyorlardı" demişti.
Jobs'ın bu yorumu, yönetim alanındaki temel bir tartışmanın özüne iniyor: Yöneticilerin gerçekten yönetici olmak isteyip istememeleri. Jobs, lider olmayı en az bekleyen kişilerin uzun vadede en iyi yöneticiler olduğunu savunuyordu. Bunun nedeni, diğer çalışanların sadece yönetim tekniklerine odaklanmak yerine, o kişilerin kendi alanlarındaki uzmanlıklarından bir şeyler öğrenmelerinin daha muhtemel olması.
Devamını okumak için: Steve Jobs’ın dahiyane ‘işe alım’ ve terfi stratejisi: “Yönetici olmak istemeyenleri yönetici yap”