Soros, Can Paker'le yollarını ayırdı!
Açık Toplum kurumlarının direktörü Neier'dan Paker'e: Biz AKP'ye muhalefet etmek istiyoruz. Onun için senin Açık Toplum Türkiye Yönetim Kurulu Başkanlığı'ndan uzaklaşmanı istiyoruz
TESEV yönetim Kurulu Başkanı Can Paker, finans spekülatörü George Soros'un kurucusu olduğu Açık Toplum Vakfı'nın Türkiye'deki ayağının yönetim kurulundan uzaklaştırıldı.
Türkiye gazetesinin, muhabirleri Fatih Vural'ın yazdığı "Geriye Bakmak Yok - Can Paker Kitabı"na dayandırarak verdiği haberde, Can Paker'in "Balyoz davasındaki tarafsız duruşu" ve "AKP'ye yakın olduğu" gerekçesiyle George Soros'la yollarının ayrıldığı belirtiliyor.
Habere göre, dünyadaki Açık Toplum kurumlarının genel direktörü Aryeh Neier'ın Paker'e, "Sen Türkiye'de AK Parti'ye çok yakın birisi olarak gözüküyorsun. Halbuki, biz AK Parti'ye muhalefet etmek istiyoruz. Onun için senin Açık Toplum Türkiye Yönetim Kurulu Başkanlığı'ndan da uzaklaşmanı istiyoruz" demesiyle Paker yönetim kurulundaki görevinden ayrıldı.
Milliyet'ten Ceren Büyüktetik'in ulaştığı Can Paker, kitaba dayandırılarak verilen bilgileri doğruladı. Paker, “Vakfın başında olduğum 10 sene boyunca çok iyi durumdaydım. Çünkü birçok şeyi halledebiliyorduk. Sonradan arka arkaya bir muhalefet içerisine girdiler. Benim tutumum ise hiç değişmedi. ‘Biz muhalefet edeceğiz, senin görünümün Ak Parti’ye yakın’ dediler” diye konuştu.
Türkiye gazetesinin Vural imzalı, 8 Temmuz 2013 tarihli ilgili haberi şöyle:
Can Paker'e Soros darbesi
Gezi Parkı olayları sırasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'dış güçler' ve 'faiz lobisi' vurgusunu kullanmasından sonra akla gelen ilk isimlerden birisi de dünyaca ünlü spekülatör George Soros'tu. Hatta sosyal medyada George Soros'la en çok ilişkilendirilen isim olan Can Paker'den hareketle, Soros'un ne düşündüğü merak ediliyordu. Muhabirimiz Fatih Vural'ın hayat hikâyesini yazdığı ve önümüzdeki günlerde, ALFA etiketiyle “Geriye Bakmak Yok-Can Paker Kitabı” adıyla yayımlanacak kitabında, Can Paker büyük bir sırrı ifşa ediyor. Buna göre, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'nın (TESEV) yanı sıra, George Soros'un tüm dünya üzerinde kurduğu Açık Toplum Vakfı'nın Türkiye ayağının da başkanlığını yürüten Can Paker'e, Balyoz Darbe Planı'ndaki tarafsız duruşunun ardından, AK Parti'ye de yakın olduğu gerekçesiyle, indirme harekâtı düzenlendi. Üç yıl önce başlayan operasyonun bitiş noktasını ise o sırada dünya üzerindeki tüm Açık Toplum kurumlarının genel direktörü olan Aryeh Neier'in şu sözleri belirledi: “Sen Türkiye'de AK Parti'ye çok yakın birisi olarak gözüküyorsun. Halbuki biz AK Parti'ye muhalefet etmek istiyoruz. Onun için senin Açık Toplum Türkiye Yönetim Kurulu Başkanlığı'ndan da uzaklaşmanı istiyoruz.”
Fatih Vural'ın kitabına göre, Açık Toplum'un hem Yönetim Kurulu Başkanı hem de Danışma Kurulu Başkanı olan Can Paker, 2010 yılında, Güler Sabancı'yla birlikte, Sabancı Üniversitesi'yle George Soros'un Macaristan Budapeşte'deki üniversitesinin işbirliğini konuşmaya gider. Bu, akademik bir ziyarettir. Burada George Soros, Paker'e “Can, 12 Ağustos'ta (2010) benim 80. yaş günüm var. Geliyorsun değil mi? Muhakkak geleceksin.” der.
'Çetin Doğan mağdur, biz de bu işe girelim'
Can Paker, bu doğum gününü kutlamaya, Açık Toplum henüz Türkiye'de kurulmadan, George Soros'un Türkiye'deki ilişkilerini de koordine eden Hakan Altınay ile birlikte gider. Ancak Hakan Altınay kısa süre önce Soros Vakfı ve Brookings Enstitüsü'nün ortaklaşa yürüttüğü bir araştırmadan fon almıştır ve Açık Toplum Vakfı kendisine “Hem buradan hem Türkiye'den para alamazsın. Çıkar çatışması var. Açık Toplum Türkiye'den ayrılacaksın” der. Buna rağmen, Can Paker, Hakan Altınay için ABD'deki merkeze “Ya yapmayın. Çocuk çok iyi çalışıyor. Olacak şey mi? En azından, parayı tek taraftan kalsın, ama burada da kalsın” ricasında bulunur. Kabul edilmez! Buna rağmen Paker, Hakan Altınay'ı Açık Toplum'a Danışma Kurulu üyesi olarak alır.
George Soros'un yaşgünü kutlamasına Hakan Altınay'ı da götüren Can Paker, orada yedikleri bir akşam yemeğinde Altınay'ın şu sözleriyle şok olur: “Silivri'de büyük haksızlıklar oluyor. Siz bugüne kadar AK Parti'ye çok prim verdiniz. Ben, Çetin Doğan'ın damadı Dani Rodrik'le temas halindeyim. Çetin Doğan mağdur oluyor. Dani Rodrik de bunu ispat ediyor. Biz de bu işe girelim.”
Can Paker, Hakan Altınay'ın bu sözlerine, “Olmaz. Türkiye'deki hukuk sistemiyle ilgili sorunlar varsa, araştırmalarla bunu tabii ki ortaya koyarız. Ama bir kişi adına, bir kurum adına asla böyle bir şey yapmam” cevabını verir. Konu orada kapanmış gibi görünse de, Hakan Altınay, Can Paker'e birkaç kez daha “Siz, AK Parti'ye çok prim verdiniz” çıkışında bulunur.
'Sen artık git!'
TESEV'in her yıl ABD'deki düşünce kuruluşlarıyla bir araya gelmek için düzenlediği seyahatin durak noktalarından birisi de George Soros'tur. Böyle bir gezide, Can Paker'e, “Seni, Açık Toplum'un Genel Direktörü Aryeh Neier, yemeğe davet ediyor” haberi gelir.
Aryeh Neier'le yemeğe çıkarlar. Neier, Paker'e, “Bak, ben işimden ayrılıyorum. Sen de 10 yıldır Açık Toplum Türkiye'nin başındasın, artık bırakmalısın” der. Paker, bırakmayı kabul eder ve sorar: “Peki, kimi düşünüyorsunuz?” Bu soruya, “Osman Kavala” cevabını verir, Neier. Can Paker, bunun iyi bir fikir olduğunu; ama Kavala'nın iş yoğunluğu nedeniyle bu teklifi kabul edeceğini zannetmediğini, Hakan Altınay'ı da 'çıkar çatışması' sebebiyle Soros'un istemediğini hatırlatarak, Murat Sungar'ı tavsiye eder. Neier de “Evet, Hakan'ın çıkar çatışması var” diyerek devam eder ve ekler: “Sen yönetim kurulu başkanı olarak devam edersin.”
O yemekten sonra Soros'un evine giderler. Konuyu Can Paker açtığında, George Soros “Sen ne diyorsun Can?” der. Paker'in cevabı, “Elbette bırakırım” olur. Bunun üzerine Soros, “Tamam o zaman, sorun yok” deyip kapatır konuyu.
'Her şeyi bırakıyorum'
Bu ziyaretin ardından çok geçmemiştir ki, Aryeh Neier'den bir mektup alır, Can Paker. Mektupta şöyle yazmaktadır: “'Ben her ne kadar yemekte söylemediysem de, sonra düşündük, sen Türkiye'de AK Parti'ye çok yakın birisi olarak gözüküyorsun. Halbuki, biz AK Parti'ye muhalefet etmek istiyoruz. Onun için senin Açık Toplum Türkiye Yönetim Kurulu Başkanlığı'ndan da uzaklaşmanı istiyoruz.”
Bu mektup, Can Paker'i fevkalade kızdırır ve çok ağır bir mektup yazar, Neier'e: “Sizin Türkiye'den haberiniz yok. Cahilsiniz. Ben Türkiye'de AK Parti taraftarından çok, Soros taraftarı olarak biliniyorum. 10 senedir kamuoyunda bu saldırıları göğüsleyen benim. Ama bana vız gelirsiniz. Her şeyi bırakıyorum.”
Neier, “Başkanlığı bırak; ama yönetim kurulunda kal” dese de; Paker, “Hiçbir şey istemiyorum” karşılığını verir.
'Çıkar çatışması var'
Bu diyalogla iplerin kopmasının ardından, Açık Toplum'un 3 kişilik yönetim kurulu değişikliği gerekmektedir ki Hakan Altınay gelebilsin! Bunun için Murat Sungar'ın mütevelli heyeti üyesi yapılması gerekmektedir. Bu amaçla, Hakan Altınay, Can Paker'i yemeğe çağırır. O yemekte Can Paker, Hakan Altınay'a, “Ben senden şüpheleniyorum. Bütün bunların sorumlusu sensin” der. Altınay inkar etse de, sonunda ağzından baklayı çıkarır: “Bütün bunlardan sonra herhalde arkadaşlarınızın önünü kesmeyeceksiniz?” Can Paker imza vermediği sürece yönetim kurulu da büyüyemez. Osman Kavala'nın ricasıyla o imzayı verir. Açık Toplum'un yönetim kurulu 5 kişi olur. Mütevelli de, Murat Sungar'ın gelmesiyle 4 üyeye çıkar.
Bütün bu değişimlerin ardından, Hakan Altınay için “Çıkar çatışması var. Bu adam, Danışma Kurulu üyesi bile olamaz” diyen Soros ekibi, bir anda döner! Hakan Altınay, yönetim kurulu başkanlığına kadar yükselir. Paker, kitapta “Soros Vakfı'nın müthiş ilkesizliği işte burada!” sözleriyle değerlendiriyor, bu gelişmeyi.
Hakan Altınay'ın başa geçmesinin ardından, Can Paker, Açık Toplum'un hiçbir toplantısına çağrılmaz. Kurucu olduğu için mütevelli kişiliği devam etmesine rağmen… Bunun üzerine tüzüğü, avukat bir arkadaşına inceletir. Avukat arkadaşı, “Burada yazdığına göre sana şu kadar gün önce yazılı olarak toplantıyı bildirmeleri lazım. Mütevelli heyeti ile ilgili toplantıdaki belgelerden de haberdar etmeleri gerekiyor” der. Can Paker, bunun üzerine noter kanalıyla protesto çeker, 'Belgeleri bana nasıl göndermezsiniz?' diyerek.
Geçtiğimiz şubat ayının başında, Can Paker'in bu girişimiyle, Açık Toplum Vakfı'nın Genel Kurul'u ertelendi ve ortalık karıştı. Denetçiler, işin içine girdi. Paker'in bu çıkışından sonra Hakan Altınay, Açık Toplum Yönetim Kurulu Başkanlığı'ndan ve Danışma Kurulu Başkanlığı'ndan istifa etmek zorunda kaldı. Açık Toplum'un Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton, Danışma Kurulu Başkanı da Murat Sungar oldu.