Şoke eden e-posta!
Bu iddialar araştırıldı mı?
Prof. Dr. Baskın Oran, Mısır Çarşısı olayı ile ilgili eline e-postayla ulaştırılan bir mektuptaki çarpıcı iddiaları gündeme getirdi.
Oran, Radikal 2'de yayımlanan "Pınar Selek olayı: Kafa karıştıran mektup" başlıklı yazısında mektubun 1998’de 7 kişinin ölümüne yol açan Mısır Çarşısı patlaması ile ilgili olduğunu belirtti, mektubu gönderenin kimliğini açıklamadı.
Pınar Selek'e bu davada üç kez beraat verilmesine rağen rağmen mahkeme heyetinin değişmesinden sonra müebbet hapse mahkum edildiğini hatırlatan Oran, mektuptaki iddiaları şöyle dile getirdi:
"Bu patlamada inceleme yapmış biriyle tanıştım, şunları söyledi: 'İnceledik, orada kesinlikle en ufak bir bomba emaresi yoktu. Tüp patlamasıydı ama bunu millete açıklamadılar, üstünü kapattılar. Çünkü o büfenin sahibi Gaziantepli'ydi ve o dönem tarım bakanı olan kişiyle hemşeriydiler ve yakın irtibatlıydılar. Tüp olduğunun anlaşılması halinde büfe trilyonlarca ceza ödemek zorunda kalacaktı. Bu bakanın araya girmesiyle böyle bir yolda ilerledi dava.' Bunları mektup sahibine anlatan kişi ilave etmiş: “Ben o kadını hiç sevmem, ama mevzunun doğrusu bu."
İLGİNÇ AKRABALIK İLİŞKİSİ
Oran, mektuptaki iddiaları araştırdığında, ulaştığı bulguları da şöyle sıraladı:
- Büfenin sahipleri G. Antepli. G. Antep Barak Ovası mıntıkasındaki Oğuzeli’nden merkeze uzun yıllar önce gelmişler.
- Dönemin Tarım ve Köyişleri Bakanı G. Antepli. Yani büfe sahipleriyle 'hemşeri'. Oğuzeli ilçesinde geniş araziler almış, bunları ipotek ederek de kredi. Patlamadan hemen sonra İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’yla birlikte hastaneye gitmiş. Anteplilerin anlattığına göre, amca çocuklarından biri büfe sahibi ailenin çocuklarından biriyle evli. Yani Bakan, büfe sahipleriyle ayrıca “akraba”.
- Mektubun bahsetmediği: Patlama tarihinde İstanbul’un çok üst düzey bir emniyet müdürü de Oğuzeli’nden. Yani, büfe sahipleriyle 'hemşeri'.
TELEFON KONUŞMALARI ARAŞTIRILDI MI?
Olaydan sonra dönemin İçişleri Bakanı Başesgioğlu'nun "Bunun bir bomba veya sabotaj konusunda birşey olmadığı konusunda bir ağırlık var. Üzerinde yoğunlaşılan şey, gaz kaçağından dolayı yoğunlaşan gazın patlaması neticesi bu infilak meydana geldiği yolundadır” dediğini hatırlatan Oran, patlamadan önce bir büfenin LPG tüpünü kaldırması ve yangın tüpü alması için uyarıldığı yönünde o dönem gazetelerde çıkan haberleri de aktardı.
Oran, dönemin Tarım ve Hayvancılık Bakanı'nın artık hayatta olmadığını belirterek, "Üçü arasındaki telefon konuşmaları araştırıldı mı, tespit edildi mi, bunu da bilemiyorum. Ben bu kadarını açıklayabiliyorum. Kamuoyuna mal olmuş ve 'müebbet' verilmiş bu kadar önemli bir davada en ufak kuşkunun bile giderilmesi ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, Cumhuriyet Savcısı’nın (ve Mahkemelerin) görevidir" diye yazdı.
DİPNOT:
Oran'ın isim vermediği dönemin Tarım Bakanı Mustafa Taşar, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü ise Hasan Özdemir'di. Biyografilerine göre Taşar ve Özdemir de Gaziantep doğumlu. Taşar, 2007 yılında Afyon - Ankara karayolunda geçirdiği trafik kazası sonucu yaşamını yitirmişti.