Sırtımızı YPG’ye dayıyoruz
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yükekdağ, HDP olarak IŞİD’e karşı direnenlere karşı mücadele yürüten YPG’ye sırt dayadıklarını belirterek, "Biz sırtımızı Rojava’ya, Kobani’ye, IŞİD vahşetine karşı direnen halklara, insanlık mücadelesi yürüten YPG-YPJ’ye dayıyoruz. Bunu söylemekte hiçbir sakınca görmüyoruz. Bakın sırtımızı kime dayadığımızı çok net söylüyoruz ve bundan sonrada sırtımızı buraya dayamaya devam edeceğiz" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, YPG’nin 19 Temmuz 2012’de Kobani’deki kontrolü ele geçirmesinin 3’üncü yıldönümü nedeniyle Şanlıurfa’nın Suruç İlçesi’nde düzenlenen kutlamalara katıldı. Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen kutlamalarda sahnenin ön bölümüne ‘19 Temmuz Rojava Devrimini Selamlıyoruz’ arka bölümüne ise ‘Önder Apo’nun özgürlüğü bütün halkların özgürlüğüdür’, ‘Güneşin ve ateşin çocuklarına bin selam olsun’, ‘İmralı kayalarından atılan tohum Kobani’de filizleniyor’, ‘Benim bildiğim PKK yenilmezdir’ yazılı pankart ve dövizler asıldı. Kutlamalara; HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, HDP Şanlıurfa milletvekilleri Dilek Öcalan ve Ziya Çalışkan ile çok sayıda partili katıldı.
Kutlamalarda konuşan Figen Yüksekdağ, bayramları zindanlara çevirmek isteyenlere inat omuz omuza halay çektiklerini belirterek şöyle dedi:
"Yıllar boyunca bayramları bize zindan etmeye çalıştılar. Geçen yıl bu zamanları herkes çok iyi hatırlar. Geçen bayramları hepimiz hatırlıyoruz. Bayramları Kürdistan halklarına dar etmek istediler ama aradan geçen zamanda bayram etmek için direnenler kazandı. Bugün bizim bayramlarımızı zindana çevirmek isteyenlere inat omuz omuza halay çekiyoruz. Rojava’da yaşayan halklar, bundan 3 yıl önce savaş siyasetine karşı, ırkçılık, mezhepçilik siyasetine karşı barış, kardeşlik ve halkların bir arada yaşayabilmenin siyasi iradesini ortaya koydular. Ortadoğu halklarını birbirine düşürenlere karşı özgürlüğün meşalesini yaktılar. Halkımızın sahiplenmesiyle bu meşale elden ele dolaşıyor ve geleceğe ulaşacak. Kobani direnişi ve zaferi yeni yaşam özleminin de zaferidir. Halklarımız sadece Kobani’de direnmekle yetinmediler. Bakın Gire Spı’ye kadar uzanan geniş bir coğrafyada IŞİD’i püskürtüyorlar. Yeni yaşam mevzileri kurulmasına karşı tahammülsüzleşenler, ’Kobani düştü düşecek’ diyenler bugün çok esaslı bir cevap aldılar. Bu gelen yeni günlerin, ezilen halkların özgür ve bir arada yaşamasının cevabıdır."
SINIRDA TANK DEĞİL, BARIŞ SESLERİ YÜKSELMELİDİR
Sınırların egemenler tarafından halkları ayırmak için kurulduğunu kaydeden Yüksekdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sınırın arkasında gördükleriniz, Türkiye halklarının öz kardeşidir. Bu halkların buluştuğu yeni bir siyasi anlayışın önünü açmalıyız. Oradaki halk iradesini tanımak Türkiye siyasetinin en baş görevi ve sorumluluğudur. Oluşacak koalisyonun ilk görevi Rojava’daki demokratik halk iradesiyle demokratik bir diyalog oluşturmaktır. Bugün siyasi iktidarın yapması gereken şey, Rojava sınırına askeri yığınak yapmak değildir. Savaş borazanlığı yapmak değildir. Yapması gereken en önemli şey Rojava halklarına elini uzatmaktır. Siyasi iktidarın Rojava karşısında edindiği savaş politikasını hızla terk etme çağrısı yapıyoruz. Artık bu sınırlarda tanklar, askeri birlikler değil, barış sesleri yükselmelidir. Siz bu barış çağrısına kulaklarınızı tıkarsanız savaş karanlığı sizleri yutacaktır."
SIRTIMIZI PYD’YE DAYIYORUZ
HDP için ’Sırtını terör örgütüne dayayan parti’ denildiğini belirten Yüksekdağ, "Anlamayanlara tekrardan buradan cevap veriyoruz. Biz sırtımızı Rojava’ya, Kobani’ye, IŞİD vahşetine karşı direnen halklara, insanlık mücadelesi yürüten YPG-YPJ’ye dayıyoruz. Bunu söylemekte hiçbir sakınca görmüyoruz. Bakın sırtımızı kime dayadığımızı çok net söylüyoruz ve bundan sonrada sırtımızı buraya dayamaya devam edeceğiz. Oradaki halklarımızın hiçbirisi yalnız değil, hiç birisi IŞİD kurban değil. Bizlere ’Sırtınızı terör örgütüne dayıyorsunuz’ diyenler, Suriye halklarını IŞİD’e kurban etti. Biz sırtımızı kime dayadığımızı söyledik. Peki, siyasi iktidar, AKP, cumhurbaşkanı sırtını kime yasladıklarını söylesin. Onlarda bizim gibi utanmadan söyleyebilecekler mi? Görüyorsunuz ki söyleyemiyorlar" diye konuştu.
'HALKLARA SINIRLARI KALDIRMA ÇAĞRISI YAPIYORUZ’
Türkiye’nin Rojava gibi olmasını istediklerini söyleyen Yüksekdağ, şunları söyledi:
"İstiyoruz ki bütün Türkiye’de Rojava gibi olsun. Alevi’si, Kürt’ü, Türk’ü ile bütün farklılığıyla kendini ifade edebilsin. Bütün Türkiye halklarının da Rojava’da inşa edilen bu yeni yaşamı birlikte kucaklama iradesinin olduğunu biliyoruz. Egemen devletlerin halklar arasına koyduğu suni sınırların kaldırılmasını bilir bu halk. Halkların büyük insanlığın sınırı yoktur. Rojava Devrimi’nin yıldönümünde de bu sınırları kaldırmaya davet ediyoruz."
Abdullah Öcalan’ın yeğeni olan HDP Şanlıurfa Milletvekili Dilek Öcalan ise, Kürtçe yaptığı konuşmasında "Bugün çok önemli bir gündür, çünkü Rojava Devrimi’nin 3’üncü yılıdır. Önderlik, sayın Öcalan tecritte bulunuyor ve bizler bunu lanetliyoruz. Bugünden sonra önderliğin halkının içerisinde sorunlara çözüm bulmasını istiyoruz" dedi.
DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna da, arkasında bulanan Abdullah Öcalan’ın posterini göstererek güneşi arkasına alan bir halkın sırtının yere gelmeyeceğini söyledi. Ayna, "Güneşi arkasına alan bir halkın sırtı yere gelir mi? Biz güneşi arkamıza almışız. 19 Temmuz bizler için, Kürt halkının gelecekte yazılacak tarihi için en önemli günlerden biridir. 19 Temmuz bizim özgürlük bayramlarımızdan biridir" dedi. Kutlamalar havai fişekler eşliğinde konserle devam etti.