‘Silah değil cep telefonuydu o’
Genelkurmay karargahında ateş ederken görüntüleri yayınlanan ve ‘Yurtta Sulh Konseyi’ üyesi olarak yargılanan eski Tuğamiral Sinan Sürer önce elindekinin silah değil cep telefonu olduğunu iddia etti, çapraz sorguda sıkışınca “Aynı renge benzettim” dedi
Darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı’ndaki eylemlerle ilgili aralarında sözde ‘Yurtta Sulh Konseyi’ üyelerinin de bulunduğu 221 sanık hakkında açılan davada, karargaha giren vatandaşların üzerine ateş açarken görüntüleri ortaya çıkan ve yerde yatan yaralı bir kişiye tekme attığı iddia edilen ve iddianamede 36 numaralı ‘Yurtta Sulh Konseyi’ üyesi olarak gösterilen eski Tuğamiral Sinan Sürer savunma yaptı. Sürer, terör alarmı verilince Genelkurmay Karargahı’na gittiğini söyledi. Karargaha gittiğinde darbe olduğunu anlayacak bir durum olmadığını ve darbeci olmadığını iddia eden, “Karargaha gittiğimde yoğun güvenlik önlemleri vardı. Ben, terör saldırısı alarmı nedeniyle bunun normal olduğunu düşündüm. Burada beni güvenli bir odaya alacaklarını söyleyerek, paravanlı bir odaya aldılar” dedi.
‘Tamam tabanca’
İlk savunmasında genelkurmay karargahındaki silahlı görüntüleriyle ilgili “Bir tanık ateş ettiğimi söylesin kafama sıkarım” diyen Sürer, çapraz sorguya geçildiğinde kendisine silahlı halini belgeleyen kareleri tekrar gösteren Mahkeme Başkanı Dik’in
“Bu hedef gözetme değil mi? ÖKK personeli var, sen neden silah çektin?” sorusuna verdiği yanıtla tekrar şaşırttı. Sürer, emir astsubayından tabanca aldığı anı gösteren fotoğraflardaki silahın ise cep telefonu olduğunu savundu. Bunun üzerine Başkan Dik, cismin bariz şekilde silah olduğunu söyleyerek, bu yöndeki sorularını yeniledi. Sonunda kabul eden Sürer, “Olabilir. İkisi de aynı renkte. Tamam tabanca, ilk etapta telefon gibi geldi.” yanıtını verdi.
‘Biri benim...’
Mahkeme Başkanı Dik’in “Yanınızdaki astsubaydan silah alıyorsunuz, görüntülerde anlaşılıyor” demesi üzerine Sürer, silah almadığını, şarjör verdiğini öne sürdü. Dik bunun üzerine, “Önünde silahsız sivil şahıs var, yerde yatıyor. Burada sen ne yapıyorsun? Adamın elinde silah da yok yaralanmış” sorusunu yöneltti. Sürer, “Ben onu görmedim. Kaos ortamı vardı. Bu görüntüyü ilk kez görüyorum. Elimdeki silah değil, cep telefonudur” dedi. Dik’in “Bu silah” uyarısı üzerine ise Sürer, “Olabilir. Cep telefonuna benzetmiş olabilirim. İkisi de aynı renkte. Tamam tabanca, ilk etapta telefon gibi geldi” şeklinde konuştu. Sürer, odasındaki aramalarda ele geçirilen 2 tabancadan birini kendisinin, diğerinin ise darbe girişimi sırasında odasına gelen Recep Özkan’ın olduğunu savundu. Bu savunma karşısında Başkan Dik, Özkan’ın adına ruhsatlı tabanca bulunmadığını söyledi.
‘Mesajı Partigöç çektirdi’
Darbe girişimi gecesi “Ataşeler” adlı WhatsApp grubuna mesaj çektiğini kabul eden Sürer, yazışmayı eski Tuğgeneral Mehmet Partigöç’ün tehdidiyle yaptığını iddia etti. Partigöç ise “23.40’ta benim tehdit etmemle ataşelere mesajı çekiyor. Binaya girmesi zaten birkaç dakika sürer. Kalıyor, bir-iki dakika. Peki ben hangi ara kendisini tehdit etmişim?” dedi.