Servetlerini bağışladılar!
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yardımseverler tarafından yapılan astronomik bağışlar açıklandı...
Albay Mehmet Sadullah Kıray ile Emine Eşref Kıray'ın kızı hekim Ezel Gülen Kıray, yaklaşık 11.5 milyon tutan servesini vakfa bağışladı.
Havlu, orlon, yün ve elyaf üzerine ticaret yapan Cezmati Ailesi, 55 işyerini vakfa bıraktı.
"Uçak motorunu Türkiye'ye getiren işadamı" olarak bilinen Mehmet Kutsi Beğdeş, yaklaşık 8 milyon bağışladı.
Tınaztepe Ailesi ise 155 adet işyerini bağışladı.
TSK Mehmetçik Vakfı, yapılan astronomik bağışları, 30. yıl özel dergisinde açıkladı.
KENDİSİ 3 ODALI EVDE OTURDU MİLYONLARCA LİRALIK SERVETİNİ MEHMETÇİK AİLELERİNE BIRAKTI
Albay Mehmet Sadullah Kıray ile Emine Eşref Kıray'ın kızı Ezel Gülen Kıray, 14 Temmuz 1928 tarihinde İstanbul'da doğdu. Aynı zamanda hekim olan Ezel Gülen Kıray, eğitim alanında yaptığı yardımlarla tanındı. Yaşamı sırasında çeşitli eğitim kurumlarına bağışlarda bulunan Kıray, anne ve babasının isimlerini taşıyan bir anaokulunu da yaptırdı. 14 Temmuz 2007 tarihinde İstanbul'da vefat eden, çocuğu ve eşi bulunmayan Kıray, malvarlığının çok büyük bir kısmını Tük Eğitim Vakfı ile TSK Mehmetçik Vakfı'na bağışladı. Kıray'ın yaptığı rekor bağış, vefatının ardından vasiyetinin okunması ile ortaya çıktı. Kendisi üç odalı, mütevazı bir evde yaşayan Ezel Gülen Kıray, vakfa, 10 milyon 684 bin 628 lira, İstanbul Bakırköy'deki dairesinin yarı hissesinin satışından 227 bin 500 lira, İstanbul Şişli'de satılan üç adet işyerinin yarı hissesi satış değeri 617 bin 500 lira bıraktı.
53 İŞ YERİNİ VAKFA BAĞIŞLADILAR
Havlu, orlon, yün ve elyaf üzerine ticaret yapan Mehmet Adnan Cezmati, 27 Temmuz 2001'de hayata gözlerini yumdu. İstanbul Eminönü'nde bulunan Sabuncu Han'da gayrimenkuller edinen Cezmati, kız Kardeşi Zühran Cezmati ile birlikte 53 iş yerini vakfa bağışladı.
BOĞAZ MANZARALI VİLLASINI BAĞIŞLADI
"Uçak motorunu Türkiye'ye getiren ilk işadamı" olarak tanınan Mehmet Kutsi Beğdeş, Ayşe Sultan Korusu'nda bulunan Boğaz manzaralı villasının yarı hissesi ile villada bulunan tüm eşyalar ve iki otomobilini TSK Mehmetçik Vakfı'na bağışladı. Vakıf, otomobilden 155 bin 500 lira, villadan 7 milyon 550 bin lira, Bodrum'da bağevi 22 bin 300 lira, yine Bodrum'daki araziden 17 bin 200 lira gelir elde etti.
TINAZTEPE KARDEŞLERDEN 155 İŞYERİ
Mal varlıklarını TSK Mehmetçik Vakfı'na bağışlayan Halidun ve Feridun Tınaztepe, İstanbul Bakırköy'deki Tınaztepe Çarşısında bulunan 155 adet işyerini TSK Mehmetçik Vakfına bağışladı. Kardeşler, "Babamız da Mehmetçik Vakfı'na bağış yapalım isterdi" dedi.
YARDIMLARI İADE EDEN MEHMETÇİK AİLELERİ
Dergide, TSK Mehmetçik Vakfı'nın yardımını iade eden Mehmetçik Ailelerine de yer verildi. Şehit anne ve babası Firdevs-Yaşar Göçmen, vakfın yardımını şu mektupla iade etti:
"TSK Mehmetçik Vakfı Yardım Yönetmeliği'ne istinaden tarafımıza gönderilen yardımların yazısı alınmıştır. Vakfınızın taziyelerine teşekkürü bir borç biliriz. Ancak bizler oğlumuzun ölümünün Allah yazısı olduğunu kabul ediyor ve tarafımıza yardım bağlanması talebini kabul edemiyoruz. Bizlere taziye mesajınız yetmiş bulunmaktadır. Bu haktan yararlanmayı düşünmediğimizden, hakkımızdan feragat ederek, göstermiş olduğunuz yakın ilgiye teşekkür eder, sair vatan evlatlarına sağlıklar dileriz."
YARDIMI KABUL ETMEDİ, 69 BİN LİRA BAĞIŞ YAPTI
Yardımı iade eden şehit er annesi Emine Akın ise, Vakfa gönderdiği mektubunda şu ifadeleri kullandı:
"Vatani görevini yapmak üzere göndermiş olduğum merhum oğlum (er Mehmet Hayri Akın) geçirmiş olduğu rahatsızlıktan dolayı Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Ben bir anne olarak sonsuz acı ve ıstıraplar içerisinde isem de ben oğlumu vatan için yetiştirdim. Vatani görevini yapan bütün Mehmetçikler sağ olsun. Yardım konusuna gelince ilginize sonsuz şükranlarımı sunarım. Fakat bizlerden daha çok muhtaç olan kimseler vardır. Vakıf olarak onlara yardım yapılması beni daha mutlu eder. Vakfınıza bağış yapmak istiyorum(69 bin 500 lira). Acımı paylaştığımız için sizlere sonsuz şükran ve saygılarımı sunuyorum."
TÜRKİYE'NİN JEAN D'ARC'I
Mehmetçik Vakfı Dergisi'nde "Milli Mücadelede Küçük Mehmetçikler" başlığı altında geçmişte TSK'da "Kızlı Alay" adı verilen bir alayın olduğu açıklandı. Nezahat Onbaşı şöyle anlatıldı:
"Tabur komutanı Binbaşı Halit Bey'in kızı olan 12 yaşındaki Nezahat, bu küçük yaşına rağmen elinde silahı, asker kıyafetli olarak Türk Ordusu'yla birlikte çeşitli muharebelere katılmıştı. Bu çocuk, milli mücadele boyunca 70. Piyade Alayı'nın bir mensubu olarak alayla birlikte tam bir asker gibi cepheden cepheye koşuyordu. Bu alaya o bölgede 'Kızlı Alay' dendi. Ata binmesini ve silah kullanmasını çok iyi bilen ve kendisine Tümen Komutanı Ahmet Derviş Paşa tarafından onbaşı rütbesi verilen bu kız çocuğunun kahramanlığı ve fedakarlıkları TBMM'nin oturumlarına dahi konu oldu. Gediz Muharebelerinde umutsuzluğa düşmüş askerlerin önünü atıyla keserek, "Ben babamın yanında ölmeye gidiyorum, siz nereye gidiyorsunuz?" diyen bu küçük onbaşı, bazıları tarafından 'Türklerin Jean d'Arc'ı' olarak nitelendirildi. Nezahat Onbaşı, 6 Temmuz 1986'da Dolmabahçe Sarayı'nda sessiz sedasız bir törenle şükran plaketini aldığında 78 yaşında idi. Altı yıl sonra madalyasını göremeden hayata gözlerini kapadı.
Annesinin son günerinde milli mücadele günlerini yaşamaya başladığını söyleyen büyük kızı İnci Üçok(Baysel) Nezahat Onbaşının ölüm anının şöyle anlattı: Çok rahatsızlanmıştı. Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne kaldırdık. Hastanede, 'Bak gördün mü Alay geldi. Karşıda askerler. Bak kızım babam beni almaya geldi. Alayın hepsi burada' diyordu. Onlar son sözleri oldu.