Şeriat istedi!
Hüseyin Üzmez’i, polis aylardır arıyor ancak bulamıyor. Oysa, Hüseyin Üzmez Ankara'da ve...
Küçük kıza sarkıntılık suçundan 13 yıl hapis cezasına çarptırılan ve cezası Yargıtay tarafından onaylanan yazar Hüseyin Üzmez’i, polis aylardır arıyor ancak bulamıyor. Oysa, Hüseyin Üzmez Ankara'da bir bakımevinde bulunuyor...
Gazeteci-yazar Ahmet Emin Yalman’a suikast girişiminde bulunan uzun yıllar bir gazetede köşe yazarlığı yapan, televizyonlarda “kavgalı” programlarının aranan ismi Hüseyin Üzmez, 14 yaşındaki kıza “cinsel istismarda” bulunduğu gerekçesiyle 14 yıl bir ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Cezaevine konulması için hakkında arama kararı çıkarılan Üzmez’i polis bir türlü yakalamıyor. Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk, aranan Hüseyin Üzmez’i, Ankara’da buldu.
Yargıtay’ın mahkumiyet kararını onaylamasını Üzmez, şöyle değerlendirdi:
“Bu ceza bana vız gelir. Önemli olan şeriat kanunlarıdır. O yüzden bu ülkeye daha fazla gecikmeden şeriat gelmeli. Daha bunun için ne bekleniyor? Memleketin daha fazla mahvedilmesine seyirci mi kalınacak?”
17 yaşında suikastçı
Türkiye’nin ilk siyasi suikastçılarından Hüseyin Üzmez, 17 yaşındayken dönemin ünlü gazeteci-yazarı Ahmet Emin Yalman’a, 22 Kasım 1952’de Malatya’da suikast girişiminde bulundu. Yalman, suikasttan yaralı olarak kurtuldu. Yalman’ı vurmaktan asla pişmanlık duymadığını bugün de tekrarlayan Hüseyin Üzmez, suikast girişimi için “Başbakan Adnan Menderes’i avucunun içine almış, istediği kişiyi istediği bakanlığa getirtiyordu. Ben de onu vurarak ayaklarının dibine serdim” diyor.
Lise öğrencisiyken Türkiye'yi ayağa kaldıran suikast girişimini gerçekleştiren, o dönemde Necip Fazıl Kısakürek’in peşinden koştuğunu kaydeden Üzmez, konuşmamız sırasında da “üstat” dediği Kısakürek’in şiirlerinden okudu.
“Bu ceza bana vız gelir”
Günde 8-10 gazete alan ancak hakkında “yakalama kararı” verildiğinden haberinin olmadığını öne süren Hüseyin Üzmez, “Bana ceza mı vermişler? Cezayı onaylayan kim? Yargıtay. Beni cezaevine değil, nereye götürürlerse götürsünler vız gelir. Gurbete giden şehit olur. Ben de kaderime razıyım” dedi.
Allaha sığındığını, kimseye minnetinin olmadığını, kalbinin “Allah…Allah” diye attığını öne süren Hüseyin Üzmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bana cezayı verilecekse, Şeriat kanunlarına göre verilmeliydi. Ben bu cezayı tanımıyorum. O yüzden İslam Devleti bir an önce kurulmalı ve şeriat hükümleri A’dan Z’Ye kadar eksiksiz uygulanmalıdır. Türkiye, Şeriatı uygulamak için daha ne bekliyor anlamadım. Şeriat uygulanırsa sevinirim. Şeriat yalnız Türkiye’de değil, ABD’de bulunan Müslümanlar için de geçerli olmalı”
“Böyle bir olayı hatırlamıyorum”
14 yaşındaki B.Ç’ye “cinsel istismarda bulunduğu” gerekçesiyle iki kez tutuklanıp serbest bırakılan Hüseyin Üzmez, yerel mahkemede 14 yıl bir ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmasına rağmen, cezası Yargıtay tarafından onaylanmadığı için cezaevinde tutulmuyordu.
Ankara’da yaşayan ve doktor raporuna göre psikiyatrik yönden herhangi bir sorunu olmadığı doktor raporuyla saptanan 1932 doğumlu Hüseyin Üzmez’in, Yargıtay tarafından onanan 13 yıllık cezasının yanı sıra, “hürriyeti tahdit” suçlamasından da yeniden yargılanacak. Üzmez’e, 14 yaşındaki kıza “cinsel istismar” ve “alıkoyma” suçlamalarına karış söyleyecek bir şeyi olup olmadığını sorduğumda şunları söyledi:
“Ben kime cinsel istismarda bulunmuşum hiç böyle bir şey hatırlamıyorum. Benim zekatımla yaşayana yan gözle bakmam, bakan gözleri de çıkartırım. Kimseye sarkıntılık etmedim. Hadiseler, olaylar o kadar çok ki hatırlamam da mümkün değil. Ben rabbime bakarım. Gerisi ne derse desin. İnsan biraz göz önünde olursa dostu da, düşmanı da çok olur. Allah bana neyi taktir ettiyse o taktir de benim başımın tacıdır.”
“Bizim yapacak bir şeyimiz yok”
Ankara’da bir bakımevinde kalan Hüseyin Üzmez’in arandığını basından okuduklarını belirten bakımevi yetkilileri ise “Yönetmelik gereği, burada kimlerin barındığını ilgili makamlara zaten bildiriyoruz. Bizim, Hüseyin Üzmez için polise başvurmamızı ayrıca gerektirecek bir şey yok, Üzmez, bir yılı aşkın süredir aynı bakımevinde kalıyor. Kendisini saklama-gizleme diye bir şeyimiz yok” dediler.