‘Serap’ın payına ölüm benimkine hapis düştü’

İki sanık ikişer kez ağırlaştırılmış müebbete mahkum edildi. Olayın sanığı savunmasında “Onun payına ölüm, bana hapis düştü” dedi ve beraatini istedi

İstanbul Küçükçekmece’de 2009 yılında İETT otobüsüne yapılan, 17 yaşındaki lise öğrencisi Serap Eser’in yanarak ölmesiyle sonuçlanan molotoflu saldırıyla ilgili davada karar çıktı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dünkü duruşmaya tutuklu sanıklar Selman Akpınar ve Hamit Aksan getirildi. İlk olarak söz alan sanık avukatı Ömer Çiftçi olayda MİT’in rolü olduğunu iddia etti. Avukat Çiftçi sanık Hamit Aksan ’ın emniyetteki ifadesinin yanlış olduğunu belirterek “Suça karışmış olsalar bile kasıt otobüse zarar vermektir. Öngörülemeyen bir sonuç ortaya çıkmıştır. Bu nedenle beraatlerine karar verilmesini istiyoruz ” dedi.

‘Adalet yara alır’

Mahkemeye yazılı savunma veren tutuklu sanık Salman Akpınar, tek suçunun muhalif bir gazetede çalıştığını belirterek başına gelenin komplo olduğunu savundu. Hastanede Serap’a gereken müdahalenin yapılmadığını öne süren Akpınar, “Serap ve ben bu olayın mağdurlarıyız. Onun payına ölüm, benim payıma da hapis düştü” dedi. Olaya karıştığına dair dosyada bir delil olmadığını kaydeden Akpınar, “Kamuoyuna yansıyan savcı, MİT, emniyet krizi benim bu olayda MİT’in parmağı var iddiamı güçlendirmektedir. Mevcut delillerle hüküm kurulması adalet duygusunu yaralayacaktır. Beraatime karar verilmesini talep ediyorum” dedi. Son sözü sorulan diğer tutuklu sanık Hamit Aksan ise diyecek bir şeyinin olmadığını söyledi.

İndirim yapılmadı

Davayı karara bağlayan Mahkeme Heyeti, tutuklu sanık Hamit Aksan’ın “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan beraatine karar verdi. Mahkeme, tutuklu sanıklar Hamit Aksan ve Salman Akpınar hakkında “patlayıcı madde atmak ve kamu malına zarar vermek” suçlarından “amaç suçun işlenmesi doğrultusunda işlenen suçlar ” olduğu gerekçesiyle hüküm kurulmasına yerolmadığını ifade etti. İki tutuklu sanığın “PKK silahlı terör örgütü adına hareket ederek üzerlerine atılı olan devletin birliğini bozmak ve ülke topraklarından bir kısmını devlet idaresinden ayırma amacına yönelik vahamet arz eden eylemi gerçekleştirdiklerini “ belirten mahkeme heyeti, sanıkların suçun işlenişi, fiilin özellikleri, kastın yoğunluğu, olaydaki konumlarını dikkate alarak ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmalarına hükmetti. İki sanığın, 18 yaşından küçük maktul Serap Eser ’i patlayıcı madde atmak sureti ile yakarak kasten öldürmek suçunu işlediklerini kaydeden mahkeme heyeti, sanıkların bu suçtan da ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına karar verdi. Mahkeme iki suçtan verilen cezada da sanıkların pişmanlık göstermemesi nedeniyle indirim yapmadı.

6 yıl 8’er ay hapis

İki sanığın ayrıca “patlayıcı madde bulundurmak ve nakiletmek ” suçundan 60’şar yıl 8 ’er ay hapisle cezalandırılmasına karar verdi. Salman Akpınar’a, “terör örgütü propagandası yapmak ” suçundan 1 yıl hapis cezası verilirken tutuksuz sanık Merdan Berk ’in “Kasten çocuk öldürmek, patlayıcımadde atmak, kamu malına zarar vermek ” suçlarından beraatine hükmetti.

Serap Eser 29 gün direndi

Küçükçekmece’de 8 Kasım 2009 günü Söğütlüçeşme-Zeytinburnu otobüsüne yapılan molotofkokteylli saldırıda 17 yaşındaki lise son sınıf öğrencisi Serap Eser yanmıştı. 29 gün hastanede yaşam savaşı veren Eser, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. Polis ekipleri kısa süre sonra molotoflu saldırıyı gerçekleştirdiği tespit edilen 7 kişiyi gözaltına aldı. PKK’nın gençlik yapılanması içerisinde oldukları belirlenen 7 kişiden molotofkokteylini atan kişinin Hamit Aksan olduğu belirlendi. Adliyeye sevk edilen şüpheliler tutuklandı. Serap Eser’in ölümüne ilişkin İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan iddianamede sanıklar Hamit Aksan, Ramazan Sebuktekin, Mahsun Dima, Ömer Kaya, Salman Akpınar, Özgür Bakır ve Merdan Berk’in ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Savcı sanıkların “silahlı terör örgütü üyesi olmak, kasten adam öldürmek, patlayıcı madde atmak, mala zarar vermek, genel güvenliği tehlikeye sokmak ve ruhsatsız silah bulundurmak” suçlarından cezalandırılmalarını talep etti. Ancak 4 sanığın dosyası yaşlarının 18 ’den küçük olması sebebiyle ayrılarak çocuk mahkemesine gönderildi. Bu 4 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.