Gazete Vatan Logo

Sempozyumda 'Fethullahçı' protesto

TUNCELİ Üniversitesi’nde düzenlenen 1’inci Uluslararası Tunceli (Dersim) Sempozyumu başladı. Tunceli Valisi Mustafa Taşkesen, “Türkiye Cumhuriyeti artık geçmişiyle yüzleşme ve ondan ders çıkararak ilerleme cesaretini özümsemiştir. Devletimiz artık doğusuna namlunun ucundan bakan zihniyeti çoktan geride bırakmıştır” dedi. KESK, üyesi bir grup da sempozyumun Tunceli’yi temsil etmediğini ileri sürerek basın açıklaması yaptı.
Tunceli Üniversitesi tarafından düzenlenen ve iki gün sürecek olan 1’inci Uluslararası Tunceli (Dersim) Sempozyumu başladı. Sempozyuma aralarında Prof. Dr. Baskın Oran, Prof. Dr. Mete Tuncay, Prof. Dr Ahmet Özer, Prof. Dr. İşaya Üşür, Almanya Köln Üniversitesi’nden Prof. Dr. Martin Van Bruinessen, Prof.Dr. Wolf-D.Bukow ile bilim adamları ve akademisyenler katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Durmuş Boztuğ, Tuncelililer ve devlete seslendi. “Şimdi de ülkemizin ana eksenine, devletimize, hükümetimize, milletimize sesleniyorum ve tarihi görevimi yapmak istiyorum” diyen Prof. Dr. Boztuğ, şunları söyledi:
“Lütfen Tuncelilileri, Dersimlileri daha başından itibaren Alevi olarak, daha başından itibaren Zazaki, Kurmanci ana dilleri var olarak, sol düşünceye sahip olarak kabul edin, bağrınıza basın. Onların uzattıkları eli tutun, öpün, sarılın bir daha kardeş olarak o eli bırakmayın. Farklılıklarımıza rağmen, çeşitliliklerimize rağmen bunları bir zenginlik olarak kabul edin. Tunceliliyi, Dersimliyi sıkı sıkı bağrınıza basarak ülkemizin birlikte hukukun, demokrasinin, insan haklarının, ekonominin temel kuralları evrenselleşmesi yolunda yolumuza devam edelim.”

VALİ: YÜZLEŞEREK YOL ALALIM

Tunceli Valisi Mustafa Taşkesen, geçmişin acılarını kaşımadan ancak yüzleşerek yol alınması gerektiğini belirterek, “Türkiye Cumhuriyeti artık geçmişiyle yüzleşme ve ondan ders çıkararak ilerleme cesaretini özümsemiştir. Devletimiz artık doğusuna namlunun ucundan bakan zihniyeti çoktan geride bırakmıştır.” dedi. Yoksulluk ve unutulmuş denildiği zaman, kaybedilen yılların ve nesillerin muhasebesini de yapmak zorunluluğunu olduğunu kaydeden Vali Taşkesen, şunları söyledi:
“Elbette ki geçmişe takılıp kalmak yanlıştır. Hele hele geçmişin acılarından kin ve düşmanlık devşirmek bu toprakların ruhuna ihanettir. Ama geçmişle zaman kaybetmeyelim diyerek de geleceğe huzur içinde giremeyiz. Huzur olmazsa ne iş olur, ne şevk, ne de kalkınma. Yapılacak şey olgunluk içinde geçmişimizle yüzleşmektir. Devlet olarak bölgeye ve Tunceli’ye bakış açımızda ne gibi arızalar vardı? Halkımızla neden bütünleşemedik? Bunların sorgulamasını yapmadan ilerleyemeyiz. Devlet olarak şimdi değişse de uzun yıllar bölgeye dair politikalarımızın güvenlik ekseninde belirlenmesinin yanlışlığını kaybedilen onca yıl ve yaşanan yığınla acıyla anladık. Gördük ki, salt güvenlik kaygısı gütmek her şeyden önce güvenliği tehlikeye düşürüyor. Özgürlüklere güvenmemek, halkından ürkmek devletin kalplerdeki yerini zayıflatıyor. Kalplerde kaybeden devletler de kalelerde kazansalar uzun ömürlü olması taktir edersiniz ki mümkün değil.”
Vali Taşkesen, her şeyi götürüp ekonomik kalkınmaya bağlayan görüşlerin yetersizliğinin kabul edilmesi gerektiğini anlatırken, “Ekmek her şeyin temeli tabi ki ama her şey değil tabi ki. Bir devletin milleti ile bütünleşmesinin öncelikli şartı, insanlarına onurlu bir varoluş şartı sunmasıdır. Doğru anlayış, güvenlik özgürlük ve ekmeğin bütünleştirilmesinden geçer. Birini diğerinin alternatifi yada faaliyeti olarak gördüğünüzde üçüne de ulaşamamak tehlikesi ile karşı karşıya kalma tehlikesi var” dedi. Vali Taşkesen, ülkenin doğusuna geçmişte namlunun ucu ile bakıldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkenin doğusuna namlunun ucuyla bakan zihniyet çoktan geride kaldı. İşte Tuncelimiz 2009 yılında kişi başına en çok harcama yapılan il konumundadır. Nüfus olarak en küçük il olmasına rağmen devletimiz bölgeye birçok yatırım getirmiş ve KÖYDES ödenekleri Türkiye’de birçok ili geride bırakmıştır. Bu durumda artık devletimizin bölgeye bakış açısı eskiden olduğu gibi güvenlik endişesi taşımamaktadır ve hep vatandaşın yanında ve hizmet anlayışı ön plana çıkmıştır.”

PROF. DR. ORAN: ULUS DEVLET YOK OLUYOR


Prof. Dr. Baskın Oran da ‘1937-1938’de Ne Oldu’ başlıklı konuşmasında, protokol konuşmalarının kendisini mutlu ettiğini söyledi.
Prof. Dr. Oran, “Protokol konuşmalarından benim anladığım şudur. Ulus devlet artık yok oluyor. Özellikle sayın vali ile sayın rektörün konuşmalarından bunu gördüğüm için mutluyum. Ulus devlet, milletinin tek bir etnik, dinsel gruptan olduğunu varsayar ve böyle olmadığı için de onu asimile eder, mutsuz eder. Bugün ben görüyorum ki ulus devlet türünün ortadan kalkması sadece bizim zihinlerimizde değil artık devletin zihniyetinde de yer almaya başlamış. Onun için bugün benim çok mutlu günüm” dedi.

KESK'TEN SEMPOZYUMA TEKPİ

Bu arada KESK’e bağlı yaklaşık 30 kişi sempozyumu protesto etti. Dersim isyanın liderlerinden Seyit Rıza’nın heykeli önünde yaılan açıklamada, sempozyuda Tunceli halkının yok sayıldığını ve bir cemaate yakın kişilerle gerçekleştirildiği öne sürüldü.
Eğitim-Sen Tunceli Şubesi sözcüsü Süleyman Güler, “Bu sempozyum, Fettulah Gülen cemaatinin ve Zazacı olarak bilen bir kesimin gerçekleştirdiği bir toplantıdır” dedi. Alevilerin, Tunceli halkının yok sayıldığını ileri süren Güler, şunları söyledi:
“Dersim halkı yok sayılmış, Kürtler yok sayılmış, Dersimliler ve Seyit Rıza yok sayılmıştır. Program bir bütün olarak ele alındığında bir söz akla geliyor, sahnede söyleyecek sözü olmayanlar dekor parlatıcılığı yapar. Dersim ve 1937-1938’e ilişkin çalışmalarda amacı dekor parlatıcılığı olanlara aktif ve halkın sürece dahil edildiği bir mücadeleyi önlerine koymaları gerektiğini, sempozyumun katılımcılarının gücünü halktan alan ve bilimsel çalışmaları halkla paylaşan yani yeniden toplumun hizmetine sokan bir çizgide buluşulması gerektiğini hatırlatmak isteriz. Dersim sempozyumu ile üniversite rektörlüğü toplum mühendisliğine soyunmaktadır. Üniversite bu rol ve misyonu terk etmelidir. Katılımcıları bakıldığını ve üniversite kadrolarına göz attığımızda Fettulah Gülen cemaatinin ağırlığı fark edilecektir.”
Bu arada sempozuma verilen arada birkişi yoksul olduğunu ve vali ile görüşmek istediğini söyledi. Korumaların engel olmak istediğin Yusuf Zenk, valiye yaklaştığı sırada kendisinin dövüldüğünü iddia ederek, “Polisler neden beni döveni yakalamıyor. Ben fakirin derdimi hiç mi anlatamayacağım. Valiyi protesto ediyorum, biz insan değilmiyiz” diye bağırdı.

Haberin Devamı