Semih Yalçın’dan referandum açıklaması
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın: “Bazı köşe yazarı ve gazeteciler dün akşam, MHP’nin hiç ‘evet’ oyu vermediğini bile öne sürecek kadar akıldan, sağduyudan, insaf ve izandan uzaklaşmışlardır” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “Bazı köşe yazarı ve gazeteciler dün akşam, MHP’nin hiç ‘evet’ oyu vermediğini bile öne sürecek kadar akıldan, sağduyudan, insaf ve izandan uzaklaşmışlardır. Bunların gözlerinde ve gönüllerinde siyasi tavukkarası vardır. Çaresi de ömür boyu günaşırı ‘MHP vitamini’ almaktır” dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini içeren anayasa değişikliğine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Halk oylaması sonuçlarının MHP aleyhine çarptırılması nedeniyle yazılı açıklama yapılmasına gerek duyulduğunu belirten Yalçın, referandumun takdire şayan bir demokratik olgunluk atmosferinde gerçekleştirildiğini, milletin tarihi bir sınavdan daha başarıyla çıktığını ifade etti. Sandıkta yüzde 51,4 ‘evet’, yüzde 48,6 ‘hayır’ oyu çıktığını anımsatan Yalçın, anayasa değişikliğinin halk tarafından onaylandığını vurguladı.
“Devlet binası daha güçlü kolanlar üzerine oturacak”
Yalçın, referandumun Türkiye’nin geleceği açısından bir dönüm noktası olduğunun altını çizerek, yeni sistemin temellerinin atıldığını, bundan böyle siyaset kurumunun yeni bir istikamete yöneldiğini, yeni hükümet sisteminin taşlarının birer birer yerine konacağını ve devlet binasının daha güçlü kolonlar üzerine oturacağını ifade etti.
“Siyasi kutuplaşma mesajı okumak cinnettir”
Yalçın açıklamasına şöyle devam etti: “Buna rağmen, iki aylık referandum süreci boyunca televizyonlara çıkan veya gazetelerdeki köşelerinde abuk sabuk ‘tefsir-i şerifler’ sıralayan bazı medya mensupları ve yazarlar, halk oylamasının akşamında da aynı basiretsiz ve isabetsiz görüşlerini tekrarlamışlardır. Kimi; sonuçların Türkiye’yi iki partili bir sisteme ve kutuplaşmaya götürdüğünü, kimi de MHP seçmeninin referandumda ‘evet’ oyu vermediğini ileri sürmüştür. Halk oylaması sonuçlarından siyasi kutuplaşma mesajı okumak cinnettir. Gerek ‘evet’ gerekse ‘hayır’ oylarının bileşenlerini doğru tahlil etmek, iyi okumak icap eder. Türk seçmeni fevkalade ferasetli bir tutum sergileyerek oylarını dengelemiş ve referandumun bir milletvekili genel seçimi veya belediye seçimi olmadığı mesajını vermiştir. Türk seçmeni, dünkü halk oylamasında bir siyasi parti tercihinde bulunmamış, bir sistem tercihi ortaya koymuştur. Seçmen, halk oylamasını ölüm kalım meselesi, Cumhuriyet’in mukadderatının oylaması gibi göstermek isteyenlere ders vermiştir.”
“Siyasi sonuçlar çıkarmaya çalışmak vahim bir hatadır”
Referandumu siyasi partilerin geçmişte aldıkları oylar açısından değerlendirme ve buradan siyasi sonuçlar çıkarmaya çalışmanın vahim bir hata olduğunu kaydeden Yalçın, “Deyim yerindeyse tekeden süt sağmaktır. Referandumda ‘evet’ onayı alan Anayasa değişikliği, herhangi bir siyasi partinin seçim programı değil, Türk milletine bağımsız, hür, emin ve müreffeh bir gelecek inşası için hazırlanmış bir hukuk metnidir. O halde önümüzde açılan bu yeni dönemde birlik ve bütünlük içinde ülkenin geleceğini inşa etmek gibi bir mecburiyetimiz vardır. Üstelik Anayasa değişikliği metni, mahdut bir zümre veya kliğin dayatması değil; bilakis TBMM’de vücut bulan demokratik bir uzlaşmanın, demokrasinin temel kıstaslarından biri olan çoğunluk iradesinin, tercihinin yansımasıdır” ifadelerini kullandı.
“‘Evet’ kazanmıştır ama bu, ‘hayır’ diyenlerin kaybettiği anlamına gelmez”
Yalçın, referandumda ortaya çıkan oy oranlarının hem Anayasa değişikliği mutabakatının mimarlarına hem de buna karşı çıkan çevrelere sıcak, özenli, dengeli ve dikkatli bir demokrasi mesajı mahiyetinde olduğunu ifade ederek, “MHP, bu çerçevede seçmenin mesajını almıştır; öteden beri milli birlik ve beraberliğin korunması yolunda sadık kaldığı mutabakata riayeti titizlikle sürdürecektir. Elbette referandum neticesinden her siyasi partinin çıkaracağı dersler vardır. Ancak halk oylaması sonuçlarını seçmen yöneliminden çok, yeni yönetim modeline verilen primin dozu, kredinin sınırı açısından değerlendirmek isabetli olacaktır. Referandum neticesini kendi dinamikleri çerçevesinde değerlendirmek lazımdır. Sonuçta ‘evet’ kazanmıştır ama bu, ‘hayır’ diyenlerin kaybettiği anlamına gelmez. Çünkü halk oylamasının ortaya çıkardığı aritmetik; demokratik haklarını kullanan hiçbir kesimin, demokrasimizin ve Cumhuriyet rejiminin aleyhinde işlemeyecektir. Ayrıca referandumda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve MHP lideri Devlet Bahçeli oylanmamış, bununla birlikte onların mutabakatı neticesinde ortaya çıkan bir hukuk manzumesi tasdik edilmiştir. Hal böyleyken dün televizyonlara çıkarak referandum sonuçlarını yorumlayanların çoğu, yine malum ön yargılarını ortaya dökerek MHP’ye çullanmaya yeltenmiştir. Seçmenin temayülünü kendilerinden menkul kerametlerle partilere tasnif ve taksim ederek her zamanki isabetsizlikler yumağına dolanan bu yorumcular; MHP’nin çabalarını sıfırlamaya çalışırken duygularıyla gerçekleri, halk oylamasının dinamikleriyle genel seçim dinamiklerini birbirine karıştırmışlardır” değerlendirmesinde bulundu.
“MHP’nin hiç ‘evet’ oyu vermediğini bile öne sürecek kadar akıldan uzaklaşmışlardır”
Yalçın, referandum sonuçlarının açıklanmaya başladığı andan itibaren ‘evet’le elde edilen başarıyı ve milletin demokratik eğilimini gölgelemek için sıraya girdiğini vurguladı. Referandumun genel seçim olmadığının altını çizen Yalçın, halk oylaması sonuçlarını genel seçimlerle mukayese ederek yapılacak analizlerin çok ciddi yanlışlara götüreceğini ifade etti. Bu analizlerin siyasi ön yargılar ve düşmanlıklarla birleştirilmesininse vahim bir hata olacağını belirten Yalçın, “Türkiye’ye hiçbir bir yararı bulunmayan ve MHP’ye de hiçbir zarar vermesi mümkün olmayan; objektiflik, gerçeklik ve bilimsellikten uzak tefsir ve değerlendirmeler, milletimizin tercihine de haksızlık etmek ve onu küçümsemektir. Bazı köşe yazarı ve gazeteciler dün akşam, MHP’nin hiç ‘evet’ oyu vermediğini bile öne sürecek kadar akıldan, sağduyudan, insaf ve izandan uzaklaşmışlardır. Bunlar, genellikle referandum sürecinde de öncesinde de işi gücü bırakıp MHP aleyhtarlığına soyunan bilindik tiplerdir. Bunların gözlerinde ve gönüllerinde siyasi tavukkarası vardır. Çaresi de ömür boyu günaşırı ‘MHP vitamini’ almaktır. Malum MHP aleyhtarı yorumcular, ellerine MHP düşmanlığı hastalığından başka bir şey geçmediği halde bunu garip bir tiryakilikle adeta bir geçim ve şöhret kapısı haline getirmişlerdir. Hatta bazıları polemik için en uygun unsur olarak gördüklerinden, ‘politik kıtlık vukuunda daima un gibi besleyici çözümler üreten MHP değirmeni’ne Don Kişot gibi saldırmaya devam etmektedir” ifadelerini kullandı.
Yalçın, “Dün akşam televizyonlarda boy göstererek MHP’nin emeğinin, fedakarlık ve çabalarının yok sayılmasıyla kazanacaklarını sandıkları kardan hisse kapmak için yarış içine girmişlerdir. Söz konusu güruh, sanki ortada MHP açısından bir mağlubiyet varmış gibi, referandumun kaybedeni olarak partimizi göstermeye çalışmıştır. MHP’li seçmenin 9 ayrı mitingde meydanları coşkuyla doldurup sandığa güle oynaya giderek beyan ettiği irade, görmezden gelinmiştir. Dün akşam bazı yorumcularda sağduyulu kamuoyu tarafından tespit edilen gözü dönmüşlük ve akıl tutulmasının sebebi; geleneksel MHP düşmanlığından ve partimizin referandum sürecinde oynadığı dominant role duyulan hasetten başka bir şey değildir” dedi.
“MHP’nin başarısını gölgelemek için amaçsızca çırpınmışlardır”
Halk oylamasının amacının en az yüzde 50+1 ile halkın teveccühünü kazanmak olduğunu belirten Yalçın, dünkü yapılan referandumun neticesinin demokratik ve meşru olduğunu vurguladı. Referandumda yüzde 51,4 oranında ‘evet’ çıkmasının MHP ve AK Parti’nin yürüttüğü ‘evet’ kampanyasının hedefine ulaştığının altını çizdi. 16 Nisan referandumunda başarısız olan ve kaybedenlerin yanlış hisselere yatırım yapmayı sürdüren siyaset simsarları olduğunu ifade eden Yalçın, “Kaybettikleri için de dün ekranları umutsuzca kirletmişler, MHP’nin başarısını gölgelemek için amaçsızca çırpınmışlardır. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin ve MHP’nin 11 Ekim’den bu yana ortaya koyduğu tutarlı duruşu hazmedemedikleri için çektikleri politika kabızlığı, yüzlerine ve sözlerine yansımıştır” şeklinde konuştu.