Sandığa marş marş!
Er ve erbaşlara seçme hakkı yeni bir tartışma başlattı
Er ve erbaşa seçme hakkı tanınması tartışılıyor. “Siyaset, kışla hayatının bir parçası olmaya başlarsa, disiplin ve bütünlük bozulur” diyen de var, “Vatani görevini yapan Mehmetçiklerimiz de oy kullanmalı. Oy kullanmak en temel hak” diyenler de.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın vatani görevini yapan er ve erbaşlara seçme hakkı tanıyacaklarını açıklaması beraberinde yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Başbakan’ın önerisine temkinli yaklaşanlar kışlaya siyasetin gireceğinden ve erler arasında disiplinin bozulup, kutuplaşma yaşanacağından endişeli olduklarını söylediler. Öneriyi demokrasinin gereği olarak yorumlayanlar ise silah altındaki erlerin oy kullanacak olmasının en temel yurttaşlık hakkı olduğunu dile getirdiler.
Erdoğan açıklamıştı
Başbakan, er ve erbaşlara seçme hakkı tanınacağını açıklarken, şöyle konuşmuştu: “TSK içinde muvazzaf kadro oy kullanma hakkına sahip, er ve erbaşlar değil. Bizim bunun önünü açmamız lazım. Asker, er, erbaş niye oy kullanmasın? Onlar da oyunu kullanabilmeli. Onlara haksızlık oluyor. 18 yaşa seçme hakkı veriyorsun, eğer askerdeyse oy kullanamıyor. Bunun da önünü açmamız lazım. İleri demokrasi diyorsak, bunun gereğini yapmamız lazım.”
Bozdağ: Anayasa değişikliği gerekiyor
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçilme yaşının 18 indirilmesi, silah altındaki er ve erbaşlara seçimlerde oy kullanma hakkı verilmesi yönündeki açıklamalarının hayata geçmesinin anayasa değişikliği gerektirdiğini belirterek, ”Bu konularda anayasa değişiklği yapmak için parlamento zemininde arayışlar olacaktır” dedi. Bozdağ, Yıldız Sarayı Çit Kasrı’nda düzenlenen ”Osmanlı Belgelerinde Umman” konulu uluslararası panelin açılışında, “Türkiye’de seçme ve seçilmenin önünde hala demokrasiyle bağdaşmayan bir takım engeller bulunmaktadır. 18 yaşındaki bir kişi cumhurbaşkanı seçimlerinde oy verebilirken, milletvekili, belediye başkanı seçimlerinde oy verebilirken, seçilme hakkını ona tanımamışız. Anayasamızın ilgili maddeleri buna engel durumda. Öte yandan askerde bulunan er ve erbaşlara, seçme hakkı vermiyoruz. Böyle bir sıkıntı var. Mutabakat olursa bu konudaki anayasa değişikliğini hep beraber hayata oluruz” diye konuştu.
‘Baştan sona sakıncalı’
Haldun Solmaztürk (Emekli Tuğgeneral)
“Sayın Başbakan’ın önerisi arka planı düşünülmeden ortaya atılmış bir görüş. Ordu geleneğinde bugüne kadar kışlaya sandık girmemiş, Mehmetçikler daima siyasetten uzak tutulmuştur. Silah altındaki erlerin seçim döneminde oy verecek olmaları doğru olmaz. KKTC’nin kendi yurttaşı olan askerleri oy kullanabiliyor. Her seçim döneminde ister istemez tartışmalar ve farklı görüşler ortaya çıkıyor. Siyaset, kışla hayatının bir parçası olmaya başlarsa disiplin ve bütünlük bozulur. Erler arasında iktidar yanlısı olanlar, muhalefet yanlısı olanlar şeklinde ayrımlar yaşanır. Bir askeri birlik düşünün, bir yanda MHP’ye oy verenler, diğer yanda BDP’li askerler. Ortaya çıkacak tablonun yorumunu size bırakıyorum. Orduyu siyasetten ayıklayalım derken siyasetin içine sokacak bir fikir ortaya atıldı. Subaylar aslarını etkilerse ne olacak. Baştan aşağı sakıncalarla dolu bir yaklaşım.”
‘Kutuplaşma olur disiplin kaybolur’
Armağan Kuloğlu (Emekli Tümgeneral)
“TSK’da bir gelenek olarak 1960 darbesine kadar subay ve astsubaylar bile oy kullanamıyordu. 27 Mayıs’tan sonra subay ve astsubaylara da bu hak tanındı. Dendi ki, nasıl olsa subay ve astsubaylar toplu halde yaşamıyorlar, dağınıklar, duyarlı oldukları için siyaseti de kışladan uzak tutarlar. Rütbeli personel bu konuda son derece hassas davrandı. Ancak er ve erbaşların durumu farklıdır. Erbaş ve erler emir komuta altındadır. Bir bölükte 300 asker bulunur. Emir komuta altındaki kişilere oy verdirdiğiniz zaman, çeşitli dedikodular çıkacaktır. Kimi asker çıkıp ‘komutan bize baskı yaptı falanca partiye oy atmamızı telkin etti’ diyebilir. Erler oy kullanacakları için siyaseti yakından takip edip birbirleriyle münakaşa edebilir. Kışla disiplini bozulur. Hatta kutuplaşmalar yaşanır. Sonucunda TSK’nın en özen gösterdiği konu olan kışlaya siyaset sokulmaması ortadan kalkar. Kaş yapayım derken göz çıkarmamak gerekir. Mutlaka iyi incelenmesi gereken bir konu.”
‘Oy kullanmak erlerin de hakkı’
Nejat Eslen (Emekli Tuğgeneral)
“Vatani görevini yapan Mehmetçiklerimiz de oy kullanmalı. Onlar da bu ülkenin yurttaşları ve en temel haklarından biri de oy kullanmak. Avrupa ve ABD’deki askerlere bu hak tanınmış durumda. Erlerin seçim döneminde oy kullanacak olmaları sakınca oluşturmaz. Siyasetteki düşünce ayrılıkları kışla içindeki günlük hayata yansımamalı. Askeri birliklerde siyasi kutuplaşmalara izin verilmez. Sandıklar mutlaka kışla dışında olmalıdır. Erler seçim döneminde izin alır, sivil kıyafetlerini giyip oy atmaya gider. Tek merak ettiğim konu, Başbakan’ın önerisi gerçekten de demokrasiyi yaygınlaştırmak için mi, yoksa belli bir gurubun siyasi avantaj sağlaması mı için mi gündeme getirildi. Bana göre erler de her vatandaş gibi oy kullanabilir.”
‘Olumlu bakıyorum’
İskender Pala (Yazar)
“Seçme yaşının onsekize indirilmesini olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorum. Kişilerin yetkin birey olabilme yaşı onsekiz olduğuna göre neden seçme ve seçilme hakkını da kullanmasınlar. Onsekiz yaşını doldurup askere alınan vatandaşların da bu uygulamadan yararlanmaları konusuna ben olumlu bakıyorum. Elbette TSK’nın siyasi bir kurum olmadığını da göz önünde bulundurarak. Siyasetten azami uzak bulunmaları gereken muvazzaf askerlerin bile oy kullandığı bir demokrasi ortamında, yalnızca vatani görevini yapan ve sivil hayat yaşayan birinden bu hakkı esirgememek gerekir. Elbette seçim günü bütün bir garnizona oy kullanma izni verilemez. Ama tıpkı yurt dışından gelenlerin oy kullanması için sınır kapılarına konulan sandıklar gibi kışla yakınlarında bir muhtarlığa konulacak seçim sandığı, bütün meseleyi çözer. Askerler de iki saatliğine gidip siyasi görüşlerini kışlanın dışında yapacakları tercih ile belirtebilirler.”
‘Mahsurları olabilir’
Adnan Tanrıverdi (SADAT Yönetim Kurulu Başkanı-Emekli Tuğgeneral)
“Seçim propaganda döneminde erler arasında yaşanacak tartışmaların sakınca doğuracağını düşünüyorum. Erlerin oy kullanacak olması kışla içinde ister istemez kutuplaşmayı doğuracaktır. Oy sandıklarının kesinlikle kışla içine girmemesi gerekir. Propaganda ve adayların tanıtım, miting amaçlı yöntemleri de sakıncalar doğurur. Seçimler 4-5 yılda bir olsa da askerlerin sadece görevlerine odaklanmaları gerektiğini düşünüyorum. Oy hakkı, erler arasında siyasi rekabet konusu olursa zarar doğurur.“