Salda Gölü'nde 30 bin kişilik festivale izin çıkmadı

Salda Gölü kıyısında önümüzdeki günlerde düzenlenecek olan 30 bin kişilik festivale Burdur Valiliği'nden izin çıkmadı. Konunun gündem olmasının ardından harekete geçen Burdur Valiliği, ilgili resmi kurumlardan festivalin korunan alana etkisi konusunda görüş istedi. Çevre ve Şehircilik, Kültür ve Turizm İl Müdürlükleri ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı 6. Bölge Müdürlüğü'nün 3 gün sürecek festivalle ilgili değerlendirmelerinin ardından Burdur Valiliği, Salda Gölü koruma alanı içerisinde festival yapılmasına izin vermedi. Valiliğin konuyla ilgili resmi yazısı Yeşilova Kaymakamlığı'na iletildi.

Konuyla ilgili bilgisine başvurulan valilik yetkilileri, ilgili kurumlardan gelen görüşler doğrultusunda alınan kararın Yeşilova Kaymakamlığı aracılığı ile organizasyon firmasına ve Yeşilova Belediyesi'ne iletildiğini dile getirdi.

Valilik kararına rağmen korunan alanda kitlesel bir etkinlik yapılması durumunda yasal işlem uygulanacak. Valiliğin talebi üzerine festival düzenlenmek istenen Salda Gölü kıyısında yapılan incelemede, 10 bin çadır kurulması planlanan alanın gölü korumak için belirlenen 'hassas alan'da kaldığı belirlendi. Doğal sit alanı olarak da koruma altında olan bölgede etkinlik yapmak Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Komisyonu'nun iznine tabi. Ancak Denizli merkezli THEF organizasyon şirketinin bu yönde bir izin talebinin olmadığı ortaya çıktı.

“Vali Bey'e teşekkür ederiz”

Korunan alanda kitlesel festival yapılmasına izin verilmemesini değerlendiren Burdurlu turizmci Kemal Arslan, "24 Mayıs tarihinde yaptığımız çağrıya gösterdiği duyarlılıktan dolayı Burdur Valisi Sayın Hasan Şıldak'a şükranlarımızı sunarız" diye konuştu.

Salda Gölü’nde bilimsel çalışmalar yapan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Yard. Doç. Dr. Erol Kesici ise, gölde son birkaç yıldır su kaybı yaşandığına dikkat çekerek, şunları dile getirdi:

“Salda Gölü kıyısında buraya özgü endemik bitki türleri var. Buralara bilgilendirici tabelalar konularak gölü kullananların farkındalığı sağlanmalı. İnsanlar doğal alanları kullanırken neye zarar verdiklerini bilemeyebiliyorlar. Göle insanların ulaşımı konusunda koridorlar oluşturulmalı, gölün hidrobiyolojik yapısı mutlaka korunmalı. Buradaki en büyük sorun Salda Gölü’nün bir yönetim planının olmaması. Bir an önce alanın yönetim planı hazırlanarak hem doğaseverlerin gölle sağlıklı bir ilişki içinde buluşmaları hem de yöre halkının uzun vadeli sosyo-ekonomik kazanımlar sağlamasının yolu açılmalı. Aksi durumda Salda Gölü’nü birkaç yıl içinde kaybedeceğiz.”