Sadece 1 ret oyu çıktı
Alman Federal Meclisi, 1 saat süren tartışmanın ardından ‘Ermeni soykırımı karar tasarısını’ bir ret ve bir çekimser oya karşı büyük çoğunlukla kabul etti
Alman Federal Meclisi’nde yaklaşık bir saat süren tartışma oturumunun ardından “1915-1916 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermenilere ve diğer Hristiyan azınlıklara uygulanan soykırımın hatırlanması ve anılması” başlıklı karar tasarısı kabul edildi. Tasarıya sadece bir ret, bir çekimser oy çıktı. İktidardaki Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ile muhalefetteki Yeşiller’in ortak karar tasarısı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Jön Türk hükümetinin talimatıyla Ermeniler ve diğer Hristiyan azınlıklara yönelik tehcir ve katliamı soykırım olarak nitelendirmesinin yanında, o dönem Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri müttefiki konumunda olan Alman İmparatorluğu’nun sorumluluğunun da altını çiziyor.
Hedef Türkiye değil
Oylama öncesinde yaklaşık bir saat süren tartışma oturumunda konuşan parti temsilcileri, amacın Türkiye’yi ya da mevcut Türk hükümetini sanık sandalyesine oturtmak olmadığını vurguladılar.
Alman Federal Meclisi Başkanı Norbert Lammert, oturumun açılış konuşmasında “Parlamento tarih komisyonu değildir, mahkeme hiç değildir” dedi, ancak Alman meclisinin Almanya’nın kendi tarihi sorumluluğu da bulunan bir konuda nahoş sorulardan kaçamayacağını söyledi. Lammert, “Bugünkü Türkiye 100 yıl önce olanlardan sorumlu değildir, ama bunun gelecekteki sonuçlarından sorumludur” diye konuştu. Hristiyan Birlik partileri meclis grubu başkanvekili Franz Josef Jung da “Sadece geçmişinin sorumluluğunu üstelenenler geleceği şekillendirebilir” diye konuştu. Jung, amaçlarının Türkiye’yi sanık sandalyesine oturtmak değil, ortak tarihin irdelenmesi olduğunu kaydetti.
‘Sistematik imha’
Hristiyan Birlik meclis grubundan Christoph Bergner de tartışmanın soykırım kavramına indirgenmesinin yanlış olduğunu belirterek, “Biz bu kavramı hukuki anlamda değil, trajedinin boyutunu ortaya koymak için kullanıyoruz” diye konuştu. SPD milletvekili Dietmar Nietan ise Türk tarafının tezine gönderme yaparak, Ermeni ve diğer Hristiyan azınlıklara yönelik imha politikasının ‘Birinci Dünya Savaşı’nın karmaşasında yaşanan acı olaylar’ olmadığını, dönemin devlet makamları tarafından Jön Türk hükümetinin talimatıyla sistematik olarak uygulandığını vurguladı. Nietan, “O dönem göz yumanların torunları olarak bu insanlık suçunun kurbanları önünde saygıyla eğiliyoruz. Soykırım soykırımdır” diye konuştu.
‘DOĞRU DEĞİL!’
Hayır oyu veren kişini Leipzig Milletvekili Bettina Kudla olduğu ortaya çıktı. Parlamentoda yaşanan o an uluslararası haber ajanslarının objektiflerine yansıdı. Kudla, kişisel internet sitesinde şunları yazdı: “Diğer ülkelerdeki olaylarla ilgili tarihi değerlendirmelerde bulunmak, Alman Federal Meclisi’nin görevi değildir. Tarihi olayların değerlendirilmesi söz konusu ülkelerin, bu durumda da Türkiye Cumhuriyeti’nin sorumluluğundadır. Söz konusu karar tasarısı, anılan soykırım değerlendirmelerine, örneğin tarihçileri kaynak göstermemektedir. Türkiye Cumhuriyeti ile olan ilişkiler bu kararla zedelenecektir. AB ile Türkiye arasındaki sığınmacılarla ilgili anlaşmanın uygulanması da zora girecektir. Bu, ilticacılarla sığınmacılar konusunda Avrupa’da ortak çözümlerin zor bulunması sebebiyle de üzücü bir durum. Türkiye Cumhuriyeti ile sığınmacılar konusunda varılan anlaşmanın bozulması durumunda büyük insani sorunların yanı sıra Almanya için daha da fazla masraf ortaya çıkacaktır.”