RTÜK Başkanı'na şok suçlama
Almanya'da Deniz Feneri derneğine karşı açılan davada 16 aydır tutuklu bulunan 3 sanık pazartesi günü duruşmaya çıkıyor. Sanıklar, Türklerden 40 milyon euro toplamakla suçlanıyor. Milliyet'in haberine göre, iddianamede RTÜK Başkanı Akman ile Kanal 7 televizyonunun 3 yöneticisinin kuryelik yaptığı ileri sürülüyor
Almanya'da son yılların en büyük bağış skandalı olan Deniz Feneri derneğine yardım kampanyasının sanıkları pazartesi günü Frankfurt'ta hâkim karşısına çıkacak. 16 aydır cezaevinde bulunan sanıklar Mehmet Gürhan, Firdevsi Ermiş ve Mehmet Taşkan, Avrupa'daki Türklerden toplanan yaklaşık 40 milyon euro'nun hesabını verecek.
Dava iddinamesinde Türkiye'deki bazı kişiler de "kurye" olarak geçiyor. RTÜK Başkanı Dr. Zahid Aykut Akman, Kanal 7 televizyonu yöneticileri Zekeriya Karaman ve İsmail Karahan'ın kuryelik yaptıkları ileri sürülüyor.
3 kişi tutuklandı
Alman polisi, 2006'da takibe aldığı "Deniz Feneri e.V."ye yönelik olarak 25 Nisan 2007'de 340 polisin katıldığı bir operasyon düzenledi. Dernek yöneticileri Gürhan, Ermiş ve Taşkan tutuklandı.
Deniz Feneri ve Kanal 7 INT’in binası, 14 ev ve işyerinde yapılan aramalarda, çok sayıda belge, bilgisayar, muhasebe kaydı ve yazışmaya el konuldu.
Frankfurt Emniyeti "Bağış" komisyonu (AG Spenden) tarafından hazırlanan, 13.08.2007 tarihli soruşturma dosyasında, "Karahan, Karaman ve Akman'ın Deniz Feneri e.V.'nın banka hesaplarından doğrudan para çekmedikleri, ancak, muhasebe müdürü Ermiş'in gizli bilgisayar kayıtlarına göre çeşitli tarihlerde para teslim aldıkları ya da taşıyarak kuryelik yaptıkları" bilgisine yer verildi.
İşte para trafiği
Dosyaya göre Deniz Feneri’nin banka hesabındaki para trafiği özetle şöyle:
Karahan 2005'te Ermiş'ten 5.000 euro aldı ve kurye olarak taşıdı.
Ermiş, 11.01.2005'te Karaman'a 50.000 euro ve 05.02.2006'da belirlenemeyen bir kişiye 200.000 euro verdi.
Karaman, Türkiye'de adları Gürhan, Ermiş, Kurum, Karahan, Akman ve adları bilinmeyen diğer kuryelerden 3 milyon 840 bin euro teslim aldı.
Karaman, Akman ile birlikte 02.12.2004'de 200.000 bin, 19.02.2005'te 300.000 euro'yu kimliği belirlenemeyen bir kişiye Türkiye'de teslim etti.
Akman alıcı, kurye
Akman, kurye olarak 30.03.2004'te Türkiye'de adı bilinmeyen bir kişiye 64.000 bin euro teslim etti.
Akman, 29.07.2003'te 25.000 euro'yu Zekeriya Karaman'a iletti.
Zahid Akman, Zekeriya Karaman’la birlikte Türkiye'de adı belirlenemeyen bir kişiye 500.000 euro iletti. (Dosyada Zahid Aykut Akman'ın hem alıcı, hem de kurye olarak görev aldığı belirtiliyor.)
Dosyada şu bilgilere yer verildi: "2002-2007 yılları arasında Deniz Feneri e.V. derneğine çeşitli banka hesapları üzerinden 35 milyon euro'dan fazla para geldi. 5 yıllık süreçte Deniz Feneri e.V.'ya 21 binden fazla kişi birer kez, 7320 bağışçı ise düzenli olarak 'bağış' yaptı. Diğer organizasyonlarla birlikte yaklaşık 40 milyon euro toplandı. Bu paranın yaklaşık 18 milyonu nakit olarak bankalardan çekilerek, büyük ölçüde Türkiye'ye gönderildi."
Adları dosyada
Kanal 7 (Yeni Dünya İletişimi A. Ş.) Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, RTÜK Başkanı Zahid Akman, Kanal 7 Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çelik ve Atlas Pazarlama ile Kanal 7 Reklam Müdürü İsmail Karahan'ın adları, Almanya'daki soruşturma dosyasında 'kurye' olarak geçiyor. Bu kişiler, İSMEK (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Edindirme Kursları) ihalelerini farklı isimler altındaki şirketlerle alarak ihaleye fesat karıştırma suçlamasın maruz kalmıştı.
Rey, Atlas ve Merkez medya adlarıyla İSMEK ihalelerini alan bu 3 firmanın tüzel sahipleri ile "Beyaz Holding" ve Kanal 7 yöneticileri aynı isimlerden oluşuyor.
Türkiye'deki Deniz Feneri: Dernek farklı
Almanya'da Deniz Feneri Derneğine baskın yapılmasından sonra, Türkiye'deki Kanal 7 yöneticileri, Almanya'daki ve Türkiye'deki derneklerin birbirleriyle ilgisi olmadığını öne sürmüştü.
Mehmet Gürhan ile İstanbul'daki Kanal 7 yöneticilerinin, Almanya'da çeşitli şirketlerde ortaklıklar kurduğu belgelenmişti. Alman güvenlik birimleri, Türkiye'deki Deniz Feneri Derneği Başkanı Engin Yılmaz'ın 15.05.2007'de kendi isteğiyle Frankfurt Emniyet Müdürlüğü'ne gelerek Gürhan ve Deniz Feneri e.V.'yı aklamaya çalışan ifadeler verdiğini açıklamıştı.
Erdoğan'ın yakını
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yakın dostu olarak bilinen ve İskenderpaşa Cemaati'nin önde gelen isimlerinden olan Zekeriya Karaman, Belediye TV'nin (BRT) Kanal 7 olarak devrinin sağlanmasından sonra Recai Kutan'dan devraldığı Kanal 7 yöneticiliğini yıllardır sürdürüyor.
Başbakan Erdoğan, Karaman'ın oğlu Habib Karaman'ın düğününde nikah şahitliğini ve Türkiye'deki Deniz Feneri Derneği açılışlarını yapmıştı. Karaman'ın düğününe Mehmet Gürhan'da katılmıştı. Alman güvenlik birimleri, bu ülkede davanın sonuçlanmasından sonra Türkiye'de adli işlem başlatılmasını bekliyor.
RTÜK BAŞKANI AKMAN'IN AVUKATINDAN AÇIKLAMA
RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın avukatı Ali Yıldız,
Akman'ın Almanya'daki "Deniz Feneri e.V" derneğiyle ilgili soruşturma olayıyla
hiçbir ilgisinin olmadığını, hakkındaki tüm haber ve iddiaların gerçeğe aykırı
olduğunun birçok mahkeme kararıyla tespit edildiğini bildirdi.
Avukat Yıldız yaptığı yazılı açıklamada, Almanya'daki "Deniz Feneri e.V" derneğiyle ilgili soruşturma kapsamında Akman
hakkında hukuk dışı ve mesnetsiz iddialara yer verildiğini ifade etti.
İddialara ilişkin olarak, bu güne kadar çeşitli basın yayın organlarında
yapılmış olan tüm haberlerin tekzip edildiğini, bu iddiaların mahkeme
kararlarıyla gerçeğe aykırı olduğunun tespit ve tescil edildiğini belirten avukat
Yıldız, şunları kaydetti:
"Soruşturma konusu olan olayla müvekkilim Sayın Zahid Akman’ın hiçbir ilgisinin olmadığı, hakkındaki tüm bu haber ve iddiaların gerçeğe aykırı olduğu birçok mahkeme kararları ile tespit edilmiştir. Müvekkil hakkında sanki yasal olmayan ilişkilerin içindeymiş ve hakkında yurt dışında yürütülen bir soruşturma varmış gibi hiçbir somut delile dayanmaksızın gerçeğe aykırı iddialarla karalayıcı yayın yapılması hukuka aykırıdır.
Tüm bu iddiaların mesnetsiz ve gerçeğe aykırı olduğu mahkeme kararlarıyla tespit edilmişken gerçeğe aykırı bu iddiaların tekrar haber konusu yapılmasının hukuka aykırı olduğu gibi, sorumlu yayıncılık ilkesi ile de bağdaşmadığı ortadadır. Müvekkil hakkında kamuoyunda yanlış bir kanaat oluşmasını sağlayacak şekilde kullanılan ve kullanılacak olan iddia ve beyanlara karşı hukuki ve cezai müeyyidelerin uygulanması için yasal yollara başvurucağız."