Reşat Petek FETÖ'nün Darbe Girişimi hakkında bilgi verdi
TBMM FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanı Reşat Petek, "Asıl niyet insanların bu mukaddes duygularını istismar edip bir darbe hazırlığını yıllar öncesinden başlatmışlar" dedi.
TBMM FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanı Reşat Petek, "1991 yılında Polis Akademisinde 'Fetullah Gülen'in talebeleri' adıyla örgütlenen bu yapı içinden ayrılan Rifat Yılmaz ismindeki akademi öğrencisi diyor ki 'Bize öyle telkin edildi. Güçleneceğiz, kuvvetleneceğiz, ihtilal yaparak yönetime el koyacaktık.' Bunun el yazısıyla kayıtlarını ele geçirdik, şu anda komisyonumuzda. Demek ki öyle masum dini duygular, himmet, bunların hepsi görünen tarafı. Asıl niyet insanların bu mukaddes duygularını istismar edip bir darbe hazırlığını yıllar öncesinden başlatmışlar." dedi.
Muğla ve Marmaris'te 15 Temmuz gecesi yaşanan gelişmeleri araştıran komisyon üyeleri, 2 gün süren temasları süresince 15 Temmuz gecesinin tanıklarını dinledi.
Temaslarının ardından AA muhabirine konuşan Komisyon Başkanı Petek, FETÖ'nün darbe girişiminden sonra da sinsi faaliyetlerini sürdürdüğünü ancak örgütü kamu kurumlarından, yargıdan, emniyetten, silahlı kuvvetlerden temizleme faaliyetlerinin de devam ettiğini söyledi.
Petek, "Biz tabii ki savcı değiliz ama komisyon olarak araştırma yapıyoruz. Adli mercilerimiz de soruşturmasını devam ettiriyor. Biz FETÖ'nün kamuda nasıl bu şekilde örgütlendiğini, sızdığını, çalışma yaptığını, finans, askeri, sosyal, eğitim, sivil toplum gibi tüm yönleriyle araştırıyoruz." dedi.
"MARMARİS ÇOK ÖNEMLİ BİR NOKTAYDI"
Darbe girişiminde Marmaris'in çok önemli bir noktada olduğuna işaret eden Petek, darbecilerin hedefinin devleti yıkmak, ele geçirmek ve büyük bir kaos ortamı yaratmak, Türkiye'yi talimat aldıkları ülkelerle birlikte istila etmek olduğunu dile getirdi.
Devletin birliğini, beraberliğini temsil eden, halkın oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, o gece Marmaris'te olduğunu hatırlatan Petek, "Dolayısıyla Marmaris'te hedef Cumhurbaşkanımızı ya teslim alıp Akıncılar Üssü'ne götürmek ya da orada Allah korusun öldürmekti." diye konuştu.
Petek, Marmaris halkının duruşu, Muğla Valisi, emniyeti ve jandarmanın ortak tavrıyla suikast timinin muvaffak olamadığını belirterek, Marmaris'te 15 Temmuz gecesi yaşananların tarihe not düşülmesi gerektiğini vurguladı. Petek, şunları söyledi:
"Nasıl oldu da darbeciler her şeyi planladılar ama Cumhurbaşkanımıza yapmak istedikleri bu suikastte başarılı olamadılar? Bunları da tanıklarından dinledik. Burada yaşananları tarihe not düşmek için hepsini tutanak altına aldık. Biz, TBMM'nin tutanaklarına tam tutanak diye tabir ediyoruz. Bütün bu konuşmalar tutanaklara geçti ve tarihe mal oldu. Bizim evlatlarımız, torunlarımız yarın yapacakları araştırmalarda, tezlerde 15 Temmuz dendiğinde Marmaris'i TBMM kayıtlarında tarihe geçirilmiş olarak görecekler. Biz bunu önemsiyoruz."
"DARBE PLANI YILLAR ÖNCE YAPILMIŞ"
Petek, dinin doğru kaynaklarından insanlara yeterince öğretilemediğini, FETÖ'nün bunu çok iyi istismar ettiğini, imam hatip ve ilahiyat mezunlarını aralarında çok istemediğini öğrendiklerini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü Fetullah Gülen'in rüyalarıyla ilhamlarıyla haşa Allah ile Peygamber ile görüşmeleriyle kendilerine göre anlattıkları sözde dini onlara anlatamıyorlar. Onun için de din istismarında bu örgütü kullandıkları anlaşılıyor ama asıl o örgütü de kullanan bir üst akıl var. Türkiye muhafazakar, milliyetçi, ülkesini ve milletini seven insanlardan oluşuyor. Burada o değerleri istismar ederek kurulacak bir örgütün başarılı olacağını ta 1960'lı yıllarda planlamışlar. Fetullah Gülen'in sıradan bir vaiz olarak değil bir örgütün lideri olarak o günlerden hazırlandığı ortaya çıkıyor. Gerisi görüntü. Eline Kur'an'ı alıp gözyaşlarıyla ağlaması, sahabeden bahsetmesi, din, bunlar işin görünen tarafı. Görünmeyen tarafı ise bir ihanet oradan hazırlanmış, Bunu da yine elde ettiğimiz bir bilgiyle pekiştiriyoruz. 1991 yılında Polis Akademisinde 'Fetullah Gülen'in talebeleri' adıyla örgütlenen bu yapı içinden ayrılan Rifat Yılmaz ismindeki akademi öğrencisi diyor ki 'Bize öyle telkin edildi. Güçleneceğiz, kuvvetleneceğiz, ihtilal yaparak yönetime el koyacaktık.' Bunun el yazısıyla kayıtlarını ele geçirdik, şu anda komisyonumuzda. Demek ki öyle masum dini duygular, himmet, bunların hepsi görünen tarafı. Asıl niyet insanların bu mukaddes duygularını istismar edip bir darbe hazırlığını yıllar öncesinden başlatmışlar."
"HÜCRE METODUYLA ÇALIŞMIŞLAR"
FETÖ üyelerinin kendilerini çok iyi kamufle ettiğinin de altını çizen Petek, örgütün hücre metoduyla çalıştığını, "üzüm salkımı modeli" denilen modelle örgüt üyelerinin birbirini tanımadan aynı köke bağlı olarak tek bir merkezden idare edildiğini dile getirdi.
Petek, 15 Temmuz darbe girişiminin "üzüm salkımı modeli" ile geldiğini vurgulayan Petek, "Çok şükür 15 Temmuz'dan sonra devletimiz bunu çözmüştür. Bu ihanet şebekesinin nasıl yapılandığı soruşturmalarla ortaya çıkmaktadır. Devletimiz bu safhadan sonra hakkından gelmiştir, gelecektir. Çünkü bu şer odağı da kuklaları da birer birer devletimiz tarafından tespit ediliyor. Biz de araştırmalarımızda buna katkıda bulunuyoruz." dedi.
Türkiye’nin yıllardır birçok terör örgütü gördüğüne ve mücadele ettiğine dikkati çeken Petek, şunları kaydetti:
"Ben yıllardır cumhuriyet savcılığı, cumhuriyet başsavcılığı yaptım. PKK, TİKKO, DHKP-C gibi isimleri öne çıkan terör örgütleriyle ilgili pek çok soruşturmalarımız oldu. Her birinin kendi dayandığı, oluşturmaya çalıştığı bir taban vardır. Fakat FETÖ'nün diğerlerinden farkı şu: Türkiye'de çok geniş bir kitle muhafazakardır, dinine saygılıdır. Ne olursa olsun yaşam tarzı farklı bile olsa dini duyguları öne çıkan bir milletiz. FETÖ baştan itibaren onu kurduran, onu yöneten o üst akıl dediğimiz kökü dışarıda merciler ile dini istismar ederek, dini değerleri istismar ederek ve kullanarak bir örgüt oluşturmuşlar. Burada FETÖ'nün üyeleri ibadet aşkıyla adam öldürebiliyor. İyi bir şey yaptığını zannediyor, kafaları, beyinleri böyle yıkanmış. Şu anda gördüğümüz tespitler bu."
Petek, FETÖ mensuplarının dinle alakası olmayan bir yaşam tarzı olduğunu belirterek, "Bunlarda yalan, her türlü gayrimeşru yaşam, her şeyi kendine mübah görme var. Bunlar neticeye varmak için her şeyi mübah, caiz görüyor." diye konuştu.