RedHack'in Şirin Baba'sı konuştu
Kaç kişiler, nerede yaşıyorlar, nasıl geçiniyorlar. VATAN sordu onlar yanıtladı...
İçişleri Bakanlığı, Ankara Emniyeti, Dışişleri Bakanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, ÖSYM, YÖK, Yargıtay gibi kritik kurumların sitelerini hackleyerek, önemli belge ve bilgileri elde eden Redhack, hakkında merak edilen soruların yanıtlarını verdi.
YÖK’ü (Yükseköğretim Kurulu) hackleyerek, yankıları hala süren üniversitelerdeki yolsuzlukları ortaya seren Redhack’in “Şirin Baba” lakaplı kurucusu, “Yolsuzluk yapan tüm kurumlar ve kişiler hedefimizde” dedi. YÖK’ü ODTÜ olayları sonrasında yaşananlara tepki olarak hacklediklerini söyleyen “Şirin Baba”, “Belgeleri maalesef keserek aldık. Lazım olanlar varsa, söylesinler gönderelim” diyerek, YÖK’e çağrı da yaptı.
‘FBI, Interpol peşimize düştü’
Bizlere karşı siber ordu kuruyorlar. MGK bünyesinde Siber Güvenlik Kurulu kuruldu. MGK gündemine alınmışız. Geçen aylarda bir TÜBİTAK yetkilisi, “RedHack’i yakalamak için FBI ile anlaştıklarını” açıkladı. Aynı şeyi uluslararası DEFCON konferansında FBI yetkilisi de söyledi... Bizi yakalamak için Interpol’e iki defa başvuru yapılmış... Bu derece ciddi bir sorun görmelerinin nedeni sadece hack yapmamız mı? Hiç sanmıyoruz. Asıl olay, “devlet imajını” hacklememiz. Biz onların ‘dokunulabilir’ olduğunu gösterdik. Açıkçası mouse ve klavyelerimizden başka kaybedecek birşeyimiz yok. Biz bir avuç dürüst insanız.
- Redhack’i nasıl tanımlıyorsunuz?
Redhack 1997 Mayısında “siyah ve beyaz” diye dayatılan hack türlerine bir tepki olarak, “KIZIL hack” felsefesini teorize ederek, etrafında birleşen insanlar tarafından bir ‘ihtiyaç ürünü” olarak kuruldu. O günden bu yana da hedefinden sapmadan “halk için hack” ilkesinden hareketle bugünlere kadar başarıyla geldi. “Hacktivizm” kavramını ilk kullanan gruplardanız, an itibariyle de halen faal olan dünyanin en eski hacktivist grubuyuz.
- Türkiye’de mi yaşıyorsunuz?
Elbette ülkemizdeyiz, aksi halde sorunlara nasıl bu kadar vakıf olabilir, bu denli kaygı duyabilirdik? Elbette yurtdışında da üyelerimiz vardır. Vardır diyorum çünkü üyelerimizin nerede yaşadığını sormayız, bilmeyiz. Üyelerimiz sanıldığından çok. Türkiye’deki kilit noktalara yerleşmiş çoğu eski birçok üyemiz, dostumuz var... Artık Redhack’i grup olmaktan çıkararak, genel bir örgütlenme modeline gideceğiz. Yazacağımız Redhack Manifesto’sunu kabul eden herkes kendi hücresini bağımsız olarak kurabilecek. Redhack adına Redhack ilkeleriyle bizlerden bağımsız olarak ama “ana ilkeler ışığında” eylem yapılabilecek.
- “Şirin Baba” kaç yaşında? Grubun içinde kaç kadın var?
Grubumuzda kimsenin adını, yerini, yaşını, cinsiyetini bilmeyiz. Kadın üyelerimizin olduğunu tahmin ediyorum. Bana gelince, 1997’de bu grubu kuranlardan biri olduğuma göre ve 1997’den önce de hacking dünyasının içinde olduğuma göre yaşımı aşağı yukarı tahmin edebilirsiniz. Yani “Şirin” miyim bilmem ama “Baba” tanımını hak edecek yaşa geçtim sanırım.
- Sürekli bilgisayar başında mısınız? Nasıl geçiniyorsunuz?
“Nasıl geçinemiyoruz” desek daha doğru olur. Üyelerimiz çoğunlukla eğitim düzeyi yüksek olan insanlardan oluşmasına karşın önceliklerimizi halkımızın sorunlarına endeksli belirlediğimiz için geçinmekte zorlandığımız açıktır. Milyon dolarlık sistemlerle oyuncakla oynar gibi oynuyoruz ama çoğu zaman yiyecek ekmeğimiz, içecek çayımız olmayabiliyor. Bundan utanmıyoruz, aksine onur duyoruz.
- Amacınız nedir?
Çok basit aslında. Öyle filmlerde, macera romanlarındaki gibi kahramanlıklar değil amacımız. Kitleleri harekete geçirebilmek, kitlelerin bir koyun, onları yönetenlerin de çoban olmadığını farkedebilmesini sağlamak, bu aptal tiyatroda “bir figüran olarak” yaşamını tüketmesinin saçmalığını insanlara gösterebilmek. Bize göre asıl kahraman biz değiliz, halkın kendisi, bizim yaptığımız bunu onlara hatırlatmaktan ibaret. Bunu hatırladıkları an, dünya daha yaşanılabilir olacak ve işte o zaman eşit, adil, sınıfsız, sınırsız ve sömürüsüz bir dünya kurabileceğiz. Özetlersek, Nazım ustanın dediği gibi “Bir ağaç gibi hür ve bir orman gibi kardeşçe” yaşanmasıdır, asıl amacımız.
- Birbirinizle nasıl haberleşiyorsunuz?
Birçok haberleşme yöntemi kullanıyoruz ama bunlara güvenlik nedeniyle giremem. Ama öyle herkesin aklına gelen türden olmadığını söyleyebilirim. Grup üyeleri gerçek kimlikleriyle birbirini tanımadığı gibi, çoğu üyemiz internet dünyasında da birbirini tanımaz. Belirli mesajlar verilir ve grup üyesi bu mesajı görür, çalışmaya başlar, başarılı olan üye aynı şekilde mesajı gönderir ve eylem gerçekleştirilir. Bu kullandığımız yöntemlerden sadece biri.
- Kamudan destek aldığınız kişiler var mı?
Bireysel anlamda, niyet ve temenni eksenli çok destek var. Elinde yolsuzluk vb. belge olanların mail adresimize göndermelerini istiyoruz. İsim vermeden bunları yayımlarız.
- Savcılık tarafından “terörist” ilan edildiniz?
Tutuklanan 7 kişi için birçok eylem yaptık, hatırı sayılır bir kamuoyu oluştu, akademisyenler, milletvekilleri davayla yakından ilgilendi. Ve sonunda savcılık “silahli terör örgütü” iddasıyla aldığı 7 masum genci bırakmak zorunda kaldı. Bu gençlerin Redhack haberlerini paylaşmak dışında başka pratikleri olmadı.
- Dışişleri Bakanlığı’ndan ele geçirdiğiniz 65 GB’lik dosya olduğunu söylediniz?
Dışişleri Bakanlığı’na ait dosyalar elimizde. Fakat bu dosyalar daha çok yurtdışı görevlendirmeleri, atamalar, kurum içi yazışmalar temelinde. Yani bu yazışmaların yayınlanması halk için bir şey ifade etmez, ama Dışişleri Bakanlığı’nı yabancı devletler nezdinde zor durumda bırakabilir.