RedHack'in lideri konuştu
Emniyete ait pek çok siteyi çökerden Kızıl Hackerlar Birliği'nden hala bir iz yok...
Emniyete ait pek çok siteyi çökerten, en son İçişleri Bakanlığı'nın sitesini hackleyen RedHack'ten (Kızıl Hackerlar Birliği) hala bir iz yok. Kimler, neredeler, kaç kişiler? İnterpol tarafından dahi arandığı söylenen Redhack'in lideri Radikal'e konuştu, RedHack'in bilinmeyen yönlerini anlattı.
1997’de kurulan Redhack’in lideri ‘MaNYaK’ nickini kullanıyor. İddiaların aksine Türkiye’de yaşadıklarını söyleyen Redhack’in lideri neden yakalanmadıklarını da açıkladı...
Nerede yaşıyorsunuz, kaç kişisiniz?
Yurtdışında olduğumuz şeklinde çıkan haberler bilinçli spekülatif ve dezenformasyon haberler. Bizler ülkemizdeyiz. RedHack üyeleri sanıldığından çok. Türkiye’deki kilit noktalara yerleşmiş çoğu eski olmak üzere bir çok üyemiz, dostumuz var. Ve artık RedHack’i grup olmaktan çıkararak, genel bir örgütlenme modeline gideceğiz. Yazacağımız RedHack Manifesto’sunu kabul eden herkes kendi hücresini ‘bağımsız’ olarak kurabilecek. RedHack adına RedHack ilkeleriyle bizlerden bağımsız olarak eylem yapabilecek. Şu an çekirdek grubumuzdaki üye sayımız 12’ye çıkmıştır.
Kim bu insanlar ne iş yapıyor?
Herbiri kendi dalında uzman ve sosyal olarak okumuş kültürlü insanlardır. Bu toprakları çok sevdiklerinden, bu coğrafya için bizimle kesintisiz bir mücadele vermeye çalışıyorlar. Bu fırsatla onlarında halkımıza ve siz basın mensuplarına selamlarını iletiriz.
İnterpol sizi arıyor mu?
Güya İnterpol’e bizi bulmaları için başvuru yapılmış, biz de sonucu bekliyoruz. Fakat diyelim ki buldular, ne diyecekler; ‘MaNYAK sen misin?’ Bu davaya nereden bakarsanız bakın trajikomik. Peki sonra ne yapacaklar? Bence bir manyağı akıl hastahanesine yatırmaları lazım bu durumda. Bir diğer tuhaf konu ise; Almanya’nın, Fransa’nın, İsviçre’nin, ABD’nin veya dünyanın bir çok yerinde çeşitli siteleri hackleyen bir çok milliyetçi veya cemaatçi hacker gruplarına ev sahipliği yapan, onlara kesinlikle ‘tek cezai işlem’ yapmayan hatta dernek bile kurmalarına izin veren Türk polisinin bizleri bulmak için İnterpol’e başvurmaları da İnterpol tarafından nasıl karşılanır merak konusu.
İnterpol’ün bu talebe karşılık ne yaptığını bilemeyiz ama çok güleceklerini tahmin ediyoruz.
Tutuklanan 7 kişi Redhack üyesi mi?
Bize dava açıp 7 masum insanı tutuklayan savcı, zaman aşımına uğrayan Sivas davasının ve bir çok gencin tutuklu yargılandığı Hopa davasının da özel yetkili savcısıdır. Sırf buna bakarak olayın doğruluğunu veya yanlışlığını anlayabilirsiniz. Doğrusu gözaltına alınan ve tutuklananların çoğunu polis ve özel yetkili savcının ‘deneme-yanılma’ yaparak tutukladığını düşünüyoruz. Aldıkları 17 kişiden 7’si tutuklanıyor, 10’u serbest kalıyorsa ve ilk mahkemede bunların çoğu serbest kalacaksa bu adalet kendini sorgulamalıdır. Tabii bu adaleti ayakta tutanlar yani bizler de kendimizi sorgulamalıyız.
Peki kim bu tutuklananlar?
Mahkemelerin, suçluyu bulmak yerine suça göre suçlu yaratma ve bu suça meyilli olanları veya kendilerine göre tehlikeli gördüklerini (yine kendilerine göre rehabilite etme amacıyla) cezaevlerine göndererek, olası bir tehlikeyi ağaç yaşken eğme mantığıyla ‘uslandırma’ telaşında olduğuna inanıyoruz. Tutuklananlar arasında olan 17 yaşındaki Duygu Kerimoğlu’nun Suriye işgaline karşı Facebook ve Twitter’da yaptığı yorumların tutuklanmasındaki asıl sebep olduğunu düşünüyoruz. Yine tutuklananlar arasında olan Devrim Ali Avcu’nun bilgisayarı bile olmamasına rağmen sırf iktidara muhalif olduğu için rehabilite amacıyla cezaevine gönderildiğini düşünüyoruz.
Erbay Değerli ve Uğur Cihan Okutulmuş gibi insanların da RedHack haberlerini paylaştıkları gerekçe gösterilmiş. Asıl mesele bunlardan birinin muhalif, bir rapçı diğerinin ise işçi mücadelesine inanan bir emekçi olması. Hükümetin sanatçılara, gençlere, müzisyenlere, emekçilere vb. ezilenlere tavrını bilenler için yaşananlar hemen anlaşılır durumdadır. Gelelim diğer bir boyuta, korsan yazılım kullanan onlar, emniyet andıçı olayına girip insanların maillerini izinsiz izleyen onlar, illegal iş yapan hackerlara ‘aferin’ diyen onlar, siyasetçilere hakaret eden, jurnalleyen ve ırkçılık yapanlara sessiz kalan onlar, suikast vb ihbarları ciddiye almayan onlar, cemaatlerin yaverliğini yapan onlar ve bunları ortaya çıkaran biziz. Sonra suçlu da biziz! Bir manyak arıyorlarsa bu kim oluyor bu durumda? Bunun cevabını okuyucuya bırakıyoruz! (Bazen kendimden şüphelenmiyor değilim)
Yayımladığınız belgelerin önemsiz olduğu iddia edildi. Önemsiz mi?
Eğer bunlar önemsiz ve pek de gizliliği olmayan belgelerse neden ‘devlet güvenliğini sarstınız’ diye bizlerin arkasına özel savcılar, polisler, MİT, terörle mücadele şimdi de İnterpol takılıyor. Size bir itirafta bulunalım; biz bu dava ile alakalı her haber çıktığında sevgili Ahmet Kaya’nın o muhteşem eserini, yani ’başım belada’yı dinliyoruz ve şu nakarata yüksek sesle eşlik ediyoruz. ‘Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça!’ Sorunuza gelirsek, tüm RedHack üyeleri görevleri başındadır. Bir hayalet ile savaşmak istediler. Bay burjuvaziye istedikleri savaşı vereceğiz. Onlar bize ‘silahlı örgüt’ diyor ama bilinmeli ki; tek silahımız fikirlerimiz, tek örgütümüz halkımız, tek suçumuz insanlığımız. Bizi yok edebilirsiniz fakat, fikirlerimiz için çok geç kaldınız!”
Ajan olduğunuz da iddialar arasında?
Evet gizli servis ajanıyım ama sanıldığı gibi emperyalist, kapitalist bir devletin değil. Eğer iktidar emperyalizmin piyonuysa, ordu ABD’nin jandarmasıysa, yargı burjuvazinin oyuncağıysa, yürütme yürümüyorsa, basın ise sadece kendine basıyorsa, bizler için tek çare devrimdir. Bu devrimin kızıl ordusunun bir neferi olmaktan, işçilerin, emekçilerin, köylülerin, öğrencilerin, kadınların ve her türden ezilen dünya halk ve uluslarının, yani ötekilerin devrimci gizli servis ajanı olmaktan onur duyarım. İktidardaki para babası kapitalist zalimlerin arkasında kimler yok ise bizim arkamızda onlar var. Ben ezilen halka umut taşımayı hedef alan sıradan bir neferim. Her devrimci gibi elbette ben de proletaryanın ajanıysam bundan onur duyarım. Onurlu, namuslu, cefakar halkımızın, işcilerimizin, direnen ögretmenlerimizin yani emekçi insanların ajanı olmak bizim için şereftir. Biz buysak ya bizi suçlayanlar, onlar kimin ajanı?
Herhangi bir örgütle bağlantınız var mı?
Bizlerin hiç bir örgütle ne direkt, ne dolaylı bağlantısı vardır. Halkın PKK histerisini kullanarak bizlere kah ‘gizli servis ajanı’ diyorlar, kah ‘bunlar PKKlı’ diyorlar. Amaçları bize olan desteği kesmek. Çünkü onları asıl korkutan yaptıklarımızdan çok halkın bizi desteklemesi, binlerce insanın bu tutuklanmalara rağmen bizlere artarak destek vermesidir. Eğer yüz parçaya bölünmüş sol bir konuda, yani RedHack konusunda, birleşip destek veriyorsa bu iktidardakiler için sonun başlangıcıdır. Çünkü onlar bu ülkeyi cehaleti güçlendirip, bilgiyi yayanları ise birbirine düşürerek, böldükten sonra içeri atarak yönetiyorlar.
İşte RedHack’in çıkışı bu anlamda onlar için büyük bir kabustur. Bizlerin arkasında samimi Müslümanlar da vardır. Ayrıca Ataturkçü, Kürt, Laz, Alevi ve Ateistler de var. Bu bizi onların örgütü veya partisinden yapmaz. Bugün Cübbeli Hoca’nın taraftarları eğer bizi destekliyorsa, bu bizi İsmailağacı yapmaz. Bugün Kürt halkının kendi kaderini tayin etmesini, tüm ulusların tam hak eşitliğine sahip olmasını savunmamız bizi A veya B örgütünden yapmaz. Biz örgütlerden çok ‘kim haklı’ ona bakarız, örgütlerin zaten bir ismi vardır. Biz herhangi bir örgütün adamı olsaydık çekinmeden ismimizi söylerdik. O kadar şey yaptık, bundan mı sakınacağız. Ama bizim varlığımızın tek nedeni devrimci dayanışma ve devrimin propagandasının bu alanda yapılmasıdır. Bütün bunlara rağmen bazıları bizi A veya B örgütünden görebilir. O örgütlerden görmeleri de zerre kadar bizi ırgalamaz. O tür ‘geri kitleyi hedef alan’ propagandalar TRT’de etkiledikleri ‘Anadolu’dan Görünüm’ müptelası robot insanlar için geçerli, bizler için değil. Tarihsel olarak ‘kimin terörist olacağını’ kazananlar belirleyecek! Ve halklar hiç yenilmedi..
Bugüne kadar yaptığınız hack eylemleri nelerdir?
Bizler eylemlerimizle anılmayı seven insanlar değildik. Halen de değiliz. Ama maalesef süreç bizi buna mecbur bıraktı. Aslında bugüne kadar hep sessiz sedasız işler yaptık. TİB gibi işler de o sessiz işlerimizdendir. Ayrıca başka bir çok büyük ‘faili meçhul’ işin arkasında da biz varız. Faili meçhul dedik, yanlış anlaşılmasın. Halkın yararına faili meçhul birçok internet olayından bahsetmekteyiz. Ama bugün için bunları açıklamayı uygun bulmuyoruz. Elbet birgün herkes öğrenir.
Yakalanmamayı nasıl başarıyorsunuz?
Bizler onların parayla, güçle satın alamayacağı bir şeyi taşıyoruz, onun adı onur’dur. Bu onur bizleri yenilmez kılıyor. Çünkü demir parmaklılar onuru yok edemez, çünkü onuru yüreğinde taşıyanlar bunu kolay kolay kaybetmez. Ya cebinde taşıyanlar? Kendi vatandaşına ‘takla ve göbek at’ diye dalga geçen biri zaten cebinde taşıdığı onurunu çoktan düşürmüştür.
Hack yapmaya devam edecek misiniz?
Eylemlerimiz artarak, onların emekçilere orantısız şiddetine oranla ‘orantılı’ sürecek. Benden sonra da nice MaNYaK’lar nice gelecek. Bu mücadele, onlar, yani vatandaşı sömüren seçkin kravatlılar başka bir ülkeye sığınana kadar devam edecek. Biz halkların hükümetlerden değil, hükümetlerin halklardan korkması gerektiğini düşünenleriz. Korkarak, diz çökerek, susarak, ‘başıma birşey gelmesin’ diye haksızlığa boyun eğerek koskoca bir hayatı acınası bir şekilde yaşamak mı? Kalsın, biz böyle iyiyiz...
Son olarak RedHack’te birden fazla MaNYaK var. O bir sembol. Yıllarca değişir durur. Bugün benim, yarın başkası. Belki onlarca belki de daha fazla var, kim bilebilir? Gerçi artık MaNYaK yerine Şirin Baba’yı önder seçtik, daha sevimli. (Serkan Ocak / Radikal)