Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kovid-19 risk haritasının, nüfusun yüzde 80'inin çok yüksek risk grubundaki şehirlerde yaşadığını ortaya koyduğunu bildirdi.
Koca, Sağlık Bakanlığı Bilkent Yerleşkesi'nde düzenlenen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından açıklamada bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kovid-19 sürecindeki şartların herkesi yorduğunu, sorunu gerilettiklerini düşündükleri noktada yeni zorlukların ortaya çıktığını belirten Koca, bunların görmezlikten gelinemeyecek gerçekler ve dünyanın aşağı yukarı her yerinde ortak olduğunu söyledi.
Koca, benzer durumların pek çok ülkede dönem dönem ortaya çıktığının altını çizerek, "Sayısal verilere ve toplumun azalan psikolojik direncine bakıldığında, ülkemiz salgın boyunca yaşadığı en zor dönemlerden birini geçirmektedir." diye konuştu.
Bakan Koca, Türkiye'nin 10 Nisan itibarıyla günlük vaka sayısının 52 bin 676, vefat sayısının 248, toplam vaka sayısının 3 milyon 798 bin 333, vefat sayısının 33 bin 702 olduğunu hatırlattı.
"Nüfusun yüzde 80'i çok yüksek risk grubundaki şehirlerde yaşıyor"
Koca, mart ayının başından itibaren vaka durumlarını il, il gösteren bir harita yayınladıklarını anımsatarak, "Bu harita, vakaların her yerde artışta olduğunu gösteriyor. Kovid-19 risk haritamızsa nüfusun yüzde 80'inin çok yüksek risk grubundaki şehirlerde yaşadığını ortaya koyuyor. Şu anda iki önemli olumsuz faktör güçlerini bize karşı birleştirmiş, daha hızlı yol almamızı zorlaştırmaktadır. Faktörlerden biri, belirsizliğin verdiği gerginlik içinde zamanla yorulmuş olmamızdır, diğer olumsuz faktör virüsün yeni varyantlarıdır. Yorgunluğun haklı sebepleri var." dedi.
"Mutasyon ve varyantlar konusunda ise genelde beklenti, şansın bizden yana olmasıydı ama şu an için bu gerçekleşmedi." ifadesini kullanan Koca, "Dünyanın farklı ülkelerinden bilim insanları, Kovid-19'un eskisinden daha hızlı yayılım göstermesinin sebebini virüsün yeni varyantlarına bağlamaktadır. Türkiye'nin tecrübesi bunu doğrulamıştır." diye konuştu.
"Varyantlarla mutantların işi zorlaştırdığı bir gerçektir"
Bakan Koca, varyantın, ortaya çıktığı ilk şekle göre farklılık göstermiş virüs anlamına geldiğini söyleyerek, "Virüsün geçirdiği değişim bazen etkisiz hale gelmesine de neden olabilir. 2003'te SARS adlı salgına yol açan virüsün ortadan kaybolması buna bağlanmıştı. Bugünse kısa vadede bunun tersi olmuştur. Vaka artışlarında etkisi yüksek olan varyantlarla virüsün daha ciddi değişime uğramış bir şekli olan mutantların işi zorlaştırdığı bir gerçektir. Hızlı yayılım dışında, bunlar hastalığın daha ağır geçirilmesine de neden olabilmektedir." diye konuştu.
"Yeni vakaların yüzde 85'i İngiltere mutasyonu kaynaklı"
Koca, son haftalarda çok sayıda mutant ve varyant virüs tespit ettiklerini bildirerek, şöyle devam etti:
"Yeni vakaların yüzde 85'i İngiltere mutasyonu kaynaklıdır. Virüsün değişime uğramış bu şekli, ilk koronavirüse göre daha hızlı yayılmaktadır. Bugün, virüsün dünyada yaygın olan tipi budur. Bunun dışında tespit edilen başka varyantlar var. Güney Afrika varyantı 11 ilimizde 285 kişide, Brezilya varyantı ise 9 ilimizde 166 kişide görülmüştür. Az sayıda olmakla birlikte Kaliforniya-New York ile B.1.525 varyantı da tespit edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü'nün yüksek bulaştırıcılığı nedeniyle sıkı takibini tavsiye ettiği E484K mutasyonuna ise 4 bin 820 vakada rastlanmıştır."
"Dramatik artış yok ama gelişmeler ciddi, veriler ikaz edicidir"
Bu durumun, hastaneye başvurulara ve yatan hasta sayılarına yansıdığını ifade eden Koca, şunları kaydetti:
"Türkiye genelinde yüzde 59 olan yatak doluluk oranı ve yüzde 67,4 olan yoğun bakım doluluk oranında dramatik artış yoktur ama gelişmeler ciddi, veriler ikaz edicidir. Sağlık hizmetlerimiz halen genel sağlık hizmetlerini muntazam olarak kapsayacak şekilde, eksiksiz sürmektedir. Şayet yükümüz önü alınamaz derecede ağırlaşırsa örneğini daha önce yaşadığımız gibi bir düzenlemeye gitmek zorunda kalabiliriz."
Koca, bu bilgilerin, günlük hayatın, Kovid-19 test laboratuvarlarının ve vaka tablolarının gerçeği olduğunu belirterek, bu gerçeğin uyarısına dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
"En çok aşılama yapan ülkeler arasındayız"
Kovid-19'la mücadele kapsamındaki aşılamanın etkisinin görüldüğüne işaret eden Koca, "Kasım ayında yoğun bakıma yatan hastaların yüzde 69'unu 65 yaş üstü oluştururken, bugün bu oran yüzde 53'lere kadar düştü. Belirlenen gruplardan başlayarak aşı programı devam ediyor. En çok aşılama yapan ülkeler arasındayız. Yakın zamanda hem tedarik yoluyla aşı çeşitliliğini sağlayarak hem de yerli aşı üretimiyle toplum bağışıklığını gerçekleştireceğiz." diye konuştu.
"Türkiye, dünyada en çok aşı yapan 6'ncı ülkedir"
Koca, şu ana dek 18 milyon dozdan fazla aşı yapıldığını bildirerek, "İkinci doz aşısını olan vatandaşlarımızın sayısı 7,5 milyonu bulmuştur. Bu bilgi ışığında, ister 'Türkiye aşıda başarılı' diyelim, ister 'başarısızdır' diyelim, şurası tartışma götürmez bir gerçektir: Türkiye, dünyada en çok aşı yapan 6'ncı ülkedir." bilgisini paylaştı.
Bakan Koca, şartların kendilerini hızla toparlanmaya davet ettiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Günlük vaka sayıları 50 binin üzerine çıkmışken başkasından duyulacak uyarıya ihtiyaç olmamalıdır. Haritalar, tablolardaki sayılar güçlü birer uyarıdır. Salgının getirdiği kısıtlamalarla günlük hayatın ihtiyaçları arasındaki makul dengeyi tekrar kuralım. Örnek aramayalım, biz örnek olalım. Aşı programı ilerlerken mücadelenin süresini kısaltalım. Bu iş bitene kadar bir gün bile yalnız kalmayacaksınız. Bizi bir gün bile kararsız ya da yılgın görmeyeceksiniz. Sizden isteğim ise moralinizi yükseltmenizdir. Her birinize selam ve saygılarımı sunuyorum. Ramazanınızı yürekten kutlarım."
65 yaş üstü vatandaşlar ve sağlık çalışanlarıyla ilgili geçmiş ve güncel verileri karşılaştırarak paylaşan Koca, şu bilgileri verdi:
"65 yaş üstü vatandaşlarımızın 1 Ocak itibarıyla toplam vaka içerisindeki oranı yüzde 17,7 iken şimdi ise yüzde 8,2 düzeyinde. Yani aşılama sonrası neredeyse toplam vaka sayısı içerisinde yarı yarıya düşmüş durumda. Bu dönemde 65 yaş üstü aşılanan vatandaş sayısı yüzde 76,4. Yani yüzde 100 aşılanamadı. Halen yüzde 23,6 oranında 65 yaş üstü vatandaşımız tanımlandığı halde aşısını yaptırmış durumda değil. Bu da bu rakamların içerisinde oluyor. Aynı tabloda sağlık çalışanlarının toplam vaka içerisindeki payı 1 Ocak'ta yüzde 5,3 iken, sağlık çalışanlarında aşılama oranı yüzde 86, şu an 1,37'ye kadar indi. Bu, aşının etkisini gösteren önemli bir bulgu. Hastanede yatanlar içerisinde 65 yaş üstünün oranı yüzde 57,4 iken şimdi yüzde 31'e kadar düşmüş durumda. Sağlık çalışanlarında bu düşüş daha belirgin. Hastanede yatanlar içerisinde sağlık çalışanların yüzde 3,1 olan oranı şu an 0,78 seviyesinde. Yoğun bakımda yatan vakalar içerisinde 65 yaş üstünün oranı yüzde 70'ten yüzde 48,4'e düştü. Bu tabloda sağlık çalışanları ise 1 Ocak'ta yüzde 1,1'den yüzde 0,25'e kadar inmiş durumda."
Bakan Koca, 65 yaş üstü vatandaşlar ile sağlık çalışanlarına ait tabloları aşının etkisini görmek için paylaştığını belirterek, şu bilgileri verdi:
"Entübe vakaları içerisinde 65 yaş üstünün oranının yüzde 71'den yüzde 54,4'e indiğini görüyoruz. Sağlık çalışanlarında ise bu oran yüzde 1,1 iken şu an 0,15'e düştü. Vefat edenler içerisinde 65 yaş üstünün oranının yüzde 65'e düştüğünü görüyoruz. Yani aşının 65 yaş üstüne ve sağlık çalışanlarına daha erken dönemde başlanmasının etkisiyle hem hastanede yatış hem yoğun bakım hem de entübe olan hastalar boyutuyla baktığımızda belirgin bir fayda sağladığını bu nedenle aşıları tanımlanmış olan vatandaşların aşılarını yaptırma noktasında hassasiyet göstermelerini ifade etmek istiyorum."
"Bulaşıcılığın daha arttığı yeni bir pik dönemi yaşıyoruz"
Günlük vaka sayılarının 50 binin üzerine çıkması nedeniyle tam kapanma ya da farklı önlemlerin söz konusu olup olmadığı sorusuna Koca, şu yanıtı verdi:
"Bilim Kurulu bugün bu çerçevede, 'Ramazan'ın başlamasıyla birlikte ne gibi tedbirler alınabilir, önerilerimiz neler olabilir' diye genel, kapsayıcı bir şekilde öneri anlamında alternatifli hazırlıklı yaptı. Yarın Sayın Cumhurbaşkanımız başkanlığında kabine toplantısı var. Kabine toplantısında alternatifli önerileri sunmuş olacağız ve Sayın Cumhurbaşkanımız uygun gördüklerini tensipleri halinde açıklarlar."
Ramazan ayının özellikle tedbirler noktasında çok önemli bir dönem olarak görülmesi gerektiğini vurgulayan Koca, şöyle devam etti:
"Mutantın özellikle yüzde 85'e kadar çıktığı bu dönemde, bulaşıcılığın daha arttığı yeni bir pik dönemi yaşıyoruz. Kasım ve aralıkta yaşadığımız pikten farklı olarak, bu pik mutant oranının yüksek olduğu bir pik. Yani bulaşıcılığın çok arttığı bir pikten bahsediyoruz. O nedenle yakın temas ve hareketliliği azaltıcı döneme girmek durumundayız. Bütün vatandaşlarımızın bu noktada özellikle hassasiyet göstermesinin son derece önemli olduğunu ifade etmek istiyorum."
Vaka ve vefat sayılarının artmasının sağlık sistemine etkisi ile Rusya'nın uçuş kısıtlaması kararına ilişkin soru üzerine Bakan Koca, "Dün mevkidaşımla iki defa görüşmüştüm. Yakın zamanda bir heyet göndereceklerini, burada özelikle bizim bazı bölgelerde, Muğla, Antalya, İzmir, Aydın gibi sertifikasyon uyguladığımız, yaygın uyguladığımız bir bölge, o bölgede aldığımız tedbirleri görme noktasına bir heyetin geleceğini, ona göre önümüzdeki dönem değerlendirmenin daha rahatlıkla yapılacağını söyleyebilirim. Bizim özellikle o bölgelerde, turizmin yoğun olduğu bölgede aldığımız tedbirleri ve sertifikasyon uygulamalarını gördüklerinde farklı bir yaklaşım içinde olacaklarını söyleyebilirim." diye konuştu.
Türkiye'de yaşanılan üçüncü pikte vaka sayısının daha yoğun olduğunu, ama ağır hasta sayısının daha önceki pike göre aynı oranda artmadığının görüldüğünü belirten Koca, "Şu dönemde sağlık altyapımız açısından ciddi bir sorun olmadığını çok rahatlıkla söyleyebilirim. Toplamda yatan hastalar içinde yatak doluluk oranlarımızın şu an yüzde 56,3 olduğunu söylemek istiyorum. Yani toplam 247 bin yatağımız içinde doluluk oranı yüzde 56,3. Özellikle yatak, servis yatağı doluluk oranında bir sorun olmadığını söyleyebilirim." ifadelerini kullandı.
Erişkin yoğun bakımın son derece önemli olduğunu vurgulayan Bakan Koca, "47 bin yoğun bakımımızın 32 bini erişkin yoğun bakım olarak kullanılan yatağımız. Yoğun bakımlar içindeki doluluk oranımızda erişkin yoğun bakımını özellikle vermek istiyorum, yüzde 71,3. Yani bu çerçeveden bakıldığında yüzde 30'a yakın kapasitemizin olduğunu, bunun da 10 bine yakın ağır hasta anlamına geldiğini ifade etmek istiyorum." diye konuştu.
"Şu an bir ciddi sorun olmadığını söylemek istiyorum"
Bunun genel ortalama olduğunu, bazı illerde birtakım sorunlar yaşandığını anlatan Koca, şöyle konuştu:
"Sinop, İzmir, Çanakkale, Bartın, Edirne ve Rize yoğun bakım doluluk oranı bu illerimizde yüzde 80'in üzerinde, diğer bütün illerde yüzde 80'in altında. Ortalama da, erişkin yoğun bakım anlamında söylüyorum, yüzde 71,3. Şu an bir sorun olmadığını ama bunu yakinen takip ettiğimizi, kapasiteyi giderek bu anlamda artırma gayreti içinde olduğumuzu ve şu an elektif vakaları da halen yapmaya devam ettiğimizi. Biz bir önceki pikte, kasım-aralık pikinde elektif vakaları ötelemiştik. Şu an elektif vakalar halen yapıldığı dönemde olan yoğun bakım doluluk oranı. Eğer bu anlamda önümüzdeki dönemde bir sorun yaşanırsa elektif vakalarla ve genel bir düzenlemeyle kovid için ayrılmış yoğun bakım yatak sayımızı giderek arttırarak bu sorunu daha kolay yönetebileceğimizi söyleyebilirim. Yani şu an bir ciddi sorun olmadığını söylemek istiyorum."
Birçok ülke ve firmanın yaptığı aşı çalışmaları hatırlatılarak, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve aşı firmalarının yetkililerine aşı formüllerinin halkın kullanımına sunulmasını teklif edip etmediğinin sorulması üzerine Bakan Koca, DSÖ'nün 2 hafta önce yapılan toplantısında konunun gündeme geldiğini belirtti.
Koca, "Aşıyla ilgili fikri mülkiyet haklarının çözülmesi gerektiğini ifade ettim. Yani bunu bir şekilde DSÖ çözmek istiyorsa, katkı sağlamak istiyorsa DSÖ de formül geliştirebilir. Bütün dünyada üretimin yapılacağı her ülkede veya hangi ülkede yapılabilir olacaksa fikri mülkiyet haklarının çözülmesiyle daha kolay erişimin dünyada sağlanabileceğini ifade ettim." dedi.
Katılımcıların, bu konuda haklı olduğu ve konuyla ilgili gayret içinde olacaklarını ifade ettiklerini belirten Koca, "Benim bu noktada yaklaşımım çok net, bu anlamda fikri mülkiyet haklarını gerektiğinde dünyanın ki Dünya Sağlık Örgütü bunu yapabilir, bu anlamda haklarına gerektiğinde çözüm getirerek üretme becerisi olan, potansiyeli olan bütün ülkelerde bunun önünün açılması gerektiği kanaatindeyim." diye konuştu.
Aşı tedariki
Aşılama ve aşı tedarikine ilişkin soru üzerine Koca, aşı tedarikinde önceki dönemlerde yaşanan gelişmeleri anlatarak, BioNTech ve Sinovac aşılarına ilişkin Türkiye'de faz 3 çalışmasının yapıldığını hatırlattı.
Sputnik aşısı içinse faz 3 çalışmasının yapılamadığını anlatan Bakan Koca, "Son bir haftada üç kez Sayın Sağlık Bakanıyla, mevkidaşımla görüşmüş oldum, hem Türkiye'de üretimi hem de erken dönemde verebilecekleri aşı miktarıyla ilgili. Erken dönem aşıya erişim biraz daha düşük dozda görünüyor ama önümüzdeki 4-5 aylık zaman diliminde biraz daha miktar anlamında Sputnik aşısının Türkiye'ye gelebileceğini söylemek istiyorum." dedi.
Bugüne kadar yaklaşık 26 milyon Sinovac aşısının tedariğinin gerçekleştirildiğini belirten Bakan Koca, "Önümüzdeki haftalar ben bu anlamda biraz daha önemli sayıda aşının gelebileceğini tahmin ediyorum. Bununla ilgili izinlerin verildiğini ama üretimle ilgili ve sevkiyatla ilgili önümüzde 2-3 hafta içerisinde bunun gerçekleşeceğini düşünüyorum." diye konuştu.
BioNTech aşısına ilişkin de Uğur Şahin ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini hatırlatan Koca, "Bugüne kadar 4,5 milyon doz aşımız geldi. Ayrıca biz opsiyonel olarak 30 milyona tamamlamak üzere bir sözleşme yapmıştık. Gelecek ay sonuna kadar yine belli bir miktarın gönderilmesi şeklinde görüşüyoruz ama bu miktarın mayıs sonuna kadar çok yüksek olmayacağını söyleyebilirim." dedi.
Şahin'in, Türkiye'ye aşı gönderme noktasında yoğun bir çaba içerisinde olduğunu belirten Bakan Koca, şunları kaydetti:
"Bütün vatandaşlarımıza da selamları var, toplantı öncesi özellikle konuştuğum için söylüyorum, 'Haziran ayı için 30 milyon doz aşıyı şimdiden söz verebilirsin' dediler. Bunu artırmak üzere de yani hem mayıs sonu hem haziran ayı dahil olmak üzere toplamda bunu daha da arttıralım diye görüşüyoruz. 10 gün içinde de bu rakamların en fazla ne kadar olabileceğini netleştirmiş olacağız. Yani şunu söylemek istiyorum, şu an 4,5 milyon, gelecek ay sonuna kadar biraz daha ilave olacağını tahmin ediyorum ama 'Haziran ayında en az 30 milyon doz BioNTech aşısının geleceğini söyleyebilirsin' dedikleri için söylüyorum. 10 gün içerisinde de toplam 34,5 milyona ilave daha ne olabilir, nereye kadar çıkabilir onunla ilgili de 10 gün içinde netleşmiş olacak. Bütün bunlardan şunu demek istiyorum, bizim haziran sonuna kadar elimizde bu çerçevede yoğun bir aşının olacağını söyleyebilirim. Yani bizim normalde haziran sonu itibariyle en geç mayıs, bilemediniz haziran demiştim, en geç haziran sonu itibariyle 40 yaş üstünü aşılayabileceğimizi, ama bunun 30-35 yaşına kadar da bu 30 milyon rakamıyla söyleyebilir duruma geldiğimizi ifade etmek istiyorum."
Kovid-19 aşısını çeşitlendirmek ve miktarı arttırmak için ağustos ayından beri yoğun gayret içinde olduklarını vurgulayan Koca, "Dünyada aşı savaşının olduğunu da biliyoruz ama buna rağmen üretimi olmadığı halde dünyada 6'ncı sırada aşıyı yapan bir ülkeyiz. En geç haziran sonu olmak üzere bu anlamda 40 yaş hatta 30-35 yaşa kadar vatandaşımızı aşılayabileceğinizi söylemek istiyorum." diye konuştu.
Onun için ramazan dahil olmak üzere bir-iki aylık sürecin önemine işaret eden Koca, bu süreç içerisinde vatandaşları yakın temastan kaçınmaya; kapalı, kalabalık ve havalandırılmamış ortamlarda bulunmamaya çağırdı.
Koca, tedbirlere biraz daha özen gösterilmesi ve kazanımların kaybedilmeden bu dönemin geçirilmesiyle, aşıya erişimin çok uzun zaman almayacağını ifade ederek, yerli aşı çalışmalarına ilişkin şu bilgileri verdi:
"Yerli aşıda faz-2 çalışması bitti. 14 gün sonrası için tetkikler alınıyor. Zannediyorum iki veya üç hafta içerisinde faz-3 çalışmasına geçilebilir. Faz-1'de şu an devam eden 2 tane çalışma var. Gelecek hafta üçüncü bir aşı daha ilave olmuş olacak. Yani bu anlamda eylül ayında faz-3'ü bitecek olan ve öyle umduğumuz ilk aşımız devamında ekim, kasımda diğer aşıların biteceğini, başarıyla sonuçlanırsa üretime geçilebileceğini ayrıca söylemek istiyorum."
"Sağlık çalışanlarının yüzde 14'ü, 65 yaş üstünün yüzde 23,6'sı halen aşı yaptırmadı"
Tanımlanan sağlık çalışanlarının yüzde 86'sının aşılandığını, yüzde 14'ünün halen aşı yaptırmadığını, isterlerse gidip aşılarını yaptırabileceklerini belirten Koca, 65 yaş üstünde ise aşı olanların oranının yüzde 76,4 olduğu bilgisini vererek, "Yani yüzde 23,6'sı tanımlandığı halde, zamanı geldiği halde aşısını yaptırabilmiş durumda değil." dedi.
60-65 yaş arasındaki aşılanma oranının şu an yüzde 40'larda olduğunu dile getiren Bakan Koca, şöyle devam etti:
"Aşının hem hastane yatışı, hem toplam vaka içindeki paylarının düşüşü, hem yoğun bakımdaki etkisini, entübe hastalardaki oranını ne kadar düşürdüğünü söylemeye çalıştım. Dolayısıyla bizim tanımlanmış olan grubun, kişilerin hiçbir şekilde geciktirmeden erken dönemde aşılarını yaptırmalarını özellikle ifade etmek istiyorum. Bunun başka çözümü yok. Yani şu an görünen aşı ve ilaç. İlaçla ilgili somut bir gelişme dünyada daha yok, ama aşıda önemli gelişmeler olduğunu görüyoruz. Erişimle ilgili her ne kadar sorunlarımız var ise de bu anlamda epey mesafe aldığımız görülüyor. O nedenle vatandaşlarımız sırası geldiğinde geciktirmeden aşısını yaptırıyor olmalılar."
"Sinovac'la ilgili açıklama düzeltildi, yanlış anlaşıldığı ifade edildi"
Çin Hastalık Kontrol Merkezleri (CDC) Direktörü Gao Fu'nun Çin aşılarının "yüksek bir korumaya" sahip olmadığı, etkiyi artırmak için farklı aşıların karıştırılmasının düşünüldüğünü şeklindeki açıklamalarına ilişkin görüşleri sorulan Koca, "Sinovac'la ilgili yapılan açıklama bugün biliyorsunuz düzeltildi, yanlış anlaşıldığı ifade edildi." dedi.
Türkiye'de yapılan faz-3 çalışmasında aşının etkinliğinin 83,5 çıktığını, söz konusu açıklamada söylenmek istenilenin "aşının etkinliğinin bir yere kadar olduğu" görüşü olduğunu aktaran Koca, şu bilgileri verdi:
"Dolayısıyla şunu demek istiyor; aşının etkinliği bir yere kadar, bu aşının etkinliğini artırmak için farklı aşılarla kombinasyon yapılarak bu etki daha da artırılabilir mi? Söylenmek istenen aslında bu. Bunu biliyorsunuz İngiltere'de de AstraZeneca ve BioNTech için de aynı şey düşünüldü. Yani bir kombinasyon yapılarak, kombinasyonla birlikte var olan etkinlik daha ne kadar artırılabilir yaklaşımıydı. Bundan öte bir durum değil. Türkiye için de şu an böyle bir durumu düşünmüyoruz. Zaten şu dönemde bizim temel hedefimiz vatandaşımızı hızla, herkesi öncelikle aşı ile buluşturma çabası içinde olmak ve bunu sağlamak şeklinde. Mutantların, süreçte varyantların, özellikle farklı değişik varyantların devreye girmesi ve aşının bunda etkili olup olmama durumları bu süreçte bizim gelişmelere göre gerektiğinde yine topluma açıklama yapabileceğimiz, Bilim Kurulu'nun bu konuda bir aksiyon alması gerekiyorsa bir farklı yaklaşım geliştirilmesi gerekiyorsa zaten o durumda da açıklamış oluruz."
Aşıların etkisine ilişkin değerlendirmesi sorulan Koca, toplantının başında gösterdiği grafiklerde aşının özellikle sağlık çalışanı ve 65 yaş üzerinde ne kadar etkisinin olduğunu göstermeye çalıştığını hatırlatarak, "Bu anlamda ciddi bir etkisini görüyoruz ve vefatlarla ilgili de sayıların yüksek olmadığını. Ama sonuçta aşıladığınız grup 65 yaş üstü, 80 yaş üstü, 90 yaş üstü. Ek hastalığı çok olan kişiler de aşılandı. Aşının etkisini bu anlamda değerlendirmek noktasında zaten Bilim Kurulu o vakalarla ilgili vefat eden vakalarla ilgili dosyaları incelemiş oluyorlar. Bu anlamda etkisini belki önümüzdeki haftalar daha net söylemek mümkün olur." ifadelerini kullandı.
"Şu an biz halen neredeyse influenzayı görmedik"
Aşının önemli oranda etkisinin olduğunu ve sırası gelen vatandaşların aşısını mutlaka yaptırması gerektiğini vurgulayan Bakan Koca, grip aşısı ve Türkiye'deki grip vakalarına ilişkin soru üzerine de şunları kaydetti:
"Griple ilgili biliyorsunuz çok gündem oldu. Hatta bir dönem neredeyse 84 milyon vatandaşımızın grip aşısı yaptırması önerildi veya istendi veya böyle bir kampanya söz konusu oldu ve o zaman da hatırlarsanız şunu söylemiştik, güney yarım kürede influenzanın 16'da 1'e düştüğünü, ki bizde, bizim toplumuzda olduğu kadar maskenin kullanılmadığını, o nedenle influenzanın Türkiye'de maske yaygın kullanımı olduğu için görülebilirliğinin çok düşük olacağını, vatandaşımızı bu anlamda lütfen tedirgin etmeyin ifadelerini kullanmıştım. Ve birçok ülke, Almanya 26 milyon, İngiltere 30 milyon tedarik etmişti. Şu an biz halen neredeyse influenzayı görmedik. Ve bizim bir önceki yıl 1,3 milyondu, 2 milyon 560 bin grip aşısı bu yıl tedarik etmiştik. Bu 2 milyon 560 binin 2 milyon 320 bini yapıldı. 40 yaşına kadar da tanımlamış olmamıza rağmen ve sağlık çalışanlarımız 1 milyon 100 bin kişi, 1 milyon 100 bin kişiye 600 bin ayırmış olmamıza rağmen sağlık çalışanlarımızın yaptırdığı grip aşısı 264 bin oldu. Ve şu an halen 240 bin grip aşımız var ve influenza da halen yok. Ve ağırlıklı influenza bildiğiniz gibi çocukluk yaş grubunda daha sık görülür, bunu bütün arkadaşlar özellikle hekim arkadaşlar,
çocuk hekimi arkadaşlar bu yıl çocuk polikliniklerinin ne kadar düşük sayıda geçtiğini iyi bilirler. Biz salgınları görmedik. O nedenle 2 milyon 560 bin grip aşısı bile tüketilemedi. Tüketilemediği gibi biz influenzayı da görmedik. Yani neredeyse onu da fazla yapmışız daha önceki 1,3 milyondan fazla yapmamız da doğru değilmiş. Ama bütün neredeyse 84 milyon vatandaşımıza grip aşısı yaptırın diye bir kampanya başlamıştı. Küresel firmaların buradan ne kadar etkilendiğini artık siz tahmin edersiniz."
Bilim Kurulu'nda uzaktan eğitime geçilmesine ilişkin tavsiye kararı alınıp alınmadığı ve öğretmenlerin aşılama sürecinin sorulması üzerine Koca, öğretmenlerin aşılamalarına, köy okulları ve ilkokullardan başladıklarını anımsattı.
"Ramazan ayı döneminde, iki-üç haftalık zaman diliminde ilkokul öğretmenlerimizin hepsinin aşılanmalarını bitirmek istiyoruz." diyen Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bilim Kurulu başından beri, eğitim kurumlarını, kapatılacaksa en geç kapatılan, açılacaksa en erken açılacak olarak gördü. Bu çerçevede yine alternatifli öneriler tartışıldı ama 8. ve 12. sınıfların imtihan günleri de belli olduğu için fırsat eşitliğini sağlamak açısından açık kalmaları noktasında, eğitimin devam etmesi noktasında genel bir değişmez yaklaşım konusu. O sınıflarla ilgili öğretmenleri tanımlayıp onların da aşılamalarını ilkokullar dışında erken dönemde yapmak istiyoruz."
Tam kapanma önerisi
Koca, "Bilim Kurulu'nun tam kapanmaya ilişkin önerisi nedir? Artan vaka sayılarının sorumlusu gerçekten tedbir almayan vatandaş mı?" sorusu üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sorumlu hepimiziz, 84 milyon. Bilim Kurulu başından beri bu salgının, bulaşın nasıl olduğunu anlata geldi. Şu dönemde varyantların daha yoğun olmasıyla yakın temasla virüsün çok kolay bulaştığını biliyoruz. 84 milyon vatandaşımız üzerine düşeni yaparak, bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımları kaybetmeme çabası içinde olmalıyız. Sayın Cumhurbaşkanımız 'Ramazan ayını dinlenerek, ramazan sonrasını daha düşük vakayla devam ettirelim.' ifadesini kullanmıştı. Bilim Kurulu da öneri anlamında alternatifli yaklaşımlarını ortaya koydu. Yarın ben bunu kabine toplantısında sunmuş olacağım. Kabinede tartışılacak alternatifleriyle. Sonuçta bilim insanı olarak sizin söyledikleriniz farklı olabilir ama toplumun sosyolojik, psikolojik, ekonomik yapısı da var. Bu dengeyi kurarak, bir iradenin karar vermesi gerekiyor. Alınacak kararlar, tartılarak, bütün bu dengeler gözetilerek sonuçlandırılmış olur."
Aşı randevuları
Biontech aşılarının, randevusuna gitmeyenler nedeniyle ziyan olduğuna ilişkin açıklamaların doğruluğu sorulan Koca, bu konuya çok hassasiyet gösterdiklerini aktardı.
Flakonun çözüldüğünde 6 kişiye uygulandığına dikkati çeken Koca, şöyle konuştu:
"6 kişi randevuya geldiğinde flakonun açılmasını öneriyoruz. 6 kişi randevuya geldiğinde flakon açılırsa bir kayıp söz konusu olmaz. O flakon gün içinde kullanılıyor. 60 kişiye randevu verdiğinizi düşünün. 60 kişi için 10 flakon kullanılıyor. O gün en son 10'uncu flakon için gelmeyenler olursa onda kayıp olur. Yani her flakonda kayıp olmaz. 6 kişi randevuya geldiğinde, flakonun açılmasını ve kayıpları minimalize etme noktasına bir çaba içinde olunmasını söylüyoruz. Hiç mi olmuyor, olabilir ama bu oranın yüksek olmadığını söylüyorum."
Bakan Koca, Sinovac aşısının Avrupa Birliği'nce onayına ilişkin Çin veya Türkiye'nin bir çalışması var mı?" sorusuna, şu cevabı verdi:
"Faz-3 çalışması haftaya zannediyorum yayınlanmak üzere gönderilmiş olacak. Dünya Sağlık Örgütü'nde tanındı ama eğer yayını söz konusu olursa ki olacağını düşünüyoruz, bu anlamda bir sorunun olmayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Önümüzdeki dönemde aşı pasaportunda Sinovac aşısı olmayacak diye düşünmeyelim. Bunun, yayınla birlikte daha kolay açılacağını söyleyebilirim. Yayın da uzun sürmeyecek."