Poyrazköy davasında polisler korkudan mahkemeye gelmedi
Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmatlarla ilgili davanın delilleri arasında yer alan 3 numaralı DVD'yi ilk inceleyen iki polis memuru, tanıklık için çağrıldıkları duruşmaya "can güvenliği" endişesi bildirerek gelmedi. Polisler görüntülü sistem aracılığıyla uzaktan ifade vermek için mazeret bildirdi. Davada yargılanan ve aralarında emekli amiral ve albayların da bulunduğu eski askerler ise, davanın bir an önce sonlandırılmasını talep etti.
"Kafes eylem planı", "Amirallere suikast", "Gölcük'te ele geçirilen belgeler" ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) yöneticileri hakkındaki iddialara ilişkin dosyaların birleştiği, 86 tutuksuz sanığın yargılandığı "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat" davası Anadolu Adliyesi'ndeki Şehit Hakan Kılıç Konferans Salonunda görülmeye devam edildi.
Emekli Tuğamiral Yürekli: "Bu sıkıntının bir an önce kalkmasını istiyorum" Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmaya aralarında emekli Tuğamiral Şafak Yürekli'nin de bulunduğu 32 tutuksuz sanık ve avukatları katıldı.
TMK 10. madde ile yetkili mahkemeler ile eski özel yetkili mahkemelerin kaldırılması üzerine, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nden Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen Poyrazköy davasının ilk celsesine katılmayıp, bu celse davaya katılan sanıklardan emekli Albay Mücahit Erkyol, "Bir an önce yargılanmanın sonlandırılmasını istiyorum. İş müracaatlarında engelleyici bir durum teşkil ediyor" dedi.
Emekli Tuğamiral Şafak Yürekli ise eski savunmalarının geçerli olduğunu belirterek, "Yargılamanın en kısa sürede tamamlanmasını ve adaletin tecelli etmesini talep ediyoruz. Emekli oldum, önümüzdeki büyük bir engel olarak duran bu sıkıntının bir an önce kalkmasını istiyorum" diye konuştu.
"Can güvenliği ve terör olayları"
gerekçe gösterildi Geçtiğimiz celse dosyadaki 3 numaralı DVD'ye ilişkin ilk incelemeyi yapan polis memurlarının tanık olarak dinlenmesine karar veren mahkeme, tanıkların, "Can güvenliği, zorlu kış şartları ve terör olayları"nı gerekçe göstererek polis memurları İsa Akyüz ve Ahmet Uğurlu'nun Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile ifade vermek isteyerek mazeret gönderdiğini bildirdi.
Mahkeme öte yandan Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın Poyrazköy'de bulunan mühimmatın kendilerine teslim edilmesi yönünde talepte bulunduğunu tutanağa geçirdi ve 5 Nolu Harddisk üzerindeki parmak izlerine ilişkin olarak Gölcük Donanma Askeri Savcılığı'na söz konusu hard diskin gönderildiği belirtildi.
"Dünya öküzün boynuzunda dönüyor dendiği için yargılama yapılmıştır"
Duruşmada söz alan Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Gülseven Yaşer'ın avukatı Hüseyin Buzoğlu, Amerika'da bulunan Yaşer hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasını talep ederek, "Bu yargılama insanlık tarihinde yerini alacaktır. Yıllar önce 'dünya öküzün boynuzunda dönüyor' dendiği için yargılama yapılmıştır. Biz bunu hukuk fakültelerinde öğrencilere okutuyoruz. Müvekkilim hakkında 6 sene sonra hala yakalama kararı devam ediyor. 17-25 Aralık operasyonu olmasaydı biz burada olmayacaktık, siz burada olmayacaktınız. Bu davanın artık siyasi bir dava olduğu konusu tüm kamuoyunun kabul ettiği bir gerçek" dedi.
"El konulan CD'yi bulduğumuz mahalde imajını almadık"
Beykoz'da emekli Binbaşı Levent Bektaş'ın evinde yapılan aramalara katılan ve şuan İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görev yaptığını belirten tanık polis Hayrullah Balcı, "Birkaç tane CD bulundu, başka bir şeye el konulmadı. CD'leri nerede bulduğumuzu hatırlamıyorum. 6 seneye yakın oldu. Mühürlü torba içinde şubeye götürdük. El konulan CD'yi bulduğumuz mahalde imajını almadık. Yapılan bütün aramalarda böyle bir imkan yoktu o dönemde. Çok fazla zaman aldığı için bulduğumuz mahalde yapılamıyordu. El konulan CD ve DVD'ye sayı veriliyor şüphelinin yanında mühürlü torbaya konularak şube götürülüyordu. Torbaların hangi koşulda açıldığını bilmiyorum" diye konuştu.
"Doğruyu söylemek gerekirse mühürlenip mühürlenmediğini hatırlamıyorum"
Aynı aramaya katılan Başpolis Sadi Yıldırım ise, "Mahkeme kararıyla eve gittik kimsenin evde olmadığını görünce bekledik. Geldiklerinde evde arama yaptık. CD ve DVD'ye el koyduk, bir torbaya koyarak şubedeki operasyonu yürüten birime teslim ettik. Orada CD ve DVD'leri inceleme şansımız olmadığı için şubeye getiriyorduk. Doğruyu söylemek gerekiyorsa oradaki torbanın mühürlenip mühürlenmediğini hatırlamıyorum. Arama sırasında başımızda başkomiser Ferdi Taşkaya vardı. Arama kararını veren şube müdürüdür. Sabah 'şu saatte gelin' deniyor ve o saate kadar bize ne operasyonu olduğu söylenmiyor. Beykoz'daki aramaya gideceğimizi söyleyen kişiyi hatırlamıyorum" dedi. Sanık avukatlarınca el konulan CD'lerin olay yerinde imaj alınması gerekliliği konusunda Ceza Muhakemesi Kanunu'nda hüküm bulunduğu hatırlatılan tanık Yıldırım, "Teknik imkansızlıklar nedeniyle imaj alma işlemini arama yerinde değil, şubede yapıyorlardı. Yaptığımız her şeyden vicdanen rahatım" şeklinde konuştu.
"Yurt Atayün tanık olarak dinlenilsin"
Duruşmada avukatlar ve sanıklar taleplerde bulundu. Söz alan Kurmay Albay Hüseyin Hançer, "Paçavra belgeler yüzünden 3 seneye yakın tutuklu kaldım. Askeriye içine çöreklenmiş çetenin pususuna maruz kaldık. Buna bazı yargı mensupları da buna çanak tuttu. Dönemin Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün'ün huzurunuzda tanık olarak dinlenmesini talep ediyorum" dedi. Mahkeme talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.