Postmodern darbe ne demek, nedir? 28 Şubat 1997 darbesine neden postmodern darbe deniliyor, Postmodern darbe ne anlama gelmektedir?
Postmodern darbe nedir? 28 Şubat süreci Türkiye siyasi tarihinde postmodern darbe olarak adlandırıldı. Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi’nin kurduğu koalisyon hükümetinin dağıldığı, Refah Partisi’nin kapatılıp, Necmettin Erbakan'a siyaset yasağı konulması sürecinin üzerinden 25 yıl geçti. Peki, 28 Şubat 1997 darbesine neden postmodern darbe deniliyor, Postmodern darbe ne demek?
Türkiye’nin siyasi tarihinde önemli bir kapı arayan 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu bildirisinin üzerinden 25 yıl geçti. 28 Şubat sürecine tarihe postmodern darbe olarak geçti. Peki, Postmodern darbe ne demek, 28 Şubat darbesi neden postmodern olarak anılıyor?
Postmodern darbe ne demek?
Askerin yönetime direkt olarak el koymayıp medya aracılığıyla hükümetin istifaya zorlanması olayına postmodern darbe denilmektedir. Bu terim, Türkiye'de ordunun siyasi hükümete yapılacakları ve yapılmayacakları dikte ettirdiği, yani demokratik olmayan bir kurumun demokrasinin işleyişine müdahalesini anlatmak için kullanılmaktadır.
28 Şubat 1997 darbesine neden postmodern darbe deniliyor?
28 Şubat 1997 yılında yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan ve 28 Şubat Kararları diye anılan kararlar ile gelişen olaylar sonucunda Radikal yazarı Türker Alkan'ın 13 Haziran 1997 tarihli ve "Postmodern bir askeri müdahale" başlıklı yazısında tanımlanmasıyla gündeme girmiş ve Cengiz Çandar'ın etkisiyle yabancı basında kullanılmaya başlanmıştır.
28 Şubat kararları nelerdir?
28 Şubat’ta yapılan MGK toplantısı 9 saat sürdü. 28 Şubat 1997’deki MGK kararları hükümete bildirildi. Kararda, laiklik için yasaların uygulanması istendi, tarikatlara bağlı okullar denetlenmeli ve MEB’e devredilmeli, 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli, Kuran kursları denetlenmeli, Tevhidi Tedrisat uygulanmalı, tarikatlar kapatılmalı, irtica nedeniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya kontrol altına alınmalı, kıyafet kanununa riayet edilmeli, kurban derileri derneklere verilmemeli, Atatürk aleyhindeki eylemler cezalandırılmalı, deniliyordu.