'Polemiğe kurban edildim'
Eski Bakan Ertuğrul Günay'dan Gezi Parkı'nda dair çok çarpıcı açıklamalar
ESKİ Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le görüşmesinin ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ’Başbakan Vekili’ sıfatıyla Taksim Gezi Parkı eylemlerine yönelik açıklamalarını değerlendirdi. Günay, "AK Parti içinde kırılma değil, Ak Parti vicdanının biraz ’Yeter artık’ deme gayreti olabilir diye düşünüyorum. Ben şahsen o duyguyu taşıyorum" dedi.
Antalya’dan Ankara’ya dönerken havalimanında DHA’ya açıklamalar yapan Eski Bakan Ertuğrul Günay, Taksim Gezi Parkı eylemlerini değerlendirdi, belediye başkanlığı adaylığı konusundaki ve CHP’ye dönüp dönmeyeceği yönündeki düşüncelerini paylaştı.
Ertuğrul Günay, Taksim Gezi Parkı protestolarının ilk gününden itibaren olaylara sükunetle ve soğukkanlılıkla yaklaşılması gerektiğini, yeni gerginliklere meydan vermeden sorunun çözülmesi gerektiğini işaret etmeye çalıştığını söyledi.
’YÖNETİM ŞİDDETLE SALDIRDI’
Gezi Parkı alanının İstanbul’da, Beyoğlu ve çevresinin son kalan yeşil alanı olduğunu kaydeden Günay, "Tartışma konusu oraya AVM, kışla ya da otel, müze yapılması değil. Tartışma konusu olan, önemli olan o yeşil alanın korunmasıdır" dedi. Yargının da kendi görüşmeleri doğrultusunda yürütmeyi durdurma kararı verdiğini hatırlatan Ertuğrul Günay, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sayın Başbakana kim, nasıl bilgi veriyor bilmiyorum ama bence taleplerin haklı olduğunu görmek veya tartışmaya açık olmak gerekirdi. Bu haklı talebi dinlemek yerine yönetim özellikle İstanbul’da cuma sabahı insanların üzerine orada ağaçların altında yatan bir anlamda ağaçları korumak için nöbet tutan insanlar üzerine şiddetle, gaz ve tazyikli suyla saldırdı. Bir anlamda o gün ortaklaşa eylemin, toplum tarafından görünmesini engellemek için böyle bir şiddet yoluna sapılınca bütün Türkiye’de infial yarattı."
’YANLIŞTAN DÖNMEK GEREKİYOR’
Bu infialin sonucu olarak Türkiye’de insanların sokağa çıktığı ve o noktadan sonra sokakların istenmeyen olaylara açık hale geldiğini kaydeden Eski Bakan Günay, "Çiçeği ve ağacı savunan insanların mala ve cana zarar verdiği savunulamaz" dedi. Demokrasinin katılımcı boyutu olan bu dönemde, 4 yıldan 4 yıla sandığa gitmek ifadesinin artık geçersiz olduğunun altını çizen Ertuğrul Günay, "O yüzden insanlar zaman zaman protesto ederek, yazı yazarak gösteri yaparak bizim düşüncelerimize katıldıkları ve katılmadıklarını ifade edebilirler. Şiddete başvurmadıkça kimseye karşı şiddet uygulamak, devletin bu çağda haddi ve hakkı değildir. O yüzden bir yanlış yapıldı. Bu nedenle yanlışın bir noktasından da olsa dönmek gerekiyor" diye konuştu.
"BAŞBAKAN KEŞKE EMPATİ YAPSAYDI"
Demokratik sistemlerde siyasal katılımın ’sandık yoksa söz hakkı yok. Sandık yoksa kimse yok’ denilmesi noktasına indirgenemeyeceğinin altını çizerek açıklamalarını sürdüren Ertuğrul Günay, ’Başbakan Vekili’ sıfatıyla Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın bugün yaptığı açıklamalarda bu noktayı vurguladığını kaydetti. Arınç’ın açıklamalarının aslında kendisi tarafından ilk gün dile getirilmiş olduğunu kaydeden Ertuğrul Günay, "Keşke bunu ilk gün söylemiş olsaydık ve keşke bütün bu sevimsizlikler gerginlikler yaşanmamış olsaydı" dedi.
Ertuğrul Günay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç arasındaki üslup farklılığını ise şu şekilde yorumladı:
"Sayın Başbakan ilk günden itibaren empati yapsaydı ve olayların nedenlerini öğrenmek konusunda kesin bir kararla yapmak iradesini sergileme yerine ’Yeniden değerlendireceğini’ söyleseydi belki bu boyutlara gelmezdi. Onun dışında Ak Partinin üyesi ve milletvekiliyim. Sayın Başbakanı basın, kamuoyu önünde eleştirmek doğru olmaz."
PARTİ İÇİNDE KIRILMA DEĞİL
Başbakan Yardımcı Arınç’ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le görüşmesinin ardından ortaya koyduğu düşüncelerini, daha eylemlerin ilk günü dile getirdiğini belirten Ertuğrul Günay, açıklamanın Çankaya görüşmesinden sonra yapılmasının bir mutabakatı ortaya koyduğunu söyledi. Günay, "Haklı bir eylem var, haksız bir mukavemet var. Uzunca bir aradan sonra o noktaya geldik" dedi.
Eski Kültür ve Turizm Bakanı Günay, Bülent Arınç’ın açıklamasının ardından bazı kesimler tarafından yapılan ’parti içinde kırılma’ şeklindeki değerlendirmenin sorulması üzerine şunları söyledi:
TABANDA CİDDİ ŞİKAYET VAR
"Kırılma zannetmiyorum. Ak Parti, İstanbul’da dikey yapılaşmalar ya da yeşil alan tüketme gayretleri... AK Parti kitlesinin çok çok büyük bir kısmının bu gayretlerle hiç ilgisi yok. Bakanlık dönemimden de biliyorum tabanda da çok ciddi şikayet var. İstanbul’un camiler, minareler ve kubbelerden oluşan silueti neredeyse Ak Parti tabanı için kutsal değerler taşıyor. Ona karşı yapılan girişimler, belki iktidarın bir kesimiyle bir dirsek teması kurmuş olabilir ama tabanı çok ciddi rahatsız ediyor. O yüzden Ak Parti içinde kırılma değil Ak Parti vicdanının biraz ’Yeter artık’ deme gayreti olabilir diye düşünüyorum. Ben şahsen o duyguyu taşıyorum. Adalet ve kalkınma duygusunu beraber yan yana koyarak başlamışsak, her iktidarın uçağına binen bir takım tipler gelip bu tabana karşı bizi güç durumda bırakacak olan aç gözlülüklerini biraz ertelesinler, biz de tabanımızın istediği doğrultuda yolumuza devam edelim. Edelim ama tabanımızın ve vicdanımızın istediği doğrultuda."
EYLEMLERDEN ALDIĞI MESAJ
Eski Kültür ve Turizm Bakanı Günay, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün "Mesaj alınmıştır" ifadesini ise kendi açısından "Toplumu dinlemek gerektiğini bir kez daha çok çarpıcı bir biçimde biraz da son günlerde acı olaylarla bize hatırlattı" diye değerlendirdi.
Yaşanan olaylarda Hatay’da bir kişinin hayatını kaybettiğini, İstanbul ve Ankara’da atılan gaz bombaları nedeniyle bir öğretim üyesi ve öğrencinin gözünü kaybettiğini hatırlatan Ertuğrul Günay, "Bir binanın, bir yapının insanının canına değmeyeceği düşüncesindeyim. Bir insan öleceğine, bir insanın burnu kanayacağına bir aile mutsuz olacağına varsın bir bina, bir gökdelen, bir rant ve kar merkezi yapılmayıversin. Benim inancım, itikattım, siyaset, insanlık anlayışım budur" diye konuştu.
BİZDEN MUTSUZ OLANLAR DA VAR
Türkiye’nin birbirinden farklı birçok noktasında bu kadar insanın sokağa döküldüğü bir aşama, bu insanlar arasında ak ve kara gibi bir kategorileştirmenin de geçersiz olacağına dikkat çeken Ertuğrul Günay, şöyle konuştu:
"Demek ki, bizden mutlu olanlar kadar, olmayanlar da var. Bizim görevimiz olmayanların nedenlerini dinlemek ve makul cevaplarla iknaya çalışmaktır. Yönetici olmanın, iktidar olmanın üzerimize yüklediği görevdir bu. Bunca insanın sokağa çıkmasını hiçbir şey olmamış gibi karşılayamayız. Bizim inancımızda bir söz vardır, ’Dicle kıyısında kurt kapsa koyunu gelir adli ilahi emirden sorar.’ Yani yönetenden sorar onu. Bunu sadece teorik olarak benimsemememiz, yönetim felsefesi haline getirmemiz gerekiyor. Bizden bazı insanların şikayeti var."
İKTİDARIN YETKİ TECAVÜZÜ
Ak Partinin insanların yaşam tarzlarıyla meşgul olmadığını sadece yaşam kalitesini yükseltme odaklı çalıştığını ve bunu hiç tartışmaya fırsat vermeyecek şekilde hayata geçirmesi gerektiğini dile getiren Ertuğrul Günay, "İnsanlar bizden haklı veya haksız kendi yaşamlarına karışmamızı istemiyorlar ama topyekün iktidardan beklentileri her alanda yaşam kalitesinin yükseltilmeye çalışılmasıdır. Görevimiz de budur, görevimizin sınırları da budur. Demokrasilerde bunun ötesine geçmek iktidarın yetki tecavüzü olur ki bu doğru ve haklı bir davranış değildir" diye konuştu.
Herkesin nasıl yaşayacağına kendisinin karar vereceğini ve bu noktada iktidarların görevinin kesinlikle insanlara yaşam tarzı dayatmak olmadığını belirten Ertuğrul Günay, "Ondan ötesi iktidarlar için yetki tecavüzü olur" dedi.
’SİYASİ POLEMİĞE KURBAN EDİLDİM’
Bakanlığı döneminde başta Başbakan Erdoğan’ın bugün rahatsız olduğu ve İstanbul siluetini bozan Kazlıçeşme Konutları, Topçu Kışlası’nın ve Gezi Parkı’nın yapılması konusunda çok ciddi itirazları dile getirdiğini ve mücadele verdiğini kaydeden Bakan Günay, şunları söyledi:
"Sanatçı arkadaşları ve medya herkesi görüyoruz. Ne yaptığımı anlamış olsalardı bugün sanıyorum kendileri içinde daha rahat bir ortam oluşmuş olurdu. Kars’ta İnsanlık Anıtı’nda da birbirimizi incitmeyen sözcükler kullanalım diye gayret gösterdim, bir düzeltme gayreti gösterdim. Ama sözde duyarlı arkadaşlar hükümette bir değişiklik olsun kampanyası açtılar ama olmadı fakat sonuçta uzun vadede başka sıkıntıların önünü açmış oldular. Duyarlılığım siyasi polemiğe kurban edildi."
UMARIM ŞU KONJONKTÜRDE GÜNDEME GELMEZ
Eski Bakan Günay, sendikaların itiraz ettiği ve yeni bir eylem sürecine kapı aralayacak hazırlık süreci devam eden ’Türkiye Sanat Kurumu ile Sanatın Desteklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı’na ilişkin soruya ise "Böyle bir tartışma, umarım şu konjonktürde gündeme gelmez ve yararlı da olmaz" dedi.
TWİTTER’I AKTİF KULLANIYOR
Ertuğrul Günay, bakanlığı sonrası daha çok yer almaya başladığı twitter ve benzeri sosyal medya ortamlarının kullanılması gerektiğini söyledi. Bakanlığı döneminde basınla daha çok iç içe olduğu için görüşlerini kamuoyuna aktardığını düşündüğünü fakat sonuçların hiç de öyle olmadığını gösterdiğini belirten Günay, "Sosyal medyayı bence erkenden kullansın, ileride sorunları olacak arkadaşlar. Bakanlık görevi bittikten sonra görüşlerimi bu vesileyle duyuyorum yoksa muhalif ruhun canlanması değil" dedi.
CHP’YE DÖNMEYİ DÜŞÜNMÜYOR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in kendisine CHP’nin kapısının açık olduğunu söylediğinin hatırlatılması üzerine Günay, "Ben sadece içinde bulunduğum siyasi partinin vicdanı olmaya çalışıyorum ve toplumun sesine toplumsal uzlaşmaya katkı yapmaya çalıyorum" diye konuştu.
CHP teklifine ’hayır’ diyen Ertuğrul Günay, kritik bir eşikte Ak Partiye katıldığını belirterek, "Ak Partiye karşı da antidemokratik girişimler, arayışlar vardı o eşikte katıldım. Milletin sesinin kısılmasını istemedim. Şimdi de hiçbir biçimde milletin sesinin kısılmasını istemiyorum" diye konuştu.
Günay, adının İzmir ve Antalya Büyükşehir ile Muğla Belediye başkanlıkları için geçtiğini belirterek, yerel siyaset düşünmediğini kaydetti.