PKK'nın Suriye oyunu
Suriye'nin kuzeyinde özerk yapı oluşturmaya çalışan terör örgütü PKK, kamufle olmak için bölgede Demokratik Birlik Partisi (PYD) ismiyle faaliyet gösteriyor.
Türkiye'nin diplomatik girişimleri neticesinde ABD ve AB'nin terör örgütleri listesine girmesinden sonra PKK, siyasi anlamda hamle yapmasının imkansız hale gelmesi üzerine elebaşı Abdullah Öcalan'ın talimatıyla Suriye'nin kuzeyinde farklı ad altında varlığını sürdürmek için çalışma başlattı.
Faaliyetlerine 1980'li yıllarda başlayan ve Suriye'de de yapılanan terör örgütü PKK, 2011 yılında Suriye kanadı olan PYD'yi, eş başkan olarak belirlediği Salih Müslim ve Asya Abdullah ile dünya kamuoyuna bağımsız bir yapılanma gibi sundu.
Bu sayede Suriye'de özerk bir yapılanma kurmayı planlayan PYD'nin, silahlı yapılanmasını terör örgütü PKK'nın askeri kanadı içerisinden kurduğu YPG ile yürütmeye başlaması üzerine gerçek kimliği netleşmeye başladı.
Suriye'deki iç savaş koşullarından faydalanmak üzere Esed rejimi ile gizli anlaşarak ülkenin kuzeyinde de kantonlar oluşturan PYD, kendisi gibi terör örgütü olan DAEŞ ile girdiği çatışma dolayısıyla ABD ve bazı Avrupa ülkeleriyle temasını geliştirdi.
Türkiye'nin, PYD'nin PKK'nın Suriye'deki örgütlenmesi olduğunu defalarca dile getirmesine rağmen ABD ve batılı ülkeler DAEŞ ile mücadelede başka bir terör örgütünü desteleme yolunu seçerek, neredeyse Suriye'deki "kara gücü" şeklinde kullandıkları PYD'yi PKK'dan farklı bir oluşum olarak nitelendirmeyi sürdürdü.
PYD'yi terör örgütü olarak tanımaktan kaçınan ABD, bünyesinde çok sayıda çocuğu barındırması nedeniyle savaş suçu işlemesine rağmen YPG'yi de aktör olarak kullanmaya ve desteklemeye devam etti.
İki örgüt arasındaki ilişki iddianamelerde yer aldı
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianameler de terör örgütü PKK'nın PYD ile bağlantılı olduklarını belgelendirdi.
PKK terörüne yönelik suçlara ilişkin hazırlanan iddianamelerde PKK/KCK'nın kuruluş amacı ve yapılanmalarına yönelik ayrıntılı bilgilere yer veriliyor.
Bu bilgilerde, terör örgütü KCK'nın sözleşmesinde belirtilen parça örgütlenmelerinin bulunduğu ülkelerde sözde "Demokratik Özerkliği" hedeflediği ve bu amaçla Türkiye'nin yanı sıra Suriye, İran ve Irak'ta örgütlenmeye gidildiği ifade edildi.
Öcalan'ın talimatları doğrultusunda 2003'te Suriye'de KCK adı altında sürdürülen örgütlenme faaliyetleri kapsamında KADEK kongresinde alınan karar doğrultusunda Demokratik Birlik Partisi (PYD) yapılanmasının başladığı bilgisine yer verilen iddianamede şöyle denildi:
"2011'de Suriye'de başlayan iç savaşa bağlı olarak ülkenin kuzey bölgesinde ortaya çıkan otorite boşluğunda KCK yapılanması özerk bir yönetim oluşturmak amacıyla faaliyetlerine ağırlık vermiştir. İç savaşa bağlı olarak PKK'nın silahlı yapılanması içerisinde Halk Savunma Birlikleri (YPG) adı altında bir yapılanma kurulmuştur. Bu yapılanmaların amaç, hedef, örgütlenme ve faaliyetleri doğrudan PKK/KCK terör örgütü üst yönetiminin ve Abdullah Öcalan'ın talimatları doğrultusunda oluşturulmuştur."
PKK'lı teröristler YPG üniforması giyiyor
Türkiye ve Irak'tan Suriye'ye geçen çok sayıda PKK'lı terörist, kıyafetini değiştirerek YPG bünyesinde çatışmalara katılıyor.
Suriye'de YPG adı altında çatışmalara katılan ve çatışmada yaralanan bazı teröristler tedavi için getirildiği Şanlıurfa ve Diyarbakır'da düzenlenen operasyonlarda yakalandı.
Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü, 2014 yılında, "Suriye'nin Kobani (Ayn el Arap) kentinde terör örgütü DAEŞ'e karşı PYD-YPG saflarında girdikleri çatışmalarda yaralanan terör örgütü PKK üyesi 2 kişinin tedavi amaçlı Türkiye'ye getirildiği" bilgisi üzerine çalışma başlattı. Ekipler düzenledikleri operasyonda, terör örgütünün Hakkari bölge sorumlusu "Rızgar" kod adlı Selman Ateş'i Diyarbakır'da, Diyarbakır bölge sorumlusu "Sofi" kod adlı teröristi ise Şanlıurfa'da yakaladı.
Terör örgütü PKK üyesi Cihan Duman, Kobani bölgesinde, DAEŞ ile YPG arasındaki çatışmada ölmüştü.
İzmir'den 2010'da terör örgütünün dağ kadrosuna katıldığı öğrenilen Duman'ın, 7 Eylül 2011'de Erzurum'un Hınıs İlçe Emniyet Müdürlüğüne silahlı saldırı ile 23 Mayıs 2012'de Muş'un Varto ilçesinde jandarma personelinin şehit edilmesi olayına karıştığı belirlenmişti.
Suriye uyruklu olarak hastaneye girişi yapılmıştı
Kobani'de yaralanan tıp fakültesi öğrencisi Esra Yakar Diyarbakır'da yargılandığı davada, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Mahkemenin hazırladığı gerekçeli kararda, Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca Yakar hakkında hazırlanan iddianamesine terör örgütü PKK'nın uzantısı YPG ile bağlantısına yer verildi.
İddianamede, DAEŞ'e karşı, YPG saflarında yer alarak kafasından yaralanan ve Şanlıurfa Balıklıgöl Devlet Hastanesi'ne Suriye uyruklu Kobani doğumlu olarak girişi yapılan kişinin parmak izinden Esra Yakar olduğunun ortaya çıktığına yer verilmişti.
Hem PKK hem YPG saflarında çatışmaya girmiş"
11 Şubat'ta Şanlıurfa'nın Suruç ilçesi 8. Hudut Bilekli Karakolu sorumluluk bölgesinde hudut taşları arasında Suriye istikametinden Türkiye'ye yasa dışı yollardan girmeye çalışan PKK'nın şehir yapılanması YDG-H'ın sözde "Türkiye sorumlusu" "Ferman" kod isimli Enver Güngör yakalandı.
Güngör, verdiği ifadede 30 Mart 2014'te yapılan yerel seçim öncesi silah eğitimi almak için Kandil'e gittiğini, oradan terör örgütü YPG saflarında DAEŞ'e karşı savaşmak için Kobani'ye geçtiğini kaydetti.
Haziran 2015'te Türkiye'ye geçtiğini ve yapılacak eylemler hakkında toplantılar düzenlediklerini aktaran Güngör, Diyarbakır'da düzenlenen silahlı eylemlerin bazılarında bulunduğunu anlattı.
Tutuklu sanık Güngör hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede 4. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Sanık hakkında "silahlı terör örgütünü yönetme" suçundan 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Kobani'de silahlı eğitimden sonra Türkiye'de saldırı
9 Haziran 2015'te Diyarbakır'da Yeni İhya Der Başkanı ve HÜDA PAR üyesi Aytaç Baran'ın öldürülmesi olayında yer alan PKK'lı teröristlerin Kobani'de silah eğitimi aldığı öğrenildi.
Kobani'de PYD ve YPG'den silah ve bomba ile ideolojik eğitim alan bazı PKK'lı teröristlerin ise Diyarbakır'ın Sur ve Silvan, Mardin'in Nusaybin, Şırnak ile Cizre, Silopi ve İdil ilçelerinde güvenlik güçleri ve sivillere bomba, roketatar ve uzun namlulu silahla yapılan saldırılara katıldığı ortaya çıkmıştı.
Suruç ilçesinde de Kobani'den Türkiye'ye geçmeye çalışan PYD/PKK üyesi Kadir Çeçan ve Mehmet Sadık Akdoğan, İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin gerçekleştirdiği operasyonla yakalanmıştı.
Yüksekdağ hakkında dava açıldı
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ hakkında 19 Temmuz 2015'te Kobani'deki temaslarının ardından Suruç ilçesinde katıldığı programdaki, "Biz sırtımızı YPJ'ye, YPG'ye ve PYD'ye yaslıyoruz, bunu söylemekte ve savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz." ifadeleri nedeniyle fezleke hazırlanmıştı.
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının, bu sözleri üzerine Yüksekdağ hakkında "terör örgütü propagandası yapmak" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talebiyle hazırladığı iddianame, 20 Ağustos 2016'da Şanlıurfa Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.