PKK Kandil'den gidiyor!
Örgüt, Afrin sürecinin yarattığı olumsuz etkiyi kırmak amacıyla Türkiye ve Irak sınırındaki grupların eylemlerine ivme kazandırmaya çalışıyor - çalışacak. Türkiye’nin meşgul edilmesi ve Afrin’le ilgilenmesini önlemeyi sağlamak için eylemlere ağırlık verilmesi talimatı verildi silahlı kadrolara...
Milliyet'ten Tolga Şardan'ın köşesine taşıdığı bilgilere göre; Cumhur ittifakının erken seçim kararıyla siyaset hareketlendi. Seçim sürecinde güvenlik konusu her zamanki gibi yine ön planda olacak.
Özellikle Afrin bölgesinin kontrol edilmesini sağlayan Zeytin Dalı Harekatı sonrasında yeni strateji geliştirmeye çalışan PKK, bu sürecin en önemli figürü.
Seçim sürecine geçmeden önce, yılbaşından bu yana örgütün geldiği durumu değerlendirmekte fayda var.
PKK’nın bu yıl kış üslenmesi önceki dönemlere göre daha farklı gelişti. Önceki yıllarda Türkiye içindeki ve Kuzey Irak’taki kadrolarını kış üslenmesine alan örgüt, 2017 sonbaharından itibaren özellikle Suriye’deki gruplarına kış üslenmesi yaptırmadı.
Afrin harekatı öncesinde, havaların ve iklimin yumuşak olmasının verdiği imkanla Suriye sınırındaki gruplarını dinamik tutmak isteyen örgüt, bu dönemi sürekli harekata karşı hazırlık içinde geçirdi.
Aynı gerekçeler nedeniyle örgüt yönetimi, silahlı kadrolarını 2018’deki kış üslenmesinden beklenenden çok daha erken çıkardı. Afrin harekatına hazırlanan ve bölgedeki kadrolarını Kandil’den gelen gruplarla destekleyen PKK, ABD’nin verdiği desteğe rağmen aniden ortaya çıkan strateji değişikliği sonucu Afrin’den çekilmek zorunda kaldı.
Zeytin Dalı harekatı tamamlandı ancak operasyonlar devam ediyor. Kırsalda kalan küçük ölçekli PKK/PYD grupları ile çatışmalar sürüyor. Örgütün silahlı kadrolarının büyük çoğunluğu Menbiç, Kobani gibi bölgelere geçti.
Gerek PKK, gerekse Suriye’deki uzantısı PYD’den yapılan açıklamalara bakıldığında, örgüt yönetimi bugün gelinen durumu beklemiyordu.
Uzun ve fabrikasyon tüneller inşa eden, eğitim alanları oluşturan, bürolar kurup geniş bir faaliyet alanı yaratan PKK, Afrin’de istediği başarıyı yakalayamadı.
Kandil’deki kamplar taşınıyor
Bu durumun örgütte önümüzdeki dönem için endişeye sebebiyet verdiğini yadsıyamayız.
Irak yönetiminin Şengal’e gireceğini belirtmesiyle birlikte, Türkiye’nin de Ovaköy - Musul hattını kullanıp Kuzey Irak’a gireceğinden endişe eden örgüt, bu kez de Şengal’den çekildiğini açıklamak zorunda kaldı.
Kuzey Irak’ta da durum örgütün istediği istikamette yürümüyor.
Kandil’e yönelik hava operasyonları, örgütü bu bölgede yeni kararlar almaya götürdü.
Kandil’deki yerleşik düzenin bir bölümü taşındı.
Kampların bir kısmı aynı bölgede ancak İran sınırına daha yakın bölgeye çekildi.
İstihbarat birimleri, daha güneydeki bölgelere kaydırılan kampların olduğunu tespit ediyor.
PKK, hareket alanında ciddi etki yaratan bu gelişmeler sonrasında yeni taktik ve faaliyetlere yönelecek kaçınılmaz olarak.
Örgüt, Afrin sürecinin yarattığı olumsuz etkiyi kırmak amacıyla Türkiye ve Irak sınırındaki grupların eylemlerine ivme kazandırmaya çalışıyor - çalışacak.
Türkiye’nin meşgul edilmesi ve Afrin’le ilgilenmesini önlemeyi sağlamak için eylemlere ağırlık verilmesi talimatı verildi silahlı kadrolara.
Yurtiçi operasyonları
Bu talimatlara karşın PKK, özellikle Şubat’ın başından beri Türkiye içindeki gruplarında çok önemli kayıplar verdi.
1990’lı yılların başından itibaren PKK, Afrin üzerinden Suriye merkezli batıya açılım kanalı oluşturdu. Bu kanalın en önemli güzergahı ise, Hatay - Adana - Antalya - İzmir hattı ile Hatay - Adıyaman - Malatya hattını kontrol eden Amanoslar oldu. Toros - Amanos Eyaleti ve Güney Batı Torhildan Eyaleti olarak iki ana bölgeye ayrılan Amanoslar’da son dönemde dört ayrı operasyon yapıldı.
Coğrafi şartların güçlüğü nedeniyle zor görüntü alınmasına rağmen İHA ve SİHA’ların desteklediği bu operasyonlarda, saha sorumlusu ve ara kadro sorumlularının da içinde bulunduğu 30’a yakın silahlı gücünü operasyonlarda kaybetti PKK.
Keza, Tunceli ve kırsalında yine saha sorumlusuyla birlikte silahlı güçleri çatışmalarda öldürüldü. Bu nedenle Karadeniz açılımı da yine askıya alındı.
Örgütün özel önem verdiği bölgelerin başında gelen sözde Amed eyaleti olarak tanımlanan Diyarbakır kırsalında Eylül ve Ergani kod isimlerini kullanan eyalet sorumlusu Murat Üçer ve 3 adamı etkisiz hale getirildi.
PKK, silahlı kadrolarına yönelik bu operasyonlar karşısında Türkiye’ye dönük karşı eylemsellik takvimini 15 Şubat’ta örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın Kenya’da yakalanmasını protestoyla başlattı. Ardından, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve 21 Mart Nevruz sürecinde Afrin harekatı merkezinde hareketlenen örgütün şehir kadrolarının tüm çabalarına rağmen istediği etkiyi gösteremedi.
Erken seçim süreci
Güvenlik birimleri, PKK’nın yaz döneminin daha hareketli geçmesini sağlayacak eylemlere yöneleceğini değerlendiriyordu.
Şimdi bu değerlendirmeye erken seçim süreci de eklendi.
Edindiğim bilgilere göre, örgüt kadrolarından, talimat beklenmeksizin yerel inisiyatif kullanılarak kayda değer eylemler yapılması isteniyor.
Özellikle şehirlerde YPS, DGH ve sözde özel kuvvetler olarak adlandırılan silahlı grupların eylemleri tırmandırması örgüt yöneticilerince arzulanıyor.
Hücre örgütlenmeleriyle vur-kaç eylemleri yapılabilir.
İran ve Irak’tan silahlı grupların giriş yapacağı yönünde istihbaratlar var.
Bu grupların, yurtiçindeki grupları takviye etmesi bekleniyor.
Bu gelişmelere karşı güvenlik birimleri özellikle Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı ile birleştirilen bölgedeki yoğun önlemlerini devam ettiriyor.
Asker ve polis, kışı arazide geçirdi.
İklim koşullarının iyi gitmesi, PKK kadar güvenlik birimlerinin çalışmalarını da kolaylaştırdı.
Kırsalda örgütün hareket kabiliyeti İHA ve SİHA’larla sınırlandı.
Teknoloji kullanımı, örgüt kadrolarının kırsalda yaşam koşullarını zorlaştırdı.
Erken seçim süreci, PKK için de sürpriz oldu gibi gözüküyor.
Örgütün seçim süreciyle ilgili yeni stratejisi çok yakında ortaya çıkacaktır.