Pınar Selek hakkında beraat kararı!
Mısır Çarşısı davasında müebbetle yargılanan Sosyolog Pınar Selek hakkında 4. defa beraat kararı verildi
19.12.2014 - 17:10 | | ELİF ALTIN / VATAN İSTİHBARAT
Mısır Çarşısı'nda 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin 16 yıldır devam eden dava bir kez daha karara bağlandı. İstanbul 15. Ağır Mahkemesi, patlamaya ilişkin alınan bütün raporların çelişkili olduğunu belirterek iki sanığın da beraatine karar verdi. Selek için daha önce 2 kez beraat etmişti. Mahkeme bir kez de beraat kararını direnmiş ancak daha sonra bu karardan vazgeçerek Selek’i ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırmıştı. Şimdi ise beraat kararının ardından mahkeme Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 10 Mart 2009 tarihli bozma kararına direndiği için dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderilecek.
Mısır Çarşısı'nda bir büfede meydana gelen ve yedi kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı davada mahkeme 16 yıldır yargılanan sosyolog Pınar Selek için 'özgürlük' kararı verdi. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülen duruşmaya sanıklar Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk katılmadı. Selek’i aralarında babası Alp Selek ile kardeşi Seyda Selek’in de olduğu avukatları temsil etti. Duruşmada savunma yapan avukatlar, Pınar Selek’in beraati yönünde karar verilmesini talep etti.
Mahkeme direnme kararı aldı
Davayı karara bağlayan Mahkeme Heyeti, davanın daha önce görüldüğü İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği 23 Mayıs 2008 tarihli beraat kararının ardından Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 10 Mart 2009 tarihli bozma kararına karşı direnilmesine hükmetti.
Raporlar çelişkili
Sanıklar hakkında gerek soruşturma aşamasında Mısır Çarşısı’ndaki patlamanın nedenine ilişkin yapılan araştırmalar sonucu tutulan tutanaklar ve gerekse mahkemece yaptırılan inceleme ve sonucunda alınan birden fazla rapor arasında çelişkiler olduğu ve raporların birbirini doğrulamadığı gibi zıt görüşte olduğu anlatıldı. Bu raporlar arasında çelişkilerin giderilmediğini belirten Mahkeme, dosyadaki mevcut delil, belgeler ve raporlar göz önüne alındığında da bu çelişkinin giderilmesinin mümkün olamayacağı ifade edildi.
Patlamanın neden olduğu belli değil
Bu haliyle Mısır Çarşısı’nda meydana gelen patlamanın bombadan mı yoksa gaz kaçağı veya tüp gaz patlamasından mı kaynaklandığının tam olarak tespitinin yapılamadığı anlatılan kararda, “Bu sebeple söz konusu patlamanın ne sebeple gerçekleştiğinin tespit edilememesi durumu karşısında şüpheden uzak delil elde edilememiştir” denildi.
Mahkumiyet hükmü kurulamaz
“Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan kuşkudan sanık yararlanır kuralı uyarınca sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır” ifadeleri yer alan kararda, gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılmamış olaylar ve iddiaların sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağı belirtildi.
“Hiçbir kuşku olmamalıdır”
Kararda şu ifadeler yer aldı:
“Ceza mahkumiyeti yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan ihmali kanıya değil kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek şekilde açıklıkta olmalıdır. Yüksekte olsa bir olasılığa dayanarak sanığı cezalandırmak ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan var sayıma dayanarak hüküm vermek anlamına gelebilir.”
Şüpheden yararlandılar
Ceza yargılamasında mahkumiyetin, büyük veya küçük bir olasılığa değil her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanması gerektiği belirtilen kararda, “Suçsuzluğu olasılık içinde bulunan bir kimsenin adli hayata uğratılmasını önleme esasına dayanan ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne uygunluk teşkil etmektedir” denildi. Bu sebeple sanıklar Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk’ün Mısır Çarşısı patlamasına ilişkin üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yetecek ölçüde kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğini belirten Mahkeme, ‘şüphe de sanık lehine yorumlanır’ ilkesinden hareketle sanıkların beraatlerine karar verdi. Mahkeme, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 10 Mart 2009 tarihli kararına karşı direnme kararı verdiği için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilmesine hükmetti.
Davanın geçmişi
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Eminönü'ndeki Mısır Çarşısı'nda 1998'de 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin davada, "patlamaya bombanın mı yoksa LPG'nin mi neden olduğunun kesin tespitinin yapılamadığı" gerekçesiyle Pınar Selek hakkında beraat kararı vermişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi ise Selek'in ''sosyolojik araştırma yapma'' adı altında silahlı terör örgütü üyeleri ile irtibata geçtiği, örgütün amacı doğrultusunda bombayı yerleştirdiğinin anlaşıldığını belirterek, beraat kararını bozmuştu. Daire, eylemin, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğü ve toplumdaki etkinliği de nazara alındığında suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nın 125. maddesinde tanımlanan devlet güvenliğine karşı suçu oluşturduğuna hükmederek, Selek'in 125. madde kapsamında ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istemişti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın dairenin bu kararına itiraz etmesi üzerine dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gelmişti. Başsavcılık itiraz başvurusunda, patlamanın nedeninin tam olarak tespit edilemediği öne sürülerek, bu nedenle İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin beraat kararının yerinde olduğu savunulmuştu. Başsavcılığın itirazını reddeden Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2010 yılında 9. Daire'nin bozma kararının yerinde olduğuna hükmetmişti.
Mahkeme önce direndi sonra vazgeçti
Bunun üzerine dosyayı tekrar görüşen İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 Şubat 2011 tarihli duruşmada, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin, sosyolog Pınar Selek ile Abdulmecit Öztürk hakkında verilen beraat kararının bozulması yönündeki kararına karşı direnme kararı almış, diğer sanıklar Kadriye Fikret Sevgi, Heval Öztürk ve Maşallah Yağan açısından ise bozma ilamına uyulmasını kararlaştırmıştı. Mahkeme, 22 Kasım 2012'deki duruşmada ise Pınar Selek ve Abdulmecit Öztürk hakkındaki beraat kararında direnmekten vazgeçmişti.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Ocak 2013'te görülen son duruşmada, tutuksuz yargılanan sosyolog Pınar Selek'in ''Devletin hakimiyeti altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemde bulunmak'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına karar vermişti. Heyet, Selek hakkında yakalama kararı da çıkarmıştı. Selek hakkında beraat kararı verilmesi yönünde oy kullanan Mahkeme Heyeti Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, karara muhalif kalmıştı.
Yargıtay usul yönünden bozdu
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 2 Ocak 2014'te hazırladığı tebliğnamede, Selek hakkındaki hapis cezasının onanmasını istemişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi ise 11 Haziran 2014'te dosyayı usul yönünden bozarak, yerel mahkemeye göndermişti. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yeni yasayla kapatılması üzerine dava dosyası, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gelmiş ve bu mahkemenin ilk duruşmasında, Selek ile ilgili verilen yakama emri kararının kaldırılmasına hükmedilmişti.
5 Aralık 2014'de görülenr duruşmada ise savcı her iki sanığın da “Devletin topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin hakimiyeti altına koymaya veya devletin istiklalini veya birliğini bozmaya veya devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya teşebbüs etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etmişti.
Haberin Devamı