Pfizer korona aşının yan etkileri neler? Pfizer Biontech aşı içeriği…
Pfizer korona aşının yan etkileri neler İngiltere'de Pfizer ile BioNTech'in geliştirdiği koronavirüs aşısı BNT162b2'nin kullanım kılavuzu açıklandı. Prospektüste, aşının gebeliğe, alerjisi olan ve yakın zamanda çok sahibi olmak isteyenlere etkisiyle ilgili pozitif veya negatif bir değerlendirme yapılamadığından, herhangi bir uyarı yer almadı.
Türk bilim insanları Prof. Dr. Uğur Şahin ile Özlem Türeci'nin BioNTech isimli firması ile ABD'li Pfizer tarafından geliştirilen koronavirüs aşısı BNT162b2'nin kullanım kılavuzu açıklandı. İngiltere, aşının uyarıcı bilgiler ve yan etkileri ile ilgili bilgilendirmesini ilgili hastaneler ve sağlık birimlerine gönderdi.
PFİZER KORONA AŞISI YAN ETKİLERİ
İlk kez bu denli geniş çapta uygulanacak olan mRNA aşısıyla ilgili bu uyarılar, Alman virolog Friedenmann Weber tarafından Focus Dergisi'ne değerlendirildi.
Weber, "Aşı 16 yaş ve üstündekiler için uygundur. Üç hafta içinde iki doz halinde verilir. Üretici Pfizer/BioNTech'e göre ikinci dozdan ancak yedi gün sonra koruma sağlayabilir" ifadelerine yer verdi.
Weber, şiddetli alerjisi olanlar, hamileler, emzirenler ve önümüzdeki iki ay içinde çocuk sahibi olmak isteyenler için aşı yaptırmanın henüz çok erken olduğunu söyledi.
Bu uyarının, aşının geniş kitleler tarafından henüz yaygın şekilde kullanılmamış ve bütün etkilerinin henüz gözlemlenememiş olmasından dolayı yapıldığı düşünülüyor.
NPR'da yer alan habere göre, hamile insanlarda tehlike olduğuna dair yeterli kanıt olmamakla birlikte erken doğum vs gibi riskler nedeniyle mecbur kalmadıkça aşı yaptırılmaması öneriliyor.
Hamile kalmayı planlayanlar için ise, ikinci dozdan sonra 2 ay boyunca hamile kalınmaması tavsiye ediliyor, sonrasında ise herhangi bir risk olmadığı ifade ediliyor.
Aşının en yaygın yan etkilerinin; baş ağrısı, yorgunluk, titreme, ateş, mide bulantısı, kas ve eklem ağrısı olduğu belirtildi.
İngiltere ve ABD'nin onayladığı, Almanya'nın ise, bir hafta içinde onaylayacağı aşı, mRNA'larla hücrelere genetik bilgi verilmesi üzerine kurulu. Vücut bunu koruyucu bir protein üretmek için kullanıyor ve antikor oluşturuyor.
Şu ana kadar bu alanda onay almış tek aşı olan BioNTech'in aşısıyla ilgili Weber, "Bu prospektüste yazılanlar pek de şaşırtıcı değil. Endişe etmeye de gerek görünmüyor.
Oldukça uzun süren araştırmalardan sonra bir mRNA aşısının onaylanması harika bir şey. Uyarılar, yeterince test yapılmadığı içindir" ifadesini kullandı.
Koronavirüsten koruyan aşının, aşılanan kişinin daha sonra enfeksiyon kapması ya da başkasına bulaştırması ihtimalini ortadan kaldırmadığı belirtiliyor.
Aşının prospektüsünde ciddi riskler ve yan etkiler konusunda herhangi bir bilgi olmadığını belirten Weber, insanların DNA'sının değiştirebileceği yönündeki iddiaları ise abartılı ve temelsiz buluyor.
Aşının 16 yaşından küçüklere uygulanmasıyla ilgili Pfizer ve BioNTech'in çalışmalarının devam ettiği açıklandı.
PFİZER BİONTECH AŞI İÇERİĞİ İLE SİNOVAC AŞI KARŞILAŞTIRILMIŞTI
Hürriyet Gazetesi yazarı Osman Müftüoğlu geçtiğimiz günlerde ‘’Sinovac mı, BioNTech mi daha güçlü’’ başlıklı yazısında karşılaştırma yaparak içeriği değerlendirmişti.
BİLELİM ki eldeki bilimsel veriler son derece kısıtlı. Bilinenlerin özeti de şimdilik şu: Virüs bazlı aşıların (Sinovac/Çin, Sputnik 5/Rus, Oxford/AstraZeneca) mRNA aşılarından (BioNTech/Pfizer, Moderna/ABD) daha güçlü bir antikor tepkisi oluşturduğu kabul ediliyor. Araştırmalarda da benzer/doğrulayıcı sonuçlar alındı. Virüs bazlı aşılardan Sinovac’da yüzde 97 (Endonezya Faz 3 verisi), Sputnik 5’te yüzde 95 başarı oranı açıklandı. mRNA bazlı Pfizer-BioNTech ve Moderna aşılarına gelince... Bu aşılarda da ciddi bir antikor üretimi sağlanabiliyor. BioNTech yüzde 95 başarı ilan etti. Ama mRNA aşılarını diğerlerine oranla daha güçlü bir T hücresi bağışıklığı oluşturdukları da kabul ediliyor. Özetleyelim: Viral bazlı aşılar, geleneksel aşılar. Öldürülmüş virüs parçacıklarının kullanıldığı bu aşılarda bağışıklık sisteminin hastalanmayı önleyecek düzeyde bir antikor gücü oluşturmaları hedefleniyor. mRNA yöntemiyle geliştirilen aşılarda ise virüsün genetik kodunun bir kısmı (mRNA bölümü) vücuda enjekte edilerek bağışıklık tepkisi oluşturulmaya çalışılıyor. Başlıktaki soruya daha net ve açık bir yanıt verebilmemiz için daha fazla sayıda insanın aşılanmasına ve daha uzun bir zaman dilimine ihtiyacımız var. Kısacası yarışın galibi hâlâ net ve açık olarak bilinmiyor.