Pes dedirten damacana savunması
Damacana skandalı adı geçen firmaları nasıl etkiledi?
Sağlık Bakanlığı’nın sağlık kurallarına uymadığı için isimlerini açıkladığı 5 su firması mercek altında... Bu firmalardan bazıları satışların fiilen durduğunu açıklarken, bazı firma yöneticileri ise “Damacanaları müşteriler kirletiyor” diyerek faturayı hâlâ vatandaşa çıkarıyor.
Damacana sularla ilgili test sonuçları açıklanan ve suları sağlıksız bulunan 5 firma zor durumda. Listede yer alan Buzada Su’yun ortağı Soner Görgülü, su satışına yönelik olarak önlerinde herhangi bir engel bulunmadığını söyledi. Yönetmelik gereği firmalarından ikinci kez numune alınması gerektiğini belirten Görgülü şöyle devam etti:
“Satışımız filen durdu ama bir mühürleme yok. Firmamın kapatılması söz konusu değil. Basın dayanaktan yoksun bir şekilde yazdı. Elimizdeki raporda tespit edilen mikrop hayvan dışkısından gelen değil evimizde mutfaktan kıyafetimizden bulaşabilecek bir bakteridir. Bu bakteri hiçbir hayati tehlike yaratmaz. Bizim zaten kendi kendini temizleyen sistemimiz olmadığı için Pazar günleri sistemimizi söküp dezenfekte ederiz. Tesislerimiz herkese açıktır gelip inceleyebilirler.”
‘Kaynaklarda sorun yok’
Listedeki bir diğer firma Erpınar Su’yun sahibi Erdoğan Saygun da şunları söyledi:
“Kaynaklarda bir sorun yok. Türkiye’de damacanalar halk tarafından Avrupa gibi özenle temiz tutulmuyor. Damacanalardan hep saç, sigara gibi şeyler çıkıyor. Geçen gün damacanadan cep telefonu çıktı çok şaşırdık. Çocuk düşürmüş ailesi de çıkaramamış ‘zaten bozuldu, siz çıkarırsınız’ diyorlar. Bunlarla çok karşılaşıyoruz. Satışımız devam ediyor. Tedirgin olan müşterilerimize izah etmeye çalışıyoruz. Biz haftada bir kendimiz kontrol edip, ayda bir de geniş çaplı bir inceleme için numune gönderiyoruz. Yine numune verdik cevap bekliyoruz.”
‘Bir bayimiz bile kalmadı’
Yalısu firmasının ortaklarından Ahmet İşçan, “Fabrikam dün akşam saatlerinde mühürlendi, satışlar durdu” dedi ve şöyle devam etti:
“Bizim sularımızda tespit edilen bakteri, 12 veya 24 saatte üreyen bakterilerdir. Ama bu bakteriler medya tarafından dışkı yoluyla bulaşan, hayati derecede tehlikeli bakterilermiş gibi gösterildi. 12 senelik bir firmayız. Ama şu anda bir bayimiz bile kalmadı. Bir anda çocuklarımızın yüzüne bakamayacak konuma geldik.”
‘Bizim satışımız değişmedi’
Kervansaray firmasının bölge bayilerinden Enes Akçalıoğlu ise satışlarda herhangi bir düşüş olmadığını söyledi. Akçalıoğlu, “20 yıllık bir marka. Kirlilik kaynaktan değil, damacanalardan kaynaklanıyor olabilir. Müşterilerimiz sorduğu zaman açıklıyoruz. Damacanalarımızı yeniledk, bundan sonra sorun olacağını sanmıyorum” dedi.
Yalısu’da hiçbir faaliyet yok
Satışlarının “fiilen durduğunu” söyleyen firmalardan Kemerburgaz’daki Erpınar’ın dolum tesislerinde açık alanda bulunan boş damacanalar dikkati çekiyor. Ancak tesiste herhangi bir hareketlilik yok. Bayrampaşa’daki Yalısu firmasında da herhangi bir faaliyet görülmüyor.
‘İzmir’de su satışında yüzde 40 düşme var’
Ege Bölgesi Su Satıcıları Derneği Başkanı Tevfik Fikret Özkök, damacana sularla ilgili iddialar ve tartışmalar üzerine İzmir’de satışların yüzde 40 oranında düştüğünü açıkladı. “İstanbul’da da satışların yüzde 60 oranında düştüğünü biliyoruz” diyen Özkök şöyle devam etti:
“Vatandaş musluk suyuna yöneldi ancak Türkiye’nin hiçbir yerinde altyapı sağlıklı su için yeterli değil. Çıkış noktasında şehir suyu temiz olsa da altyapı eksikliğinedeniyle son noktaya ulaşana kadar kirleniyor.
19 litrelik bir damacana suyun en düşük 3.5 liraya, en fazla da 6 liraya satılması gerekir. Daha ucuza satılan damacanalar kaçak doldurulmuş olabilir. Ayrıca damacanalar su satış merkezlerinde satılmalı. Tüpçüde, kömürcüde satılırse kirlenir.” (Milliyet)