"Pence, Trump’tan daha tehlikeli"
Prof. Dr. Göksel Aşan, ABD Başkanı Trump’un görevinden azledilmesi olasılığıyla ilgili, “Trump gidecek Pence gelecek derseniz burada durmak gerekir. Mike Pence denilen adam dünyayı gözünü kırpmadan ateşe atar” dedi.
Trump yönetiminin Türkiye'ye yönelik başlattığı ekonomik savaş artık bütün dünyayı tehdit ediyor.
Sabah'tan İsa Tatlıcan'ın haberine göre, ekonomik yaptırımlarla dünyayı dize getirmeyi planlayan Trump liderliğindeki Cumhuriyetçiler, şimdi de ABD halkını felaket senaryoları ile korkutmaya çalışıyor. Peki bundan sonra ne olacak?
Başkan Trump görevinden azledilirse, ABD yönetimi dünya ekonomilerini ateşe atan çılgınca yaptırımlarından geri adım atacak mı? Merak edilenleri İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göksel Aşan'a merak edilen soruları yanıtladı..
ABD'de Trump'ın görevden azledilme ihtimali konuşuluyor. Bu ihtimal var mı?
ABD'de bu azil mekanizması çok zor çalışıyor.
Nixon örneği veriliyor ama o kendisi istifa etmişti.
Ama şu olabilir. Trump biraz daha sıkıştırılırsa 'Ben çekiliyorum' diyebilir. Ama Trump bunu diyecek bir adama da benzemiyor.
PENCE DÜNYAYI ATEŞE ATAR
Trump giderse ABD'nin politikası ne olur?
Trump'ı oraya getirenler Trump'ın yerine kesinlikle yardımcısı Mike Pence'i tercih ederler.
Yarın seçim yapılıyor olsa tamam diyeceğim. Ama Trump gidecek Pence gelecek derseniz burada durmak gerekir. Allah korusun Pence denilen adam dünyayı gözünü kırpmadan ateşe atacak bir adamdır.
ABD medyasını biraz takip ederseniz Pence'in halinden tavrından tedirgin olursunuz. Pence'in Evangelistlerin fanatik bir üyesi olduğunu da artık kendisi de gizlemiyor.
Evangelistler başta olmak üzere birçok iddiaya komplo teorisi gözüyle baktık. Ama sonunda gerçek oldu. Ne düşünüyorsunuz?
Bugüne kadar neye komplo teorisi dediysem gerçekleşti. O yüzden artık temkinli yaklaşıyorum.
En büyük komplo teorisini biz 15 Temmuz'da yaşadık. Birileri bize 4-5 yıl önce FETÖ tarafından böyle bir ihanetin yapılacağını inanmazdık. Ama gerçek oldu. ABD'de artık hiçbir şeye olmaz demiyorum.
ABD neden tüm dünyayı karşısına alıyor?
ABD artık dünya ekonomisini domine edemeyecek noktaya geldi. Küreselleşme ABD'ye rakip yeni aktörler ortaya çıkardı. Çin ve Hindistan gibi.
Çin bu süreci son derece başarılı bir şekilde kullandı.
Amerikalılar işe uyandıkları zaman küreselleşmeyi de sorgulamaya başladılar. Tüm olumsuzluklardan küreselleşmeyi sorumlu tutmaya başladılar.
Bunun bayraktarlığını da Trump yaptı. ABD çok keskin bir ayrıma gitti. Bu çok derin bir çatlak.
Peki ABD Çin'i durdurabilir mi?
Teknolojide ve üretimde ABD'nin Çin ile yarışma şansı artık yok. Çin'i askeri olarak durdurmanız da mümkün değil. Çin, Irak gibi üzerinden geçebileceğiniz bir ülke değil. Geriye bir tek enerji kalıyor.
Çin'in kendisine yetecek enerji kaynağı yok. O yüzden Afrika'ya gidiyor. İkincisi Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetleri. Bütün hikaye Çin'in enerji yolları üzerinde dönüyor. Biz burada çok kritik roldeyiz.
Türkiye bu yüzden ABD için de önemli bir hedef.
YENİ NORMALİMİZ BU
Birçok ülkeden ABD'ye tepki yükseliyor...
Bu süreç ABD'nin gücünü her gün kemiriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın buradaki payını da söylemeden geçemeyeceğim. 20 sene öncesindeki Türkiye'si ABD'ye kafa tutamazdı. Bunda Türkiye'nin güçlenmesinin elbette önemli bir payı vardır ama ABD'nin gücü de ciddi erezyona uğradı.
Biz yolu açtık, arkamızdan çok gelenler oldu.
ABD ile normalleşme ihtimalimiz kaldı mı?
Şöyle söyleyelim. ABD ile başka bir normalleşme sürecimiz başladı. Artık ABD ile yeni normalimiz bu. ABD ile yeni normalimizde eski stratejik ortaklık meseleleri kapandı. Zaten dünyanın geri kalanıyla ABD'nin normalleşmesi çok zor. Trump yönetimi kendi ülkesini tehdit eder noktaya geldi.
ABD'de kasım seçimlerinden sonra normalleşmenin başlayacağını düşünenler de var.
Ben buna katılmıyorum. Trump'ın Kasım seçimleri için böyle malzemelere ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum.
Brunson serbest bırakılırsa?
Rahip bırakılsa ne olacak? Bizim artık ABD'den bir beklentimiz yok. O defter kapandı.
TÜRKİYE'DEN SON DERECE ÜMİTLİYİM
Son soru. Türkiye ekonomisinin geleceğinden ümitli olanlardan mısınız?
Ben hiçbir zaman Türkiye'ye ümidimi kaybetmedim. Sadece ben ümitli değilim.
Etrafımızdaki coğrafyanın da ümidi burası.
Türkiye, içinde yaşayan insanların anlayamadığı kadar önemli bir ülke. Dışarıdan bakınca bunu daha iyi anlıyorsunuz. Biz ne badirelerden çıktık. Türkiye'nin inanılmaz bir reel sektörü var. Türkiye'de yaşayan insanlar üretim yapmaya aç. Önleri açıldığında her şeyi yapabilirler.
15 Temmuz ihanetini yaşadıktan iki gün sonra bütün işyerleri açıktı bu ülkede. Bu ülkede sosyoloji çok değişti. Üretim yapan insanlar artık eskisi gibi değiller. Kendi değerlerine bağlı insanlar. Ben bu insanlara sonuna kadar güveniyorum.
Finans çevreleri KOBİ'ler kadar bu topraklara bağlı olurlarsa önümüz çok açıktır. Ayak bastığımız yer burası. Sahip çıkmamız gerekir.
Bu zorlukları nasıl olsa atlatırız bu mesele değil.
Asıl çabamız Türkiye'nin olması gereken yere yükseltmek ve geleceği kurmamız gerekir.
DOLARDA 4.50'DEN ÜSTÜ KÖPÜK
Uzun bayram tatilinden sonra piyasalar bugün açılacak.
Türkiye bu zor dönemden nasıl çıkacak?
Bakın Türkiye tarihinde o gece ilk kez bir şey yaşandı.
Sidney Borsası açılmadan kur üzerinden atak yaşadık. O gece 7.40'ları görmeyebilirdik. Ben bugün piyasalar açısından bir tehlike görmüyorum. Bayrama girerken gereken önlemler alınmıştı.
Kurda çok büyük hareketlilikler beklemiyorum. Bir süre 5-6 lira aralığında dalgalanan bir dolar kuru göreceğiz.
Doların düşebileceği yer yani kurdaki köpüğün dip seviyesi neresi?
Bundan 1-2 hafta önce sorsaydınız 4.20'nin üstü köpüktü.
Şimdi ise 4.50'nin üstü hala köpüktür diye düşünüyorum.
Burada şuna dikkat çekmek istiyorum. Reel sektörle ilgili atacağımız adımlar çok önemli.
Bunu gözden kaçırmamamız lazım. Reel sektörün derdini çözebilirsek ben Türkiye'nin önünün çok açık olduğunu düşünüyorum. Üreten kesimin üretimden bir adım bile geri adım atmaması gerekir. Kimse bankaların batmasına izin vermez.
Ama üretimin durmaması gerekir. Buna izin vermememiz gerekir. KOBİ'ler gittiği zaman ekonomi biter. KOBİ'lere gözümüzün ışığı gibi bakmamız gerekir. Şimdi yeni günah keçisi KGF (Kredi Garanti Fonu) oldu. Eğer biz bu KGF'yi devreye sokmasaydık sanayi üretimimiz bu kadar toparlanmazdı.
Birçok küçük ölçekli firma KGF sayesinde ayakta kalmıştır.
Rahmetli Güngör Uras'ın deyimiyle "Ayşe Teyze'nin Türkiye ekonomisi hakkında artık içi rahat olabilir mi?" Kurda, dövizde ne olur diye bakmasınlar. Kur onları ilgilendirmiyor.
Onları ilgilendiren şey enflasyon. Geliriniz enflasyon kadar artıyorsa sorun yoktur.
Dolar borcunuz yoksa, kiranız dolarla ödenmiyorsa endişe duymanıza gerek yok. Bu hareketlenme fiyatlar üzerinde bir etkisi varsa o zaman gelirinizdeki artışa bakarsınız. Bir de hatırlatmada bulunayım. Bakın bu ülkenin bir lideri var ve bir ekonomi bakanı var.
Resmi açıklamalar dışında Whatsapp'tan sosyal medyadan gelen dedikodu mesajlarını ciddiye almasınlar.