Gazete Vatan Logo

Paşa ricacı oldu, sonra vekil seçildi!'

'Paşa'nın ricacı olduğu kadın sonra vekil seçildi!'

Ergenekon davasında tanıklık yapan eski KTÜ Rektörü Tüdeş, Ak Parti’den vekil seçilen Tülay Bakır için Tuncer Kılınç’ın üniversiteye dönebilmesi için ricacı olduğunu açıkladı.

Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları yerleşkesinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen Ergenekon davasının dünkü duruşmasında tutuklu sanıklardan eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun tanığı olarak çağrılan eski Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Türkay Tüdeş dinlenildi.

Milliyet'ten Esra Alus'un haberine göre, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Hilmioğlu’nun dilekçesinde, “19 Eylül 2003’te Jandarma’nın Bilkent’teki sosyal tesislerinde rektörlerin katıldığı iddia edilen yemekli toplantıya, Karadeniz Teknik Üniversitesi rektörünün de katıldığı iddialarına yer verdiğini” belirterek, Tüdeş’e bu toplantıda nelerin konuşulduğunu sordu. Tüdeş, “Böyle bir toplantıya katılmadım. Jandarma Genel Komutanlığı’nın da nerede olduğunu bilmem” dedi. 25 Ekim 2002’de rektörlerin katıldığı Anıtkabir yürüyüşünde olup olmadığı sorulan Tüdeş, “1984’te bu gibi toplantılara katılmamak için tövbe ettim” şeklinde yanıt verdi. Tutuklu sanıklardan CHP Milletvekili Mehmet Haberal’ı, “Hilmioğlu kadar bile” tanımadığını ifade eden Tüdeş, davanın tutuksuz sanıklarından eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç ile de bir tayinle ilgili ricası üzerine görüştüğünü anlattı. Tüdeş, yine tutuksuz yargılanan eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ün, rektör olduğu dönemde kendisini aradığını belirterek, şöyle devam etti:

“Gürüz, ‘Tuncer Paşa’nın bir tayinle ilgili ricası var, mümkün mü?’ dedi. Tülay Bakır’ın profesör olarak üniversiteye dönmek istediğini söyledi. Ben de ‘bakalım’ dedim. Daha sonra Gürüz’e olamayacağını söyledim. ‘Siz arkadaşsanız eğer, müsaade edin ben MGK binasına gidip, söyleyeyim’ dedim. Gittim. ‘Ben oraya yeni iki tane doçent atadım. Önünüzü tıkamayacağım, diye onlara söz verdim. Bu hanım üniversiteden ayrılmış. Doçent olarak istiyorsa, alalım’ dedim. O da telefonla bir yerleri aradı. Tülay hanım kabul etmiyormuş dedi. Teşekkür etti. Sonra benim almadığım arkadaş Samsun’daki 19 Mayıs Üniversitesi’ne girdi. Ak Parti’den de milletvekili oldu.”

TAYFUN DEVECİOĞLU TANIK OLARAK DİNLENDİ

Ergenekon davasının dünkü duruşmasında Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tayfun Devecioğlu, tanık olarak dinlendi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Özese, Devecioğlu’na, “Vatan gazetesi genel yayın yönetmeni olduğunuz dönemde gazetenize Başbakan Erdoğan’la ve diğer siyasilerle ilgili ses kaydı geldi mi?” diye sordu. Yeminli olarak ifadesi alınan Devecioğlu ise 26 Mart 2009’da gazetenin Ankara bürosuna ses kayıtlarının geldiğini belirterek şunları söyledi:
“2009 yerel seçimlerinden önce gazetenin Ankara bürosuna ses kayıtları bir şekilde ulaştırılıyor. Kimliği belli olmayan kişiler gazeteye ses kayıtlarını mail yoluyla yollamış. Bu ses kayıtları sadece gazetelere değil bazı kişilere de gönderilmiş. Gazetemizin Ankara bürosu ses kayıtlarını İstanbul’a gazeteye gönderdi. 8-10 ses kaydı vardı. Başbakan’ın Remzi Gür ile, Haşim Kılıç ile Melih Gökçek arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtlarıydı. 2-3 ses kaydını dinledim ve yasadışı dinleme olduğu kanaatine vardım. Bir miktar da özel hayatla ilgiliydi. Bu nedenle ses kayıtlarının içeriğini yayınlamadık. 13 yıldır gazetelerde yöneticilik yapıyorum. Yasadışı illegal ses kayıtlarının içeriğini prensip gereği haberleştirmedim.”

Devecioğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Başbakan Erdoğan, bir televizyon kanalında ‘Beni de dinliyor olabilirler, konuşmalarıma dikkat ediyorum’ diye bir beyanı oldu. Bunun üzerine biz de gazeteye gönderilen ses kayıtlarının içeriğini yayınlamadan, ‘Erdoğan’ın ses kaydı mı var?’ başlıklı bir haber yaptık.”

Duruşmada söz alan tutuklu sanık Mehmet Bedri Gültekin, “Bu haberin Vatan gazetesinde yayımlanmasından 7 ay sonra ses kayıtlarıyla ilgili basın toplantısı nedeniyle tutuklandım. Dinleme kayıtları sadece gazetelere değil siyasi partilere de gönderilir. Sadece Aydınlık dergisine gitmemiştir. Siyasi parti temsilcisiyim. Ben kamu yararı gördüğüm için açıkladım” dedi.

Haberin Devamı