'Parçalanırsanız sizi birileri yönetir!'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın’ın Kuşadası İlçesi’nde Fantasia Otel’de Roman Dernekleri Federasyonu tarafından düzenlenen "Türkiye Roman Platformu Çalıştayı"na katıldı.
Kılıçdaroğlu’nu salonda Romanlar, göbek atarak karşılamaya hazırlanırken bir yöneticinin, "Müziği kesin, böyle şey mi olur" sözleri üzerine müzik kesildi. Romanlar, CHP liderini, müziksiz karşıladı. Toplantının ‘Kobra Murat’ lakaplı sunucusu yakaları simle işli siyah ceketi ve kırmızı gömleği ile dikkat çekti.
Çalıştayda konuşan Türkiye Roman Dernekleri Federasyonu Üst Kurul üyesi, Kocaeli Roman Derneği Başkanı Demir Duygun dikkate alınmamaktan yakındı, "Benim derneğimin başkanını muhatap almıyorsa biz kurul olarak o belediye başkanını ve partisini kaale almayacağız. Türkiye’de biz saz çalmasak o sanatçılar okuyamaz. Biz kendimizi biliyoruz ama bizi ele alan medya, gerçek anlamda sorunlarımıza eğilsin. Benim zurnacı dedem var, onun tırnağı çizilirse benim beynim çizilir. Ben birinci sınıf insanım, ben çingene Demir’im" dedi.
Roman Dernekleri Federasyonu Üst Kurul Üyesi Ahmet İzgi de "Sayın Kılıçdaroğlu, ‘Romanlar’ın ayağına gidiyorum’ diyerek bizi mutlu etti ama biz Romanlar’ın bu duruma düşmesine, bir öğretmen, savcı, hakim olamamasına neden olan, ’anarşistler, casuslar, memleketten kovulanlar ve göçebe çingeneler alınmazlar’ şeklindeki kanun da 1934’te CHP tarafından çıkarıldı. Bunun için özür bekliyoruz. Aksi taktirde burada ayağımıza gelmenin bir anlamı olmayacak" dedi.
ÇERİBAŞI KIYAFETİ GİYDİRDİLER
Romanlar, CHP Genel Başkanı Kemel Kılıçdaroğlu’na kırmızı saten yelek ve şapkadan oluşan çeribaşı kıyafeti giydirdi. Sulukle’nin yıkılmasına tepki gösteren CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal da çeribaşı oldu. Sunucu Kobra Murat, "Kırmızıyı severiz, etsiz yemek yemeyiz, biz dünyanın rengiyiz" dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, çeribaşı kıyafetiyle yaptığı konuşmaya, iktidara yüklenerek başladı ve şunları söyledi:
"Buraya geleceğimizi söyledik. Hükümet, bazı Roman kardeşlerimizi hemen Ankara’ya çağırmış. Ben de açıklama yaptım; ’Onlar yanına çağırır biz ayaklarına gideriz’ dedim. Sizin sorunlarınızı biliyoruz. Arkadaşlarımız zaten sizin sorunlarınızla ilgili. Bizim milletvekillerimiz de sorunlarınızı biliyor. Sizinle beraber olmak için geldiler. Sizin sorunlarınızı en iyi biz biliyoruz. Bundan emin olun. Az önce burada kısa film izledik. Birisi diyor ki ‘Ben de okula gitmek isterdim’ diyor. Peki o okula gitmek istiyor da onun önündeki engel ne? Kim onun okumasını istemedi. Kim ona o olanağı sağlamadı. O olanağı sağlamayan şimdiki ve geçmişteki iktidarlardır. Geçmişten ders almak bizim görevimizdir. Onun için Roman kardeşlerimizin öncelikle yerleşme sorunu, çocuklarının eğitim sorunu var. İstanbul’daki yerleşimi gezdim. Hangi koşullarda yaşadıklarını biliyorum. Siz kenti insanın sorununu çözmek için değil rantı kapmak için yönetirseniz bu sorunu çözemezsiniz. Aldınız insanları Sultan Mahallesi’nden 40- 50 kilometre kentin dışına götürdünüz. O insanlar birarada kendi kültürlerini yaşamak istiyorlar. Neden bu imkanlar bulundukları yerde yapılmıyor. Çünkü bulundukları yerin rantı yüksek. O rantı da alıp yandaşlarınıza vereceksiniz. Bu sorun insan odaklı çözülmek zorundadır. İnsanlar orada doğup büyüdüyse sorunlarını da orada çözmek isterler."
"ROMANLAR’IN SORUNU MAKARNA EKMEKLE VE KÖMÜRLE ÇÖZÜLMEZ"
Etnik kimliği, inancı siyasetin odağı yapmadıklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Eğer insansak, insanlar eşittir. Yaşam insanları farklılaştırır. Birimiz okur, diğeri okuyamaz. Farklılıkları asgariye indirmenin yolu sosyal demokratlıktır. Çoğunuzun sosyal güvencesi yoktur. Kim çözecek? Makarna ekmekle sorununuz mu çözülecek? ‘Kış geldi kömür verelim’ diyerek mi çözülecek. Biz çözeceğiz. Aile sigortası getireceğiz. Her ay asgari ücret gibi parasını alacak. Kimse onun fakir olduğunu bilmeyecek. Aile ‘bana verdiğin asgari ücret yetmiyor, bunu arttır’ diyecek. Hak arayacak. Biz bunu yapacağız. Mustafa Kemal, ‘Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir’ demiş. Romanlar kimsesiz kaldı. Biz size sahip çıkacağız" dedi.
"KARŞI OYUMUZ YOK GİRİN TBMM SİTESİNE BAKIN"
Kılıçdaroğlu, ’çingene’ sözünün yasadan çıkarılması için CHP’li bazı vekillerin karşı oy kullandığı yönündeki iddiayı da yalanlayarak, "Karşı oyumuz yok. Girin TBMM internet sitesine o yasaya bakın. Karşı oy nasıl verilir? Yasayı benimsemezseniz yazı yazarsınız altına imza atarsınız. Hiçbir CHP milletvekilinin orada imzası yoktur. Açın, bakın. 1934’e gelince, o da soruldu bana. Tek parti iktidarının olduğu döneme denk gelen o yasanın çıkış gerekçeleri neler olabilir, bilmiyoruz. Bu yasanın değiştirilmesiyle ilgili ilk yasa teklifini milletvekilimiz Enis Tütüncü vermiştir. O da bizim partimizin milletvekili. O oy isterken Roman kardeşlerine gider" diye konuştu.
"GİDELİM AÇILIM YAPALIM ARKASI FİYASKO OLSUN"
Kılıçdaroğlu, Hükümet’in Roman açılımının da fiyasko ile sonuçlandığını savunarak, "Biz sizin sorunlarınızı biliyoruz. ‘Gidelim, açılım yapalım arkası fiyasko olsun’ demiyoruz. Söz verdik mi tutarız, adam gibi sözümüzün arkasında dururuz. Bakınız pek çok belediye başkanımız yapmıştır. Roman kardeşlerimizin eşleri var. Bağdat Caddesi’nde Kadıköy’de çiçek satar. Bu olanağı sağlayan da CHP’li belediye başkanlarıdır. Çünkü eve alınteriyle kazanılmış para girmesi lazım" dedi.
"SİZİN MÜZİĞİNİZLE KARADENİZLİ OYNUYOR"
CHP lideri, Romanlar’ın müzik yeteneklerine dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Eğitim sorununuz var. Doğrudur. Önce yerleşme sorununuzu çözmeniz lazım. Çağdaş mahalleler yaratarak birarada yaşamanızı sağlayacak modeller kurmanız lazım. Sizin kültürünüz bizim kültürümüz sizin müziğinizle Egeli, Karadenizli oynuyorsa bu kültür Trabzon’un Edirne’nin Muğla’nın Hakkari ve Diyarbakır’ın kültürüdür. Sizde mükemmel bir müzik kulağı var, kusura bakmayın ama bende yok. İki yaşındaki çocuk keman çalıyor. Bu çocukları eğitmemiz lazım. İyi bir eğitim aldığında kim bilir ileride ne olur? Herkes milletvekili olur ama herkes sanatçı olamaz. Müzik kulağı, gırtlak yapısı Allah vergisidir. Bu avantajlar eğitimle mükemmel hale gelir. Bunun için özür dilemek gerekiyorsa sorumluların özür dilemesi lazım. Yetkiliyken bunu yapmadığı için."
"BÖLÜNÜP PARÇAANIRSANIZ SİZİ BİRİLERİ YÖNETİR"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Romanlar’a bölünmemelerini önererek, "Bizim toplumumuzun temel özelliği hemen ayrışırız. 137 Roman derneği var. Ne kadar bölünürseniz o kadar parçalanırsınız, sizi birileri yönetir. Güçbirliği yaparsanız sesiniz gür çıkar. Siyasetçiler sizin söylediklerinize kulak asarlar. Sosyal yardım zaman zaman yapılır ama bunlar çözüm değil. Herkese iş olanağı sağlanacak çözümü sağlamaktır. Eksiğimiz kusurumuz olabilir. Bunları il, ilçe başkanları milletvekilleri, belediye başkanlarına, bana söyleyin. Bir şeyi unutmayın. Biz sosyal demokrat bir partiyiz. İnsanı siyasetin odağına koyan bir partiyiz. İnsan bizim için her şeydir. Bana verilen gömlek ve şapka için çok teşekkür ediyorum. Kobra Murat’a da teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından Sulukule Roman Orkestrası’nın dansını izleyip, şarkılarını dinledi.
"ŞİMDİ BİR YETKİ DAHA ALDILAR ELLERİNE. BUNDAN SONRA RECEP BEY TELEVİZYON İZLEYECEK, BEĞENMEDİĞİ PROGRAMLAR OLURSA ’ŞU KANALI KAPATIN’ DİYECEK. SEN KOCA BAŞBAKANSIN OTURDUĞUN KOLTUĞUN HAKKINI VER. SENİN İŞİN GÜCÜN TELEVİZYON KANALLARINI MI SEYRETMEK? HABERLERİ SEYRET YETER SANA"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hizbullah dosyasıyla ilgili tahliyeleri "Recep Affı" olarak nitelendirdi.
Kılıçdaroğlu, Roman Çalıştayına katılmak üzere geldiği Kuşadası’nda Güzelçamlı ve Davutlar beldelerini ziyaret ederek kahvelerde vatandaşlarla sohbet etti. Daha sonra Kuşadası’na geçerek belediye önünde parti otobüsü üzerinden
halka seslenen Kılıçdaroğlu, kendilerini çözüm üretmemekle, hep eleştirmekle suçlayan hükümetin, Kurultay’da çözümleri açıkladıktan sonra paniğe kapıldığını savundu.
Verdikleri sözlerin arkasında olduklarını, siyasete başlarken halka asla yalan söylememeyi ilke edindiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, bu mücadelede ülkesini, çocuğunun geleceğini düşünenlerin kendilerine destek vermesi gerektiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin ulusal bağımsızlık savaşı verdiğini, vatan topraklarını şehit kanlarıyla suladığını ancak şimdi birilerinin çıkıp özgürlükleri elinden almaya çalıştığını savunarak, ülkede telefonların dinlendiğini, geleceğin baskı altına alınmaya çalışıldığını, haber alma hakkının engellenmeye çalışıldığını ileri sürdü.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Şimdi bir yetki daha aldılar ellerine. Bundan sonra Recep Bey televizyon izleyecek, beğenmediği programlar olursa ’şu kanalı kapatın’ diyecek. Hangi çağda yaşıyoruz. İnsanın biraz yüzü kızarır. Sen koca Başbakansın oturduğun koltuğun hakkını ver. Senin işin gücün televizyon kanallarını mı seyretmek? Haberleri seyret yeter sana. O bile fazla sana ama onlar televizyon izlemezler, birileri söyler; ’bu program halkın aydınlanmasına neden oluyor hemen kapatalım’.
Onlar neyi dinliyorlar, telefonları dinliyorlar. Telefon dinleyerek sözde bizim sırlarımızı öğrenmek istiyorlar. Sen bizim sırlarımızı, çiftçinin, üreticinin sırrını öğrenmek istiyorsan, gider icra dairelerine sorarsın. Vatandaşın halini anlarsın ve icra kıskacında olduğunu anlarsın ve bunu anla ki Türkiye’yi ne hale getirdiğini gör bakalım. Bir kanun çıkardılar. Bir baktık insanları domuz bağıyla öldürenlerin hepsi dışarda; buna ’Recep Affı’ denir.
Recep Bey, senin çıkardığın af yasası bunlar. Hepsi dışarı çıktı. Kimler içeride adam öldürmeyenler; ve biz buna ’adalet’ diyeceğiz."
DERİN DEVLET
Kılıçdaroğlu, toplumun rahatsız olunca AK Parti’nin birilerini suçlamaya başladığını, bu süreçte de Yargıtay ve Danıştayı sorumlu tutmaya çalıştığını ancak gereken yanıtları aldıklarını ifade etti.
Son günlerde bir milletvekilinin de bunun bilinçli olarak yapıldığını, AK Parti ile derin devlet arasında seçimler öncesinde bir mücadele olduğunu iddia ettiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Allah aşkına hangi derin devlet. Kozmik odaya
bunlar girmediler mi, valiyi, kaymakamı bunlar tayin etmiyor mu, istedikleri gibi sınav yapmıyorlar mı, istedikleri gibi fabrika kapatmıyorlar mı, televizyonları
sattırmıyorlar mı, hangi derin devlet Allah aşkına, derin AK Parti’den söz ediyorlar. Devleti ele geçirmek isteyen AK Parti’den söz ediyorlar" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, tüm kesimlerin korku içinde olduklarını, eleştiri yapana vergi memuru gönderildiğini iddia ederek bu süreçte kimsenin bölünmemesi, ayrışmaması gerektiğini söyledi.
Konuşması sırasında izleyenlerin açtığı Deniz Gezmiş pankartına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Onlar bedel ödediler, bağımsız Türkiye için mücadele ettiler, onlara da selam olsun, onlar da yürekli insanlardı" dedi.
Daha sonra Kuşadası Erdoğan Öven Engelliler Merkezi’ni ziyaret eden ve öğretmenlerden bilgi alan Kılıçdaroğlu, engelli çocukların yaptığı ebru eserlerini inceledi, yaptıkları böreklerden tattı.
Kılıçdaroğlu, daha sonra Kuşadası Marinaya geçerek partililerle yemek yedi.