Papatya falından ‘beraat’ çıktı
Mısır Çarşısı’nda 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin 16 yıldır devam eden dava sosyolog Pınar Selek için dördüncü kez beraat kararı verildi
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya sanıklar Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk katılmadı. Selek’i aralarında babası Alp Selek ile kardeşi Seyda Selek’in de olduğu avukatları temsil etti. Duruşmada savunma yapan avukatlar, Pınar Selek’in beraati yönünde karar verilmesini talep etti.
Mahkeme ‘direndi’
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, davanın daha önce görüldüğü İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği 23 Mayıs 2008 tarihli beraat kararının ardından Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 10 Mart 2009 tarihli bozma kararına karşı direnilmesine hükmetti.
Raporlar çelişkili
Kararda, Mısır Çarşısı’ndaki patlamanın nedenine ilişkin tutulan tutanaklar ve hazırlanan birden fazla rapor arasında çelişkiler olduğu anlatıldı. Mahkeme, dosyadaki delil, belgeler ve raporlar göz önüne alındığında bu çelişkinin giderilmesinin mümkün olamayacağını ifade etti. Kararda, bu haliyle patlamanın bombadan mı yoksa gaz kaçağı veya tüp gaz patlamasından mı kaynaklandığının tam olarak saptanamadığının vurgulandı ve “Patlamanın ne sebeple gerçekleştiğinin tespit edilememesi durumu karşısında şüpheden uzak delil elde edilememiştir” denildi. ‘Şüphe sanık lehine yorumlanır’ ilkesinden hareket eden mahkeme heyeti sanıklar Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk’ün Mısır Çarşısı patlamasına ilişkin üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yetecek ölçüde kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğini belirterek beraatlerine karar verdi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 10 Mart 2009 tarihli kararına karşı direnme kararı veren mahkeme dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilmesine hükmetti.
Mahkumiyet hükmü kurulamaz
Mahkemenin kararında özetle şu ifadeler yer aldı: “Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan kuşkudan sanık yararlanır kuralı uyarınca sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Ceza mahkumiyeti yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan ihmali kanıya değil kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek şekilde açıklıkta olmalıdır. Yüksekte olsa bir olasılığa dayanarak sanığı cezalandırmak ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan var sayıma dayanarak hüküm vermek anlamına gelebilir. Suçsuzluğu olasılık içinde bulunan bir kimsenin adli hayata uğratılmasını önleme esasına dayanan ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne uygunluk teşkil etmektedir.”
16 yıldır bitmeyen bir maraton
- Mısır Çarşısı’nda 1998’de 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin davada İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi ‘patlamaya bombanın mı yoksa LPG’nin mi neden olduğu’ kesin tespit edilemediği için beraat kararı vermişti.
- Yargıtay 9. Ceza Dairesi Selek’in ‘sosyolojik araştırma yapma’ adı altında silahlı terör örgütü üyeleri ile irtibata geçtiğini, bombayı yerleştirdiğini öne sürerek beraati bozdu. Selek’in müebbet hapisle cezalandırılmasını istedi.
- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın dairenin bu kararına itiraz etti.
- Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2010 yılında 9. Daire’nin bozma kararının yerinde olduğuna hükmetti.
- Dava başa döndü. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 Şubat 2011’de beraatte direnme kararı aldı.
- 22 Kasım 2012’deki duruşmada heyet, Pınar Selek ve Abdulmecit Öztürk hakkındaki beraat kararında direnmekten vazgeçti.
- İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Ocak 2013’teki duruşmada Selek’in ‘Devletin hakimiyeti altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemde bulunmak’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına karar verdi. Yakalama kararı çıkardı.
- Yargıtay Başsavcılığı 2 Ocak 2014’te hapis cezasının onanmasını istedi.
- Yargıtay 9. Ceza Dairesi 11 Haziran 2014’te dosyayı usul yönünden bozdu.
- İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kapatılması üzerine dava dosyası, 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gitti. Bu mahkeme ilk duruşmada yakalama kararını kaldıldı.
- Aralık 2014’deki duruşmada ise savcı her iki sanığın da ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istedi.