Oruca başlamak için hilalin görülmesi şart mıdır?
Ramazana sayılı günler kaldı. Tüm İslam alemi hilalin görüneceği güne odaklandı. İnternette bu konuda sıklıkla ‘Oruca başlamak için hilalin görülmesi şart mıdır?’ ‘Ramazanın başlangıcı nasıl anlaşılır?’ ‘Ramazanın başlangıcı hilal ile mi anlaşılır?’ Ramazanın başlangıcı kabul edilen hilal göründü mü?’ soruları merak ediliyor. İşte Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hilalin görünmesiyle ilgili görüşü…
Yılın en bereketli ayı 11 ayın sultanı Ramazanın yaklaşmasıyla birlikte Müslüman alemi hilalin görüneceği güne odaklandı. Ramazan ayı başlangıcı ve bitişi ayın hareketleri ile belirlenen aylardandır. Bu yüzden Ramazana sayılı günler kala çoğu kişi, ‘Oruca başlamak için hilalin görülmesi şart mıdır?’ ‘Ramazanın başlangıcı nasıl anlaşılır?’ ‘Ramazanın başlangıcı hilal ile mi anlaşılır?’ Ramazanın başlangıcı kabul edilen hilal göründü mü?’ aratıyor. İşte Diyanet İşleri Bakanlığı’nın konu ile ilgili görüşü
ORUCA BAŞLAMAK İÇİN HİLALİN GÖRÜLMESİ ŞART MIDIR?
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Ramazan başlangıcı ve hilalin görünmesi ile ilgili sorulara bildirdiği görüş şu şekilde:
“Kamerî aylar, adından anlaşıldığı gibi başlangıcı ve bitişi ayın hareketlerine göre belirlenen aylardır. Ramazan orucu, Ramazan ayında tutulduğundan ve Ramazan ayı da ay takvimine göre her sene değiştiğinden, oruca başlayabilmek için öncelikle, Ramazan ayının başladığını tespit etmek gerekmektedir. Hz. Peygamber (s.a.s.), “Hilali (Ramazan hilalini) görünce oruca başlayınız ve hilali (Şevval hilalini) görünce bayram ediniz. Hava bulutlu olursa içinde bulunduğunuz ayı otuza tamamlayınız.” (Buhârî, Savm, 5, 11; Müslim, Sıyâm, 3-4, 7-9) buyurmuştur.
Bu hadis ilk bakışta hilali çıplak gözle görmedikçe oruca başlanmayacağı ve bayram edilmeyeceği fikrini uyandırmaktadır. Konu ile ilgili diğer rivayetler değerlendirildiğinde, bu hadislerin amacının günün şartları içinde en uygun uygulamanın öğretilmesi olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim bir rivayette Hz. Peygamber (s.a.s.), “Biz ümmî bir toplumuz; hesap ve okuma yazma bilmeyiz. Şunu biliriz ki ay, ya 29 ya 30 gündür.” (Buhârî, Savm, 13; Müslim, Sıyâm, 15; Ebû Dâvûd, Savm, 4) buyurarak, kamerî aybaşlarının belirlenmesinde hesap yöntemine de başvurulabileceğine işaret etmiş olmaktadır.
Çıplak gözle görülsün ya da görülemesin, ay mutat hareketlerine devam etmektedir. Kur’an-ı Kerim’de güneş ve ayın bir hesaba göre hareket ettiği (Rahmân, 55/5), bunların, diğer fonksiyonlarının yanında aynı zamanda birer hesap ölçüsü kılındığı (En'âm, 6/96), yılların sayısını ve hesabı bilmemiz için aya menziller tayin edildiği (Yûnus, 10/5), gökler ve yer yaratıldığı zaman on iki ay meydana gelecek şekilde bir nizam konduğu (Tevbe, 9/36), ayın yeryüzünden hilal şeklinde başlayıp kademe kademe farklı şekillerde görülmesinin insanlar ve hac için vakit ölçüleri olduğu (Bakara, 2/189) ifade edilmektedir.
Buna göre Hz. Peygamber (s.a.s.), kamerî aybaşlarının belirlenmesi konusunda çıplak gözle görmeyi, başvurulacak yegâne yöntem olduğu için değil, belki o günkü şartlar içinde en sağlıklı sonuç veren yöntem olduğu için öngörmüştür. Hilali gözlemlemenin amacı Ramazan ayının girip girmediğini belirlemektir. Bu sebeple, hilali çıplak gözle görme dışında, bizi bu amaca ulaştıracak başka yöntemlerden yararlanmak da mümkündür.
Bugün, insanoğlunun ulaştığı teknolojik gelişmişlik, ayın hareketleri konusunda en ince ayrıntıyı bile izleme imkânı sunmaktadır. Artık ince astronomik hesaplar yoluyla, gelecek birkaç yıllık namaz vakitlerini gösteren takvimleri hazırlama imkânı bile doğmuştur. Dolayısıyla kamerî ayların başlangıçlarını hesap yöntemiyle belirlemek meşrudur.”