Onu hapse attıracağım
Adana’nın karakutusu konuştu
Adana’daki rant kavgasında Durak’tan sonra, sağkolu Mustafa Tuncel konuştu. Kirli çamaşırları tek tek ortaya döken Tuncel, “Bu saatten sonra barış olmaz. Ancak, görevden el çektiği zaman ya da hapse girdiğinde içim boşalır” dedi.
Adana bir haftadır, Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak ve Durak’ın 26 yıllık arkadaşı, sağ kolu Mustafa Tuncel arasındaki düelloyu izliyor. Önce Durak, Tuncel’in ’İmar rantının’içinde olduğunu iddia etti. Tuncel, Durak’ın 2 milyar dolarlık serveti olduğunu söyledi. Kirli çamaşırlar bir bir ortaya dökülürken Mustafa Tuncel, çok çarpıcı iddialarda bulundu. VATAN Adana’nın karatusu olan Tuncel, Durak’ın tarlaları imara açmasından oğlunun belediye işlerine karışmasına kadar bir çok iddiada bulundu. İşte karakutunun ağzından bir Adana hikayesi...
‘Aytaç Durak’ı hapse attırmak istiyorum’
Ben yıllardan beri kum ve çakıl ocakları işletiyorum. Zamanında ne kadar hakim ve savcı varsa, onlara arsa tahsis etti ve kılıfına uydurdu. Her şeyi bilinçli yapıyor. Sanki hakimler ve savcılar kendisinin emrinde. Bakalım göreceğiz emrinde mi değil mi? Çok fazla güveniyor kendine. Yargıyı küçümsüyor, ’beni dava edin, nasılsa beraat ederim’diyor. Bunun yanında emekli olmuş bazı hakimler de var ve belediyede ve yan kuruluşlarda çalışıyorlar. Bunları medya ortaya çıkarmalı. Başkanın en büyük marifetlerinden biri minareyi çalarken kılıfını hazırlamak. Kendisi bana 20 yıldan beri ne iş yaptığımı sordu. Düşünün ne iş yaptığımı bile doğru dürüst bilmiyor. Bana ’hiç sıkıntılı, bana danışacağın bir işin yok mu?’diye sordu. Ben Allah’a şükür benim karnım tok, sırtımda pektir. Senin işine gücüne benim ihtiyacım yok dedim. Bir tane Allah’ın kulu benim için belediyeden şu işi, bu işi almış yapmış derse, onun elini öperim. Bana ’Adana’da ikimizden başka kimse kalmadı. Benim son dönemim. Bundan sonra Adana sana kalır’dedi. Ama ben bundan sonra siyasetle uğraşmayacağım ve hiçbir yere aday olmayacağım. Sadece Aytaç Durak’ı önce hapse attırmak istiyorum. Hapse attırana kadar da iyice hırpalamak ve sokağa çıkamaz hale getireceğim. Çünkü bu kadar yalan söyleyen birinin bu şehri idare etmeye hakkı yok.
‘Mal varlığını rüşvetle değil’
BaŞkan ‘kasetten dolayı Mustafa Tuncel tepki veriyor’ diyor. Bu yalan ve iftira. Neden alınayım ki zaten ismim yok. Ben asla o kasete tepki göstermedim. Kaseti açıkla diye bağırdım. Herkes bilsin kimin ismi geçiyor, meclisi zan altında bırakma dedim. Ben zaten doluydum. Hele son 1 senenin inanılmaz bir birikimi vardı içimde. Ben de kısmen içimi boşalttım ama 4 yıl konuşsam tam boşalacağını zannetmiyorum. Ancak o seçimlerde aday olmayacak, olursa da yüzde 10-15’lerde kalacak, görevden el çektirilecek ya da hapishaneye girdiği zaman içim boşalır. Durak’ın rüşvet aldığını görmedim, duymadım. Ama mal varlığını rüşvet alarak değil imar oyunlarıyla arttırıyor. Ben diyorum ki bu arsa (özel bir eğitim kurumuna satılan arsadan bahsediyor) senin adınayken meclise getirdin. Meclis başkanı olarak bunu getirmeye hakkın yok. Kanun açık ikinci derecede akrabaların bir arazisi görüşülürken başkanlık edemezsin. Bu bir suçtur. İkinci gün meclise sevk ediyor. Komisyonlara gönderiyor ve imar değişikliği vaadiyle bu arsayı satıyor. Evet yaptım ne olacak diyor. ’30 liradan sattım’diyor. 2 ya da 3 katıdır sattığı fiyat. Peki tapuda kaçtan gösterdim diyorum ’18 lira’diyor. Bu vergi kaçakçılığıdır. Hani sen namusluydun. Sonra ek beyan veririm kurtarırım diyor.
‘55 kişi beraber yargılanacağız’
EŞİne kalan ciddi tarlalar var. Ama bu tarlalar Adana’ın 37 kilometre aşağısında bir köyde. Adam köydeki tarlaları Adana’nın kuzeyindeymiş gibi gösterip benim bu kadar arsam var diyor. Böyle kamufle ediyor. Ben Adana’nın kara kutusuyum sadece Aytaç Durak’ın değil. 26 yılın 5 yılını karşılıklı düşman kardeşler olarak geçirdik. Süleyman Demirel Bulvarı’ndaki arsa kökünde yeşil alan. Yeşil alanken baldızı Kadriye Köymen adına burayı satın aldırıyor. Parasını kendi veriyor. Daha sonra 2005 yılında da kendi karısına kardeş kardeş sattıyorlar. Orası hakkında bir soruşturma başlatıldı. Mahkemeye intikal etti. Bunlar bu soruşturma esnasında Danıştay’a itiraz ettiler. Danıştay bu itirazı reddetti. Resmen o arazi hakkında Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçmiş dönemde iştirak eden 54 meclis üyesi ve kendisi hep beraber yargılanacağız. Bizim suçumuz görevi kötüye kullanmak. Kendisinin iki suçu var. Hem görevi kötüye kullanmak hem de karısının arazisi üzerinde imar değişikliği yapmak ve buna başkanlık ederek rant sağlamaktan yargılanacak.
‘Suç işlemeye devam edecek’
YatIrImcIlar önce gelip başkana, ’bize yer göster, biz buraya yatırım yapmak istiyoruz’ diyor. Ticaret alanlarını daha önce planlamaz. ’Gidin şu tarlayı alın, ben size planı yaparım’der. İnsanlar alır, ondan sonra der ki ’bizim Gökhan’ın bir yeri var, Süleyman Demirel’de annesinden kalacak. Onu bir halledin. Ondan sonra sizin imar işlerinizi yapalım.’Ben biliyorum Süleyman Demirel’deki arsaya önce 12 milyon istedi, sonra 40 milyona kadar çıktı. Bildiğim çok şey var ama bunları kesin delile dayandırmadan konuşmam. Mesela İstanbul’dan gelmiş bir firmaya Adana’nın tamamı için 1/5000’lik planlar yaptırdı. Bunları takip etmek tek kişinin harcı değil. Durak’ın gözü dönmüş yani hala imar oyunları yapmaya, belediyeden istediği şeyleri geçirmeye, istemediklerini reddettirmeye gayret sarfediyor. Zaten rahat durmaz. Bundan sonrada suç işleyecek. Suç işlemeye devam edecek. Çünkü kurduğu imparatorluk bir anlamda suç imparatorluğu.
‘Bildiğim her şey bir kasette’
Benİm siyaseten kaybedecek neyim var. Bir meclis üyesiyiz, onu da olmayız. Onun kaybedeceği çok şey var. Korku imparatorluğunun hiçbir yerinde değilim. Ama yakıştırmalar yaparlar. Yani Mustafa Tuncel bunu korur. Tuncel, pisliklerini örter derler ama aslı yoktur. Hayatımdan endişe ediyorum. Çocuklarımda bu adam eğer rant imparatorluğunu kaybederse, senin için her şeyi düşünebilir diyorlar. Ben delikanlı biriyim. Ömrüm namlu ucunda geçti. Üç defa suikastten kurtuldum. Bana palavra geliyor bunlar. Ama bunlar adama mertçe, erkekçe bir şey yapamazlar. Beni pusu kurarak arkadan vurdurtabilir, adam tutup beni öldürtebilirler. Ben bütün bildiklerimi bir kasete açıkladım ve emin bir yerde sakladım. Ona da söyledim. Zaten bana bir şey yaparlarsa, bu kaseti herkese dinletin, önce basına verin dedim. Vergi kaçakçılığından yakalandı ve hayatı bitti. Ben şimdi vergi kaçırdığını ispat ettim. Madem konuya girdik, çiftçilikten ne kadar kazandığını, benim dilim varmaz söylemeye ama maliyeciler incelesin. Ne servet gelmiş eşinden, çiftçilikten ne kadar para kazanmış ve zengin olmuş hepsi inceleme konusu olmalı.
‘Ucuz ekmek kalksın muhtar bile olamaz’
Bu saatten sonra barış olmaz. Artık ok yaydan çıktı. Adana’nın bu adamdan kurtulması gerekiyor. Ben istiyorum ki insanlar bu adam hakkında bildiklerini anlatsınlar ve Durak’ın padişahlığına bir son verelim. Benim için ’hükümetle, AKP ile anlaştı onun için böyle yapıyor’diyorlar. Halbuki bağımsız olmak benim elimi güçlendirir. Partimden ihraç etseler de kimseye gitmem. Durak’a ’ucuz ekmek ve taşımacılığı kaldır, mahalleye muhtar olamazsın’diyorum cevap bile veremiyor. Aytaç Durak’ın her tarafı açık. Kral çıplak. Evi de camdan. Benim evim Alllaha şükür camdan değil. Kendime güvenmesem böyle bir insanla tek başıma nasıl mücadele edeceğim?