Gazete Vatan Logo

Önce Gül’e sonra Erdoğan’a...

Hakan Fidan 1986-2001 yılları arasında astsubay olarak orduda görevliydi. Sonra bürokrasiye geçen Fidan 2003’te Abdullah Gül’e bağlı olan TİKA Başkanlığı görevi ile başbakanlık müsteşar yardımcılığı görevinde bulundu.

Fidan, Emre Taner’den sonra MİT Müsteşarlığı’na gelen ikinci ‘sivil’ isim olarak biliniyor. 42 yaşındayken MİT’e müsteşar olan Hakan Fidan, orduda ‘istihbarat astsubayı’ olarak görev yapıyordu.

Hakan Fidan, 1986’da astsubay olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne girdi. Kara Kuvvetleri Muhabere Okulu’nun ardından Lisan Okulu’ndan da mezun oldu. Üç yıllığına dış göreve gönderildi. Almanya’da NATO Süratli Reaksiyon Kolordusu’ndaki görevi de İstihbarat ve Harekât Başkanlığı’ndaydı. Almanya’da görev yaparken üniversite eğitimini tamamladı; ABD askerlerinin yurdışında eğitimlerini sürdürebilmeleri amacıyla kurulmuş olan UMUC Europe’dan (University of Maryland University College Europe) yönetim ve siyaset bilimi alanlarında lisans dereceleri aldı. Mastırını Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yaptı. 2000’de OYAK Genel Kurul üyeliğine seçildi. 2001’de mecburi hizmetini tamamlar tamamlamaz da ordudan ayrıldı. Avustralya’nın Ankara Büyükelçiliği’ndeki siyasi ve ekonomik danışmanlık görevine girdi. 2002’den itibaren iki yıl kadar da Hacettepe ve Bilkent üniversitelerinde yarı zamanlı olarak uluslararası ilişkiler dersleri verdi. 2003’te Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi (TİKA) Başkanlığı’na atandı. TİKA o dönem başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanı olan Abdullah Gül’e bağlıydı. Fidan, Gül ile çok yakın çalıştı o günlerde. Bu arada yine Bilkent’te, yine Mustafa Kibaroğlu’nun danışmanlığında tamamladı doktora tezini.

Haberin Devamı

Öcalan’la görüştü

Tez konusu, ‘Bilgi çağında diplomasi’ydi. 2007 yılında, dış politika ve uluslararası güvenlik konularından sorumlu Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı görevine getirildi. İran’ın nükleer çalışmalarının uluslararası krize dönüştüğü sırada Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Yönetim Kurulu üyeliğine atadı. Ahmet Yesevi Üniversitesi ve Yunus Emre Vakfı yönetim kurullarında da görev verdi.

Haberin Devamı

Fidan’ın, yürüttüğü görevlerden en önemlisi, MİT Müsteşarlığı’na atanmasından bir buçuk yıl kadar sonra çıktı ortaya. Eylül 2011’de sızdırılan ses kaydı, PKK ile MİT yöneticilerinin Oslo’da masaya oturduklarını kanıtlıyordu. MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş, Fidan’ı PKK yöneticilerine, “Başbakan’a en yakın kişilerden biri” olarak tanıtmıştı. Fidan’ın Abdullah Öcalan’la görüşmeler yaptığı ortaya çıktı. Sonradan Erdoğan da, “İmralı’ya gönderen de benim, Oslo’ya gönderen de...” demişti.

Fidan’ın MİT Müsteşarlığı döneminde en çok eleştirildiği konular, aralarında Ahmet Altan’ın da bulunduğu bazı gazetecilerin dinlendiğinin ortaya çıkması, Davutoğlu ve bir komutanın da yer aldığı Suriye konulu gizli toplantının ses kayıtlarının ortaya çıkması, Suriye’deki terörist gruplara yardım edildiği iddiaları ve siyasilerin teşkilat tarafından takip edildiği iddiaları oldu.

‘Paralel’ krizi 7 Şubat’ta çıktı
MİT’in hem yapısal hem de görev kapsamının köklü bir değişiklik yaşadığı dönemde müsteşarlık koltuğunda görev yapan Hakan Fidan, ilginç bir tarihte istifa etti. Kamu görevlilerinin aday olabilmesi için 10 Şubat’a kadar görevlerinden istifa etmesi gerekiyordu. Fidan, 7 Şubat akşamını seçti. 7 Şubat’ın Fidan için anlamı, 2012 yılında KCK soruşturmasında ifadeye çağrıldığı tarih olmasında yatıyor. Fidan’ın PKK’yla Oslo’da yapıldığı ortaya çıkan görüşmelere katıldığı öne sürülüyor. Fidan’ın ifaye çağrılması üzerine, o dönem başbakanlık koltuğunda olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kendisine sahip çıkmıştı. Erdoğan, Fidan için “Benim sır küpüm” demişti. Fidan için, MİT yöneticilerinin soruşturulmasını Başbakan’ın iznine bağlayan yasa çıkarıldı. Fidan’ın ifadeye çağrılması, hükümet ile Gülen cemaati arasında da milat oldu. Erdoğan geçtiğimiz günlerdi, kendi emirlerini uygulayan Fidan’ın ifadeye çağrılmasından sonraki adımın kendisine yönelik olacağını ifade etti. Erdoğan, “Paralel yapıyı ilk 7 Şubat 2012’deki MİT olayında fark ettik” dedi.
Denizlili mi Vanlı mı?
Gizliliğin esas olduğu istihbarat alanının en tepesindeki kişi olan Hakan Fidan’la ilgili bazı kişisel bilgiler siyasete girmesiyle aydınlanacak. Hakan Fidan’ın 2001’e kadar olan hayatıyla ilgili bilgiler sınırlı. Doğum yeri Ankara olarak görünüyor. Evli ve 3 çocuğu var. Anne ve babasına dair bugüne kadar yayınlanmış biyografilerinde bilgi yer almıyor. Ailesinin Denizlili olduğuna dair iddialar var. Bir Denizli gazetesi “Hakan Fidan hemşehrimiz” manşetini atıp Fidan’ın aslen Denizlili olduğunu öne sürmüştü. Bu iddia doğrulanmadı. Fidan’ın Vanlı Seyitki aşiretinden olduğu da öne sürüldü. Taraf Gazetesi’nde geçen seçim döneminde çıkan haberde, Van Erciş’te yaşayan Abidin Can, Fidan’la kuzen olduklarını öne sürüyordu: “Babamın öz dayısının oğlu oluyor. Hakan Bey’in babası Ankara’da evlenince o da Ankara’da doğdu. En son kendisini babasının vefatında gördüm. Taziyeye gittiğimde orada yüz yüze görüştük; tokalaştık ancak konuşamadık.”
Astsubaylıktan siyasete
Milletvekili seçiminde aday olma yani aktif siyasetin içinde yer almak için istifa eden Hakan Fidan, 25 Mayıs 2010’da atandığı MİT Müsteşarlığı görevinde kritik roller üslendi.
Çözüm sürecinin gizli ve teknik ayağınının mimarları arasında yer alan Fidan, İmralı’da Öcalan ile görüşmeleri yürüten kişi oldu. Fidan; başta Suriye ve Irak olmak üzere bölgedeki ülkelerde yaşanan iç savaşlar nedeniyle yeniden yapılandırılan MİT’in, bölgesel etkinliğini artırmaya yönelik uygulamalar gerçekleştirdi. 7 Şubat 2012’de savcı tarafından Oslo görüşmeleri nedeniyle ifadeye çağrılan Fidan, devletin paralel yapıya karşı başlattığı mücadelede de etkin güvenlik bürokratları içinde yer aldı.
Resmi biyografisi
Fidan 1968’de Ankara’da doğdu. University of Maryland University College’den Yönetim ve siyaset Bilimi üzerine lisans dereceleri aldı. bilkent Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler alanında yüksek lisans ve doktora yaptı. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (Viyana), Birleşmiş Milletler Silahsızlanma Enstitüsü (Cenevre) ve Verification Technologies Research Center (Londra) da akademik araştırmalarda bulundu.
15 yıl TSK’da görev aldı
Hacettepe ve Bilkent üniversitelerinde dersler verdi. 1986-2001 arasında 15 yıl süreyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yaptı. Almanya’da bulunan NATO Süratli Reaksiyon Kolordusu Karargâhı’nda yurtdışı görevinde bulundu. 2001-2003 yılları arasında Avustralya Büyükelçiliği’nde Kıdemli Siyasi ve Ekonomik Danışman olarak çalıştı. 2003-2007 (Kasım) arasında Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi (TİKA) Başkanlığı görevini yürüttü. 14 Kasım 2007’de dış politika ve güvenlik konularından sorumlu Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı’na atandı. MİT Müsteşar Yardımcılığı görevine getirildikten kısa bir süre sonra 25 Mayıs 2010’da MİT Müsteşarı olarak atandı.
Resmi biyografisinde, “15 yıl süreyle TSK’da görev yaptı” ifadesiyle belirtilen dönemde, Fidan, astsubay olarak görev yaptı. 1992’ye kadar genelde korgeneral rütbesindeki komutanlardan atama yapılan makama, sivil olarak Şenkal Atasagun ve Emre Taner teşkilatın içinden yükselerek müsteşar oldu. Fidan, bu atama geleneğinin dışından MİT’in başına gelen ilk isim oldu. Astsubaylığın ardından sivil hayata geçen Fidan, Ak Parti iktidarının ilk yıllarında Başbakanlık’taki görevi ile yeniden kamuya geçmişti.
7 Şubat 2012’de Özel Yetkili Savcı Sadrettin Sarıkaya, Fidan’ı ifadesini almak için çağırdı. Savcının çağırdığı saatlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’da hastanede ameliyatta olması gerekiyordu. Ancak Erdoğan’ın ameliyatı özel bir nedenle ertelenmişti. Erdoğan, devreye girerek Fidan’a kesinlikle ifade vermeye gitmemesi talimatını verdi. İfadeye çağrılma nedeni Oslo görüşmeleriydi. Bu gelişme, Türk siyaset tarihine 7 Şubat operasyonu olarak geçecekti.
Musul Başkonsolosluğu’nun IŞİD tarafından rehin tutulan personelinin kurtarılmasında MİT’in oynadığı rol Fidan’ın, başarı hanesine yazılan artılardan biri oldu.

Haberin Devamı

-->
-->

Haberin Devamı