Omicron varyantında büyük tehlike!
Aşırı bulaşıcılığına rağmen hastalığın daha hafif geçtiği Omicron ile tehlike azaldı mı? Yoksa söz konusu rehavet zaten yüksek olan bulaşıcılığı tetikleyerek vakaların rekor seviyelere gelmesine mi sebep oluyor? Omicron pandemiyi bitirecek bir umut mu, yoksa büyük risk taşıyan bir rehavet mi? Dünyanın dört bir yanındaki uluslar, koronavirüse karşı savaşlarında küçük ama sonuç olarak önemli bir dönüş yapıyor. Virüsü yok etmek artık bir strateji değil. Birçok ülke onunla yaşamanın yollarını arıyor.
Şu anda ABD başta olmak üzere pek çok ülkede ‘virüsle yaşamak’ tabiri sıkça duyuluyor. Bu yeni duruş bazı yetkililer ve bilim adamları tarafından alkışlandı ve ikinci yılı geride bırakan pandeminin zorluklarından bitkin düşen insanlar tarafından da memnuniyetle karşılandı. Ancak madalyonun öteki yüzü oldukça korkutucu. Pek çok dünya liderinin Omicron konusundaki ‘er ya da geç herkese bulaşacak’ söylemleri normalde tedbirli olan, sosyal mesafe ve maske gibi kurallara sıkı sıkıya uyan insanları bile bu alışkanlıkları terk etmeye yönlendirebiliyor. Uzmanlar, onunla yaşama stratejisinin Omicron’un yarattığı tehlikelerin hafife alınmasına sebep olduğunu vurguluyor.
ABD'li immünolog ve ABD Başkanı'nın Baş Tıp Danışmanı Antony Fauci de yüksek derecede bulaşıcı olan Omicron varyantının er ya da geç herkese bulaşacağı tahmininde bulunarak "Bulaşıcılığının sıradışı ve benzersiz etkinliğiyle Omicron herkese sirayet edecek" ifadelerini kullandı.
Aylarca aktivitelerini kısıtlayanlar ve aşı olanlar da dahil olmak üzere insanlar, herkesi enfekte ediyor gibi görünen ancak büyük ölçüde hafif hastalığa neden olan bir varyant karşısında gardlarını düşürüyor. Doktorlar ve bilim adamları, bunun tehlikeli bir düşünce tarzı olduğunu söylüyor. Omicron, yaşlılar, bağışıklığı baskılanmış ve altta yatan sağlık sorunları olanlar da dahil olmak üzere daha savunmasız insanlar için hala risk teşkil ediyor.
PANDEMİ DEVAM EDİYOR
DSÖ, Çin’de 7 bini aşkın teyit edilmiş Covid-19 vakası ve 170 ölümün olduğu 30 Ocak 2020’de resmi olarak uluslararası bir halk sağlığı acil durumu ilan etti. İki yıl sonunda virüs 5,5 milyondan fazla insanı öldürdü ve pandemi hala devam ediyor.
Çoğu ülke maske gereklilikleri, aşılama zorunlulukları ve seyahat kısıtlamalarını uygulamaya devam ediyor. Ancak ultra bulaşıcı Omicron varyantının gelişi bile, dünyayı her ne pahasına olursa olsun virüsü durdurmayı hedefleyen 2021 kışına geri döndürmedi.
VİRÜS HER ZAMAN DAHA HAFİF TÜRLERE EVRİMLEŞMİYOR
Uzmanların üzerinde tartıştığı ideal senaryoda Omicron’un endişe verici enfeksiyon dalgası hızla artacak ve geride nüfusun geniş bir bölümünü gelecekteki enfeksiyonlara karşı savunmasız tutacak bir bağışıklık kalıntısı bırakacak. Bu, pandeminin son büyük yıkıcı dalgası olacak. Virüs hala ortalıkta olacak, ancak grip gibi rutin olarak dolaşan ve tipik olarak ölümcül olmayan diğer virüslerden ayrı olarak özel bir kategoride olmayacaktı.
Daha az çekici olan başka senaryolar da var. Bilim insanları, Omicron kaynaklı bağışıklığın ne kadar sürdüğünü bilmediklerini dile getiriyor. Virüs ise mutasyona uğramaya devam ediyor. Daha güçlü etkileri olabilecek varyantlar ise hala ortaya çıkabilir. Virologlar, bazen tahmin edilenin aksine virüslerin daha hafif türlere doğru evrimleşmediğini söylüyor.
Geçtiğimiz hafta dünya genelinde 18 milyonu aşkın vakanın görülmesi üzerine açıklama yapan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Başkanı Dr. Tedros Ghebreyesus, dünya liderlerini, baskın Omicron varyantının çok daha hafif olduğu ve virüsün yol açtığı tehdidi ortadan kaldırdığı algısına karşı uyardı ve “Yeni varyantlar ortaya çıkabilir” dedi.
KİLİT FAKTÖR: OMİCRONUN YAYILMA HIZI
ABD ve Avrupa’dakiler de dahil olmak üzere küresel liderler pandemiyi azaltmanın anahtarı olarak aşılamaya odaklandı. Aşılar ciddi hastalık riskini azaltıyor ancak hafif enfeksiyonu tamamen durdurmuyor. Omicron’un yayılma hızı, şu an rekor sayıda hasta gören hastanelere ne kadar baskı uygulayacağını belirleyen denklemdeki kilit faktör.
Nebraska Üniversitesi Tıp Merkezi’nin Küresel Sağlık Güvenliği Direktörü James Lawler, “Her şeyi tamamen bırakırsak ve Omicron salgınının doğa seyrini sürdürmesine izin verirsek, sağlık sistemimizi aşacağız ve potansiyel olarak 2020’nin başlarında yaşadığımızdan daha kötü bir durumda kalacağız” dedi.
‘ENDEMİK’ KELİMESİ YANLIŞ ANLAŞILIYOR
Dünya liderlerinin pandemiyi artık endemik görmeye başlayacağını bahsetmesinin tehlikeli olduğunu savunan virolog Rasmussen, “İnsanlar bunun sadece pes etmek anlamına geldiğini düşünüyor. Endemikin eninde sonunda hepimizin Koronavirüs olacağı anlamına geldiğini düşünüyorlar. Hatta hemen olup kurtulayım dediklerini bile duyuyorum” ifadelerini kullandı.
PORTEKİZ ERKEN SEVİNDİ
11 Kasım 2020’de ilk Omicron varyantlı vakanın ortaya çıkmasından önce Portekiz, Delta varyantının sarsıcı etkilerinden kitlesel aşılama ile sıyrılmıştı. Hatta ülkede Covid-19 ‘endemik’ hale gelmişti. Ta ki yeni ve oldukça bulaşıcı olan Omicron vakaları bu denli yukarı taşıyana kadar…
Kasım ayında binlerde seyreden vakalar son haftalarda yeni rekorlar kırarak 52 bini aştı. Portekiz’in bu erken sevinci ve halkın rehavete kapılması ise vakalardaki rekorları açıklar nitelikte. Hal böyle olunca İspanya Başbakanı Pedro Sanchez'in Omicron varyantı ile yeni vakaların hızla arttığı Covid-19'u, grip gibi kontrol altına almak için çalışma yürüttüklerini bildirmesi sağlık uzmanlarını ikiye böldü.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, bir radyo programında yaptığı açıklamada, hükümetin Covid-19'u artık bir pandemi olarak değil endemik bir hastalık olarak görmeye başlayacağını belirtti.
UZUN COVİD TSUNAMİSİ YAŞANABİLİR
Uzmanların dikkat çektiği bir başka risk ise uzun covid. Hafif olarak atlatılan hastalığın ardından geçmeyen semptomlar olabileceğine dikkat çeken uzmanlar, bu denli vakanın olduğu bir dönemde uzun covid tsunamisi yaşayabileceğimize dikkat çekiyor. Ayrıca uzmanlar çok hafif bile olsa hastalıktan sonra devam eden semptomlar için mutlaka uzmana başvurulması gerektiğinin altını da sık sık çiziyor.
Biz de yaşanan rehaveti ve getirdiği riskleri Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul ile konuştuk.
‘OMİCRON’DA YENİDEN ENFEKSİYONLA SIK KARŞILAŞIYORUZ’
Yaşanan rehavet ve toplumsal bağışıklığa ulaşma düşüncesi hastalığın sonunu getirmek yerine yeni ve daha tehlikeli varyantların doğmasına sebep olabilir mi?
DSÖ de bu konuda açıklama yaparak çok sayıda insanın enfekte olması ve virüsün bu denli çoğalma olanağı bulmasının yeni ve tehlikeli varyantlar için risk olduğunu açıkladı. Virüs çoğaldıkça yeni mutasyonların olması kaçınılmaz. Bu mutasyonların nereye doğru olacağı ise çok önemli. Aslında ilk çıkan virüsten sonra binlerce mutasyon oldu. Bunların bazıları bizim için riskliydi. Önümüzdeki günlerde de riskli bir varyantla karşılaşma olanağımız devam ediyor.
Aşı olduktan veya Korona geçirdikten sonra insanlarda ‘Hastalık bana bir daha uğramaz’ düşüncesi oluşuyor. Tekrar enfeksiyon riski nedir?
Omicron varyantında yeniden enfeksiyon diğer varyantlara göre daha sık karşılaştığımız bir durum. Bu varyant diğerlerine nazaran bağışık yanıttan kaçabilme yetisine sahip. Bu nedenle yeterli yanıt gelişemeyen kişilerde yeniden enfeksiyonu geçirme riski var. Ben hastalığı geçirdim rahatlığına kapılmadan herkesin maske kuralına sıkı sıkıya bağlı kalması çok önemli.
AŞISIZLARIN HASTANEYE YATIŞ ORANI ÇOK FAZLA
Omicron’da hastaneye yatışların düşük olması herkeste hafif geçecek algısına yol açıyor. Hangi gruplarda ciddi hastalığa sebep oluyor?
Bu varyant, baştan beri risk grubu olan ve özellikle aşısız ya da aşısını tamamlamamış olanlarda daha ağır ve özellikle akciğer tutulumu ile seyredebiliyor. Yapılan çalışmalar aşısız bireylerde hastaneye yatışların aşısızlara göre çok daha fazla olduğunu gösteriyor. Örneğin, ABD'de yapılan bir çalışmada aşısızların hastaneye yatma oranı aşısızlara göre yüzde 80 daha fazla. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın birkaç gün önce açıkladığı verilerde de 65 yaş üstü grupta hastane ve yoğun bakım yatışlarının daha fazla olduğu belirtildi. Bu grupların salgının hızlandığı bu dönemde çok dikkatli olması gerekiyor.
BAĞIŞIKLIĞI AŞI İLE SAĞLAMANIN ÖNEMİ ARTTI
Bu denli fazla bulaşın olması gelecek günlerde çok fazla uzun covid vakası göreceğimiz anlamına gelebilir mi?
Covid-19 geçirilme sonrası uzun dönemde nelerle karşılaşacağımıza ilişkin yapılan çalışmalar gerçekten korkutucu. Bu kişilerde kalp krizi riski, damarsal sorunlar geçirme, akciğer hasarlarının bazılarının kalıcı hale gelmesi ve gizli olan şeker hastalığının aşikâr hale gelmesi gibi durumlar var. Hastalığı geçirerek bağışık kalınmasındansa aşı ile bağışık olmanın önemi burada da ortaya çıkıyor.
Omicron ile birlikte çok fazla kişi enfekte olmaya başladı. Daha fazla bulaş ne gibi riskleri beraberinde getiriyor?
Hastalık toplumda belirli bir oranda düşük hızla giderken kendilerine has nedenlerle aşı olmayanlar virüsten bir şekilde kaçabiliyorlardı. Ancak hastalık bulaş hızı artıkça ve toplumda hasta sayısı arttıkça bu saklanan bireylere virüsün ulaşma olasılığı artıyor. Bu da oldukça riskli bir durum. Özellikle bu grup içinde yer alan ileri yaşta olan ya da altta yatan hastalığı bulunanlarda hastalığın daha ağır geçebilme özelliği var. Buna bağlı olarak bugüne kadar korunan bu grup içinde ölüm sayılarının artması kaçınılmaz. Aslında şu an yaşadığımız durum da bu zaten. (Gaye Kobal-Hürriyet)