Ömer Çelik'ten İngiltere açıklaması
AVRUPA Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı ile ilgili, "İngiltere’nin ayrılması iyi olmamıştır hem kıta hem dünya için ama İngiliz halkının iradesine saygı duyuyoruz" dedi.
AB Bakanı Ömer Çelik, Avrupa Birliği Bakanlığı’nda gündemdeki konulara ilişkin bir basın toplantısı düzenledi. İngiltere’deki referandumdan AB’den ayrılma kararı çıkmasıyla ilgili değerlendirmede bulunan Çelik, "Bundan sonrasında kıtanın ve dünyanın yeni bir güne uyandığı açıktır. Şu ya da bu yönde pozitif ya da negatif yönde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yepyeni tartışmalar ve değerlendirmeler olacak. Avrupa’nın geleceği ve dünyanın geleceğiyle ilgili önemli gelişmeler yaşanacağı bir dönemin başlangıcındayız" ifadelerini kullandı.
’CAMERON, TÜRKİYE KARŞITI KAMPANYA YAPTI’
İngiltere Başbakanı David Cameron’ı Türkiye’ye yönelik tutumu üzerinden eleştiren Çelik, "Burada kaygı verici bir süreç yaşandı. Maalesef uzun zamandır dikkat çektiğimiz gibi İngiltere’deki ana akım siyasilerde aşırı sağın söylemlerine fazla itibar ettiler. Özellikle Başbakan Cameron, aşırı sağın manikülatif ve provokatif bir biçimde Türkiye’yi kampanyanın temeline koymasına direnemedi ve kendisi de Türkiye karşıtı kampanya yaptı. Aşırı akımlar karşısında eğer ana akımlar, sağduyulu yaklaşımlar gösteremezlerse bu aşırı akımların, kapsama alanı içerisine ana akımların girmesi anlamına gelir ve Avrupa projesinin bu, sonu demektir" diye konuştu.
’AVRUPA’NIN İÇE KAPANMASI, AVRUPA DEĞERLER MİMARİSİNİN YOK OLMASI ANLAMINA GELİR’
İngiltere’nin AB’den ayrılmasının iyi olmadığını vurgulayan Çelik, "Bizim önemsediğimiz şey değerler Avrupa’sı temelinde bir birliktir. Değerler Avrupa’sının önemli olduğunu düşünüyoruz. Türkiye, öteden beri Avrupa’nın dışında bir ülke değildir. Avrupa’nın içindedir, merkezindedir. Biz bir söz söylediğimiz zaman Türkiye olarak, bizim sözümüz Avrupa’ya dışarından söylenmiş bir söz değildir. Biz Avrupa adına ve Avrupa’nın içinden konuşan bir ülkeyiz. Avrupa’nın artık göçmen krizi sebebiyle içe kapanması demek, Avrupa değerler mimarisinin yok olması anlamına gelir. İngiltere’nin ayrılması iyi olmamıştır hem kıta hem dünya için ama İngiliz halkının iradesine saygı duyuyoruz" dedi.
’TAZELEYİCİ AŞI YAPILMADAN BİRLİK KENDİNİ SÜRDÜREMEYECEK’
Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan AB Bakanı Çelik, İngiltere’nin birlikten ayrılmasının Türkiye’nin üyelik sürecine olası etkisinin sorulması üzerine "Yepyeni bir Avrupa var artık. Başka bir şeye dönüşecek bu. İngiltere’nin ayrılması, Türkiye’nin İngiltere ayrıldıktan sonra kalan 27 ülkeyle aynı şartlarda baş başa kalacağını göstermiyor. Avrupa Birliği değişmek ve evrilmek zorunda. Yepyeni bir birlik sistemi ortaya çıkacaktır. Bütün bunların merkezinde de aslında Türkiye ile ilgili verilecek kararlar vardır. Tazeleyici bir aşı yapılmadan, adalet, eşitlik, insan hakları temelinde bir düzenleme yapılmadan birlik bu halde kendini sürdürmeye çalışırsa bunu sürdüremeyecektir. Biz Türkiye olarak, eski reflekslerle karşı karşıya kalmayacağız. Teorik olarak AB üyesi değiliz, ama pratikte bir Avrupa gücü ve demokrasisiyiz" diye yanıt verdi.
’HALKIN SÖZÜNÜ DİNLEYEN BİR SİYASİ İRADE VAR’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili ’Biz de gerekirse referanduma gidebiliriz’ açıklaması sorulan AB Bakanı Çelik, şöyle konuştu:
"Sayın Cumhurbaşkanı’mız bütün siyasi hayatı boyunca halkın iradesine dayanmıştır ve halkın iradesinin yönlendiriciliğine inanmıştır. Erdoğan karşıtlığı yapanlar, aslında çok iyi biliyorlar ki bu liderlerde Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne yaklaştığı en tarihsel adımlar, en büyük reformlar Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde atılmaktadır. Buna rağmen bu karşıtlığı üretmeleri aslında Türkiye karşıtlığına savrulmaları, İslamofobik tezlerin etkisine direnememelerindendir. Ama şu nettir, eğer Avrupa değerlerini koruyacaksanız Türkiye karşıtlığını bir kenara bırakacaksınız. Türkiye’de şu anda devlet başkanından hükümete kadar Başbakanımızdan hükümete ve diğer kadrolara kadar halkın iradesine inanan, halkın sesine kulak veren ve halkın sözünü dinleyen bir siyasi irade vardır. Tabi ki çalışmalarımız o şekilde devam edecektir."