‘Öldürülen Hüseyin Velioğlu değildi’
Ergenekon Davası’nda tanık olarak dinlenen Emniyet Genel Müdürlüğü eski İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu, 2000 yılındaki operasyonda öldürülen kişinin Hüseyin Velioğlu olmadığını iddia etti, “DNA’sı incelenirse iyi olur” dedi
İSTANBUL 13. Ağır Ceza Mahkemesi’de görülen 64’ü tutuklu 260 sanıklı Ergenekon Davası’nın 187. duruşması dün gerçekleşti. başladı. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nin yanında bulunan büyük salonda yapılan duruşmada CHP İzmir Milletvekili gazeteci Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Albay Dursun Çiçek, İbrahim Şahin, İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, Danıştay saldırısı dosyası sanığı Alparslan Arslan’ın da aralarında bulunduğu 42 tutuklu sanık hazır bulundu. Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal ve emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün de aralarında bulunduğu 19 tutuklu sanık ile duruşmalardan men cezası verilen tutuklu sanıklar Hikmet Çiçek, Osman Yıldırım, Mehmet Zekeriya Öztürk duruşmaya katılmadı. Duruşmada, Odatv Davası’nın tutuklu bu davanın tutuksuz sanığı Yalçın Küçük de hazır bulundu. Duruşmada Bülent Orakoğlu’nun tanık olarak dinlendi.
‘Velioğlu’nu 1991’de gördüm’
Tanıklık hakları hatırlatılan ve tanıklık yemini yaptırılan Emniyet Genel Müdürlüğü eski İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu, Hatay İl Emniyet Müdürlüğü yaptığı 1991 yılında Hatay’daki şehir kulübünde Adana Jandarma Bölge Komutanı olan Tuğgeneral Temel Cingöz ile İl Jandarma Alay Komutanı Vicdan Başaran ile yemek yediklerini anlattı. “Kapının önünde uzun boylu, yakışıklı, esmer bir kişi vardı. Ben Cingöz Paşa’nın koruması zannettim. Paşa ’Unuttuk onu’ diyerek masaya çağırdı” diye konuşan tanık Orakoğlu, 1991 yılında gördüğü bu kişinin daha sonra İstanbul’da Hizbullah operasyonunda ölü ele geçirilen Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu olduğunu öğrendiğini belirtti.
‘Hizbullah’ı araştırdım’
Hizbullah örgütünün kuruluşuyla ilgili araştırmalar yaptığını söyleyen tanık Orakoğlu, şöyle dedi: “11 yıl istihbarat ve terör şube müdürlüğü, 9 yıl da il emniyet müdürlüğü görevinde bulundum. Edindiğim tecrübelerden dolayı Hizbullah, PKK ve Dev-Sol’un sanki bir yerlerden yönetiliyordu. 2000 yılında İstanbul’daki Hizbullah operasyonunda sıkıntı vardı. Ölen kişi Velioğlu değildi. Ölü olarak ele geçirildiği iddia edilen Velioğlu’nun yüzü tanınmayacak şekilde kurşun izleri vardı. Velioğlu’nun yanındaki iki kişiye ise hiçbir şey olmuyor. Sıyrık bile yok. Hizbullah gizli servis gibi çalışan bir örgüt. Kaçıracakları için fetva veriyor. Kaçıran, sorgulayan, öldüren ve gömen ayrı bir ekip. Örgüt bütün arşivini İstanbul’a taşıdı. İstanbul’a gelince 3 kişiyi kaçırdı. Bunların kredi kartıyla villaya kapı siparişi veriliyor. Bu siparişten villa bulunuyor.”
‘DNA’sı incelensin’
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, “’Bir röportajınızda Hüseyin Velioğlu’nun öldüğüne inanmıyorum’ demişsiniz. Elinde somut bilginiz var mı? diye sordu. Orakoğlu ise “Hüseyin Velioğlu’nun DNA’sı incelenirse iyi olur” diye cevap verdi. Orakoğlu ayrıca 2000 yılındaki operasyonda örgütün arşivinin bir kısmının yakıldığını sözlerine ekledi.
Okkan suikastı
Diyarbakır’da Emniyet Müdürü Gaffar Okkan suikasti hakkında bilgisi de savcı tarafından sorulan Orakoğlu, “Bu işi Hizbullah’ın yaptığı kanaatinde değilim. Devletin derin yapısı içinde yapılmış olabilir. Hizbullah ise böyle bir eylemi yapabilecek kapasitede değildi. Olayı Hizbullah yapmışsa da yardım yapılmıştır. Zırhlı araçlarla korunan birine suikast ancak savaş eğitimi almış birileri tarafından yapılabilir ki Okkan’a nokta atışı da yapılmıştı. Bu olaylar tekrar soruşturulmalıdır. Çok şey çıkacaktır” iddiasında bulundu.
Hablemitoğlu MİT Müsteşarı olacaktı
Orakoğlu, Ankara’da 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde silahlı saldırı sonucu öldürülen Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun, MİT Müsteşarı olacağını ve Hablemitoğlu’nun da buna kendisini inandırdığını belirterek, cinayetin ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu anlattı.