Öcalan'ın mektubu bakanlığa takıldı!
Abdullah Öcalan'ın HDP içindeki Ermenilere yönelik mesajının da yer alacak mektubu Adalet Bakanlığı'na takıldı.
KCK Eşbaşkanı Bese Hozat'ın, "Türkiye'de barışa karşı çıkan Ermeni, Rum lobileri var" açıklaması BDP'nin de içinde yer alacağı birlik Partisi HDP'de yer alan Ermenilerin tepkisini çekti. Yerel seçimlerde Ermeni aday gösteren HDP, tepkileri gidermek için eleştiren açıklama yayınlayarak Hozat'ı özür dilemeye davet etti. BDP ve HDP heyeti ile İmralı'da görüşen Abdullah Öcalan'ın ise 19 Ocak'ta yazacağı mektupta, "Ermeni vatandaşlara geniş kapsamlı bir mektupla seslenmeyi" düşündüğünü belirten açıklaması tepkileri yumuşattı. Ancak Öcalan'ın mektubu Adalet Bakanlığı'na takıldı.
KCK Eşbaşkanı Hozat’ın geçen hafta Ermeni ve Rumlarla ilgili yaptığı açıklamalar tartışmaları beraberinde getirdi. Hozat, Fırat Haber Ajansı’na verdiği röportajda, "Türkiye’de resmi devletin dışında bir de oluşan paralel devletler vardır. Mesela F. Gülen cemaati paralel bir devlettir(…) İsrail lobisi, yine milliyetçi Ermeni ve Rum lobileri paralel birer devlettir. Paralel devletlerin birbiriyle ortaklaştığı ciddi bir çıkar ilişkisi vardır" demişti. Hozat'ın bu açıklaması içeride ve dışarıdaki Ermenilerin tepkisini çekti. Tepki üzerine çatı partisi HDP, Hozat'ı, açıklamasını düzeltmeye çağırdı. Partide görev alan birçok Ermeni ise istifanın eşiğine geldi.
Önceki hafta İmralı'da Öcalan'la görüşen BDP eşbaşkanları Pervin Buldan, İdris Baluken ile HDP Eşbaşkanı ve İstanbul Belediye Başkan adayı Sırrı Süreyya Önder, konuyu göndeme getirdi. Öcalan ise, Ermenilere yönelik hep olumlu düşünceler içinde olduklarını belirterek, 19 Ocak'ta Ermenilere geniş kapsamlı bir mektupla yanıt vereceğini söyledi.
Mektup ulaşmadı
Öcalan'ın mektubu HDP'de görev alan ve dışındaki Ermeni grup ve örgütleri tarafından merakla beklenmeye başlandı. Ancak Öcalan'ın beklenen mektubu, Adalet Bakanlığı'na takıldı. Mektubun bakanlık aracılığıyla Sırrı Süreyya Önder'e gelmesi bekleniyordu. Ancak bakanlıktan beklenen mektup, dün Önder'e ulaşmadı. Mektubun yarın ya da en geç salı Önder'e ulaşması bekleniyor. Mektupta, sürece dair örgütün izlemesi gereken yol ve yöntemler ve Kandil'deki KCK yönetiminin yapması gerekenlerin yanı sıra Ermenilere yönelik tarihsel, güncel bilgiler doğrultusunda kapsamlı değerlendirmenin yer alacağı öğrenildi.
Öcalan, Ermenilerle ilgili ne söylemişti
Öcalan'ın, Ermeniler ve Ermeni sorununa yönelik bugüne kadar söylediklerinden bazıları Agos gazetesi tarafından derlendi. İşte Öcalan'ın Ermenilere yönelik daha önce söyledikleri:
Sıradan lobiler değil: Öcalan BDP heyeti ile 23 Şubat 2013’te yapılan ilk görüşmede, "Türkiye’de 3 koldan paralel devlet çalışması var. Bu ilişkileri sabote edilmeye başladı. Sıradan lobiler değil. ABD’de Yahudi, Ermeni ve Rum lobileri stratejik ve taktik müdahale ediyorlar. Her 3'ü de Anadolu çıkışlıdır" dedi.
AİHM savunması: (Öcalan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde 2004’te gönderdiği savunmasında soykırım iddiaları üzerine "fiziki ve kültürel tasfiye" ifadeleri yer aldı) 19. yüzyıldan itibaren Kürt tarihi ve toplumu yeni bir aşamaya girer. Osmanlıyla bozulan ilişkiler isyanlara yol açarken, İngiliz ve Fransız misyonerler, Ermeni ve Süryani kiliselerini ayrılıkçılık yönünden etkilerken karmaşık bir duruma yol açarlar. Ermeniler, Asuriler ve Kürtler arasındaki ilişkiler de bozulur. Hepsinin hem kendi aralarındaki, hem de Osmanlı yönetimine karşı ilişkilerinin bozulması, tarihlerindeki en acılı bir döneme girmelerine yol açar. Bu süreç 1918 Birinci Dünya Savaşı sonrasında bin yıllık kültürlerin sahibi olan Ermeniler ve Süryanilerin büyük oranda fiziki ve kültürel tasfiyesiyle sonuçlanır.
Dink vurgusu: 4 Eylül 2010’da Hrant Dink’in katledilmesi ve Malatya Zirve Yayınevi katliamına ilişkin de değerlendirmeler yaparak, yaşananları "’Türklük’ adına yapılan soykırımın uygulamaları" olarak değerlendirdi. Yine 11 Haziran 2010’daki görüşmesinde, "Savaş lobisi Erdoğan’ı götürecek dedim, bu Kılıçdaroğlu olayı da bunun bir parçası gibi görünüyor. Ermeniler akıllı oldukları için fiziksel soykırıma tâbi tutuldular" dedi.
Almanya faktörü: Eğer Japonya Almanya’ya destek vermemiş olsaydı Yahudi soykırımı yapılamazdı. Aynı şekilde Almanya Osmanlı’ya destek vermeseydi Ermeni soykırımı gerçekleşmezdi. Ermeniler ve Yahudiler oldukça bilinçliydiler, bu nedenle soykırımları ancak fiziki şekilde olabilirdi.
Dar milliyetçilik: Ermeniler katliam ve kırıma uğradılar. Ermenilerin bugünkü durumda olmalarının nedeni dar Ermeni milliyetçiliğidir; Ermeni milliyetçiliğinin durumudur. Dar Ermeni milliyetçiliğinin bu durumundan da İngiltere sorumludur.
İttihat Terakki kadar tehlikeli: Ermeni milliyetçiliği konusundaki eleştirilerimi yadırgayanlar olmuş, doğru anlaşılmasını isterim. Ben Ermeni milliyetçiliğinin, soykırıma zemin oluşturduğunu söylüyorum. Onu da İttihat Terakki milliyetçiliği kadar tehlikeli buluyorum. Ermeni milliyetçiliğinde kilise etkisini ve Hıristiyan milliyetçiliğini tehlikeli buluyorum. Etnik milliyetçiliği doğru bulmuyorum. (Namık Durukan / Milliyet)