Gazete Vatan Logo

‘O tuzağı bile bile ifade vermeye gittim’

‘O tuzağı bile bile ifade vermeye gittim’

Güney Kore’de görevliyken tanıştığı Hyo-Jin Kim ile yeni bir hayat kurmaya çalışan Albay İnal, “Tutuklandığımda 1 senelik evliydik. Eşim Türkçe bilmiyordu, tek başına ortada kaldı” diye konuştu.

Anayasa Mahkemesi’nin Balyoz’da “Adil yargılanma hakkı ihlal edildi” kararının ardından tahliye olan isimlerden Deniz Kurmay Albay Zafer Erdim İnal’ın evinde de büyük bir sevinç var. İnal, kendisini 2 yıl 7 ay süresince sürekli ziyaret eden, yalnız bırakmayan Güney Koreli eşi Hyo-Jin Kim İnal ile ilk defa VATAN’a konuşarak yaşadıkları sevinci anlattı. Balyoz davasının çöktüğünü söyleyen İnal, şunları söyledi:

301. Filo’nun komutanı

“2003 yılında Deniz Harp Akademileri Komutanlığı’nda deniz plan subayıydım. Akademiden yeni mezun olmuştum ve idari görevde bulunuyordum. Balyoz’da, Suga Eylem Plan’ında, hem angajman kuralları hem de Ege’deki adalarla ilgili uygun öğrencileri görevlendirmişim şeklinde dijital dosyalar hazırlanmış ve benim imza hanem açılmış. Parmak izi yok, başka bir delil yok. Sadece ismim yazılmış. Tamamen komplo ürünü işler.”

Haberin Devamı

“Tutuklanmadan kısa bir süre önce Güney Kore’de askeri ateşe olarak görev yapıyordum. Eşim ile de orada Japon Büyükelçisi’nin resepsiyonunda tanışmıştım. 1 yıl arkadaştık. 1 yıl da nişanlılık dönemimiz oldu. Ardından evlendik. 3 yıllık Güney Kore görevim sona erince ikimiz Türkiye’ye geldik. O dönemde Balyoz davasında ismim geçmeye başlamıştı. Buraya geldikten kısa süre sonra eşim tekrar Güney Kore’ye gitti , eşyalarımız bile daha gemiydeydi yoldaydı. Ben düzenimizi kurunca kendisini çağıracaktım. Ancak ifadeye çağrılınca hemen eşimi arayıp gelmesini istedim. Eşim 2 gün sonra Türkiye’ye gelince gidip ifade verdim ve hemen tutuklandım. Beni devletin savcısı çağırdı. Elbetteki gidip ifademi verdim. Tutuklanacağımı bile bile, hiçbir suçum yokken gittim. Bu bir tuzak. O tuzağı bile bile gidiyorsunuz.”

‘Yeni bir hayat başlıyor’

“Tutuklandığımda 1 senelik evliydik ve eşimin Türkiye’ye üçüncü gelişiydi. Türkçe bilmiyordu ve tutuklandığım zaman tek başına ortada kaldı. Çok zor bir dönem yaşadık. Eşim zaman zaman İstanbul’da annemin yanında, zaman zaman İzmit’teki evimizde kalırken, birkaç kez de Güney Kore’ye ailesinin yanına gitti. Ancak bana destek olmak için çoğunlukla buradaydı. Dava Yargıtay safhasında iken emekliliğimi istedim. 47 yaşındayım ve kıdemli albay olarak emekli oldum. Şu an için bir plan yapmış değilim. Yeni bir hayat başlıyor benim için. Hukuk mücadelemizi devam ettireceğiz. Tekrar yargılanacağız ve beraatimizi alacağız.”

Haberin Devamı

Silivri’de Balyoz şöleni

Silivri Cezaevi karşısında “Özel yetkili mahkemeler kaldırılsın, tutuklular serbest bırakılsın” sloganıyla 9 Eylül 2011’de kurulan Nöbet Çadırı’nda bu kez kutlama yapıldı. Son buluşmanın yapıldığı etkinliğe tahliye olan askerler de katıldı. Tahliye olan askerler teker teker çadırların sorumlusu Hıdır Hokka’yla kucaklaştı. Hokka,”Bu nöbetler bizim onur nöbetlerimizdir” dedi.

-Çağdaş ULUS İSTİHBARAT

‘Babam bana hep Türkleri anlatırdı’

İnal’ın Güney Kore’de iken tiyatro sahne sanatları alanında makyaj uzmanı olarak çalışan ancak Türkiye’ye geldikten sonra çalışmayan ve bu dönemde sürekli eşi için çabalayıp destek olan eşi Hyo-Jin Kim İnal ise yaşadıklarını şöyle anlattı: “Eşim tutuklandığında Türkiye’yi çok fazla bilmiyordum. Hiç arkadaşım yoktu. Oldukça korkuyordum. Yaşadıklarımızdan dolayı iki hafta dışarı bile çıkamadım. Çünkü ne zaman dışarı çıksam, insanlarla göz temasından bile çekiniyordum. Bu süreçte babam rahatsızdı. Beyin tümörü tedavisi görüyor. Bu nedenle kendisine Zafer’in tutuklandığını anlatamadık. Halen bile bilmiyor. Babam bu dönemde eşimin görevde olduğunu biliyordu.“

Haberin Devamı

‘O tuzağı bile bile ifade vermeye gittim’

‘Zafer kahramanım’

Hyo-Jin Kim İnal, Türkleri babasından öğrendiğini de ekleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: ”Babam bana sık sık Kore Savaşı’nı anlatırdı. Türk askerinin ne kadar kahraman ve ne kadar yardımsever olduğunu anlatırdı. Zafer ile tanıştığımı babama anlattığımda babam bu nedenle çok sevinmişti. İşte bu yüzden Zafer benim kahramanım.”