Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Dolmabahçe’deki Çalışma Ofisi’nde gazeteci ve yazarlarla yaptığı yaklaşık dört saat süren toplantının ardından toplantıya katılanlar Başbakan’ın kendilerine neler söylediğini açıkladı.
CAN PAKER: Bunun Türkiye'nin geleceğine darbe olduğunu belirtti. Hiçbir kuruluşla ya da cemaatle pazarlığa girmeyeceğini belirtti. Bunun sadece cemaatle ilgili değil dış kaynaklarla da ilgili olduğunu söyledi. Çok şey soruldu. Zamanı geldikçe bilgilendireceğiz. Yeniden yargılanmaya sıcak baktığını söyledi ve bununla ilgili Adalet Bakanlığında çalışma yürütüldüğünü söyledi.
Hükümetin açılım sürecinde çok kararlı olduğunu hatta her iki tarafın kararlı olduğunu belirtti. Kürt sorunun çözülmesini istemeyen bir devlet var dedi.
Şunu hissettik Başbakan ve hükümet ne yapacağını biliyor...
FİKRET BİLA: Yeniden yargılama haktır dedi. Meclis’te düzenleme yapılabilir. Kesinleşmiş davalar için bazı düzenlemeler yapılabileceğini söyledi. HSYK’nın yapısı yeniden düzenlenebilir. Buna da açık gözüküyor.
Sürekli ‘Şantaj altında çalışamayız’ dedi. Operasyonun durdurulması gibi beklentiler içinde olduğunu anladım. Islak imzalı mektup gelmiş. Gülen ya da üst düzey cemaat mektubundan gelmiş anlaşılan. Dersahane konusunda da geri adım atılmayacağını söyledi.
MEHMET BARLAS: Barlas toplantı sonrası yaptığı açıklamada, Başbakan'ın Fethullah Gülen'den barış mektubu geldiğini söyledi. Barlas tekrar yargılanma konusu için de, Ergenekon ve balyoz sanıklarının tekarar yargınlanma taleplerinin geldiğini ve tekrar yargılanmanın olabileceğini söylediğini belirtti. Ayrıca şunları söyledi: Halk Bankası konusunda ‘’BDDK’ya talimat verdik, incelettik, Halk Bankası tertemiz çıktı’’ dedi. Anladığım kadarıyla İade-i muhakeme yolları araştırılıyor. Adalet Bakanı’na talimat verilmiş. Yanlışlık varsa nasıl düzeltilir diye..
AKİF BEKİ: Akif Beki, "Başbakan'la 17 Aralık komplosu dediği olayı konuştuk. Onun siyasi ekonomik sonuçlarıyla ilgili sorular soruldu. 4 saat sürdü. Başbakan cemaatin samimi olan kitlesini bu işin dışında tutmak kaydıyla devlet içinde paralel örgütlenme olduğunu, tespitlerinin hızla devam ettiğini ve bu konuda adımlar atacağını söyledi. Bu durumu kontrol altına almış gibi bir izlenim bıraktı. Böyle bir gelişme beklenebilir. Bu hadisenin dershaneler tartışmasıyla başladığını devlet kadrolarındaki atmalarla ilgili hazırlık teklifleri yapıldığını ama bu tip pazarlıklara girmeyeceğini ifade etti. Bir kararlılık gösterdi. Herhangi bir şekilde ortamın yatışması Başbakan tarafından olumlu karşılanıyor ise de Başbakan'ın bu paralel devletin faaliyetlerine göz yummayacağını öğrenmiş olduk. Bir takım pazarlık teklifleri var. Başbakan bu tekliflere açık olmadığını belirtti. Operasyonun durması ya da devamının gelmesi için yapılan pazarlık tekliflerinden bahsediyorum" şeklinde konuştu.
ALİ BULAÇ: Başbakan'ın önümüzdeki seçim dönemine kadar olacak olanlardan bahsettiğini belirterek şöyle devam etti: Başbakan sorulara cevap verdi. Cemaat konusu gündeme geldi. TIR olayı da gündeme geldi. Olayların birbirleriyle bağlantılı olduğunu söyledi. Hükümete, kendisine karşı yürütülen sürecin bir parçası olduğunu belirtti. 'Eğer yargıda yapılanma varsa hükümet tedbir almalı, 28 Şubat'ın tekrarı olabilir' dediğimizde," Bu konuda çok dikkatliyiz ve asla izin vermeyiz" dedi. Hukuk dahilinde tasfiye etme konusunda kararlı olduğunu söyledi.
MAHMUT ÖVÜR: Tüm geçmişte yapılanlardan sonra Başbakan'ın bu güne kadarki açıklamaları arasında en kararlı haliydi. Yasal prosedür üzerinden harekete geçme kararlılığını gördüm. Böyle bir sonucun ortaya çıkması karşısında yeni bir dönemin olduğunu çok net söyledi. Bu adımlar mutlaka olacak hem yargı hem emniyet boyutuyla. Bunların hiç birisi rastgele atılacak adımlar değil. Başbakan daha demokratik adımlar atarak yeni çözümle yürütecek. Altını çizdiği 2 şey vardı. Amacın 30 Mart seçimlerine kendisini, AK Parti'yi ve çözüm sürecini sekteye uğratmak olduğunu ifade etti. Çözüm sürecinde durumun iyiye gittiğini söyledi. Bu operasyonu boşa çıkartmaya çalışacağını belirtti.
DOĞU ERGİL: Başbakan, kendisinin şahıs olarak, hükümet olarak sapasağlam durduğunu, uluslararası düzeyde Türkiye’nin fazla fire vermediğini söyledi. Başbakan yolsuzluğun bir araç olarak kullanıldığına ve hükümetinin itibarsızlaştırılmaya çalışıldığına inanıyor.
NİHAL BENGİSU KARACA: Başbakan Erdoğan'ın cümleleri söyledi:
Siyaset dışı güçlerin milli iradenin seçimleri etkisiz hale getirmesine karşıydık bugün de aynı durumla karşı karşıyayız. Bununla mücadele edeceğiz. AK Parti'yi kapatmak için bugün de belli düşünceye sahip kişiler birbiri ile tutarlı olmayan bilgilerle siyaseti etkisiz hale getirmeye çalışıyorlar. Biz bununla mücadele ediyoruz.
El Kaide ile Türkiye'yi aynı cümlede geçirmek ihanettir. Biz radikal gruplara yardım etmiyoruz. Şantajlarla demokrasi olmaz. Yeniden yargılamalar mümkün olabilir.
Islak imzalı mektup geldiğini 17 aralık tarihi civarında dershane ve atamalarla ilgili talep içerin ıslak imzalı mektup aldığını söyledi.
Haberin Devamı