‘O pusulalar bizim imalatımız’
‘Mühürsüz’ zarfların geçerli sayılmasına tepkiler yükselirken YSK Başkanı Güven dün bir açıklama daha yaptı: Tartışmaya konu olan oy pusulaları ve zarflar YSK tarafından imal ettirilen, sahte olmayan pusula ve zarflardır
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), anayasa referandumunda, sandık kurulu mührü olmayan oy pusulalarını geçerli sayması tartışılmaya devam ediyor. YSK Başkanı Sadi Güven, seçim gecesi yaptığı açıklamanın ardından dün sabah da gazetecilere konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Vatandaşlara verilen zarf ve oy pusulalarının fligranlı, YSK tarafından özel üretilen evrak olduğunu, paralardaki gibi kaldırıldığında YSK’nın isminin arkada görülebileceğini kaydeden Güven, “Yani akşamdan beri tartışmaya konu olan, geçersiz olduğu ileri sürülen oy pusulaları ve zarfları, Yüksek Seçim Kurulu tarafından imal ettirilen, üretilen, gerçek, doğru, sahte olmayan oy pusulası ve zarflardır. Zaten sahte olan oy pusulası ve zarf geçerli değildir. Onda kimsenin herhangi bir şüphesi yok” ifadelerini kullandı.
‘İlk kez yapmadık’
Sandık kurullarında siyasi partilerin temsilcilerinin görev yaptığını söyleyen Güven, şöyle konuştu: “Onların yaptıkları hata, ihmal veya kasıt nedeniyle biz YSK olarak vatandaşın anayasal hakkını kullanması gerektiğine, iradesinin sandığa yansıması gerektiğine karar verdik. Hadise budur. Oy kullanma hakkına sahip olan vatandaş, YSK tarafından imal ettirilen, sahte olmayan, kendisine verilen oy pusulasını geçerli şekilde, usulüne uygun olarak mühürlemek suretiyle sandığa atmıştır. Sadece oradaki sandık kurulundaki çalışanların, eğitim vermemize, seçim günü sabah telefonlarına mesaj göndermemize rağmen, ihmalen veya bilerek eksikliklerini, vatandaşın oy verme hakkını engelleme yolunda değerlendirmedik. Bu, ilk kez bizim yaptığımız bir işlem değildir.”
“Rakamı hiç bilmiyoruz’
“Bu kararı sandıklar açılmaya başladığında, sonuçlar sisteme girmeden yani kimsenin kafasına bir şey takılmadan, ‘Evet’ veya ‘Hayır’ lehine veya aleyhine oy pusulası olup olmadığı belirlenmeden karar verdik. Sonra karar verseydik belki tartışmalar olurdu, filanca lehine denilebilirdi ancak biz sandıklar açılmaya başladığında böyle bir sıkıntı doğduğunda anayasal hakkını kullanan vatandaşın kendisinden kaynaklanmayan, sandığın başındaki kişiden kaynaklanan bir hatadan dolayı hakkını zayi etmeme adına aldık. Sisteme tek bir oy girilmeden, siyasi partilerle paylaşılmadan bu kararı aldık. Şu anda bin midir, 5 bin midir, 10 bin, 20 bin midir, gerçekten bilmiyoruz. Bunlar, itiraz üzerine yeniden gelir mi gelmez mi onu da bilemiyorum, bir bakılır. Şu anda ne bizim ne de siyasi partilerin kaç tane böyle oy var, bunu bilmemiz mümkün değil.”