O parti seçime gitmiyor!
Hak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par) Parti Meclisi, cumhurbaşkanı seçiminde nasıl bir tavır takınacağını açıkladı. Bu partilere ve onların sunduğu üç adaydan birine oy vermek için bir neden olmadığı bildirilen açıklamada, "Seçimleri protesto ediyor, üyelerimizi ve bize hak veren seçmenleri sandık başına gitmemeye çağırıyoruz." denildi.
Hak-Par Parti Meclisi bildirgesinde aday gösterme yönteminin partiler ve seçmen bakımından aday göstermenin önüne çekilmiş bir duvar olduğu dile getirildi. Açıklamada, partinin kendi adayını gösterip kazanması halinde Kürt sorunu başta olmak üzere, ülkenin tüm temel sorunlarının çözümü ile gerçek, çağa uygun bir demokrasinin gerçekleşmesi için çaba gösterecek bir aday olacağını kaydedildi.
Bildiride, şu ifadelere yer verildi: "Alevi sorunu, Alevi dedelerine, imamlar ve müftüler gibi maaş bağlayıp onları da devlet memuru yaparak değil (bu Alevi inancını da devlet güdümüne alma projesinin bir parçasıdır), Diyanet İşleri Teşkilatı‘nı bir devlet kurumu olmaktan çıkararak ve zorunlu din dersini kaldırarak çözülür. Gerçek bir laiklik de bunu gerektirir. Devlet din işlerine karışmamalı, kimseye inançlarından dolayı baskı yapmamalı ve tüm inanç gruplarına eşit mesafede olmalı. Kadınların ve emekçilerin hakları dahil, temel insan hak ve özgürlükleri AB standartlarında tanınmalıdır. Türkiye’nin ve Kuzey Kürdistan’ın bir barış ve özgürlük ülkesi olması, ekonomik, sosyal ve kültürel her alanda çağı yakalaması, ancak böylesi köklü bir değişimle mümkündür. Adayımız bu ve benzer özgürlükçü, değişimci, demokratik hedefler için kitlelere seslenecek ve destek isteyecekti. Ne yazık ki mevcut yasal engeller bize bu hakkı tanımadı. Parlamento'da temsil edilen ve bu engelleri kaldırabilecek, yeni ve demokratik bir anayasa yapabilecek partiler ise, iktidar ve muhalefet olarak bundan kaçındılar, böylece yolu bize kapalı tuttular ve halkın önüne oy verilmesi için sadece kendi adaylarını çıkardılar. Oysa bu partilerin ve bu adayların hiçbiri, yukarda sözünü ettiğimiz niteliklere sahip değil. Hiçbiri Kürt sorununun çözümü için elverir, eşitlikçi bir proje önermiyor. Hiçbiri Alevi sorununun gerçek bir laikleşme temelinde çözümünü önermiyor. Hiçbiri temel insan hakları ve köklü bir değişim için çaba gösterecek nitelikte değil. Bunlar sonuçta sistem içinde kalan, statükoyu savunan partiler ve adaylar. Öyle olunca da bizim bu partilere ve onların sunduğu üç adaydan birine oy vermemiz için neden yoktur. Biz buna mecbur değiliz, bunda yarar görmüyoruz. Bu nedenle seçimleri protesto ediyor, üyelerimizi ve bize hak veren seçmenleri sandık başına gitmemeye çağırıyoruz."