O bavuldaki delillerin hepsi kuşkulu
AYM’nin ‘hak ihlali’ kararından sonra yapılan yeniden yargılamada tüm Balyoz sanıkları beraat etmişti. Davanın gerekçeli kararında 11 ve 17 no’lu CD’lerin kesin sahte, diğer tüm belge, evrak ve dijitallerin de kuşkulu olduğuna dikkat çekildi
ANAYASA Mahkemesi’nin Balyoz Davası’yla ilgili verdiği “Hak ihlali” kararının ardından, aralarında eski 1. Ordu Komutanı, emekli Orgeneral Çetin Doğan, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve emekli Albay Dursun Çiçek’in de bulunduğu 236 tutuksuz sanığın yargılanıp beraat ettiği davada mahkeme gerekçeli kararını hazırladı. İşte karardan çarpıcı satırbaşları:
- KARARGAHIN BİLGİSİ YOKTU: Genelkurmay karargahının dijital deliller içinde yer alan darbe planları konusunda hiçbir bilgisinin olmadığı, dolayısıyla darbeye karşı çıkılması ve bunun engellenmesi için çaba gösterilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı anlaşılmıştır.
- İYİ NİYETLİ OLMAYAN KİŞİLER: Süha Tanyeri’ye ait defterin bu kişinin bilgisi ve rızası dışında kim olduğu belirlenemeyen kişi veya kişilerce gizlice komutanlık dışına çıkarılması, 11 ve 17 no’lu CD’lerin üzerindeki yazı makinesiyle yazılan yazıların sanıklarla aidiyet kurulmasını sağlamak amacıyla Süha Tanyeri’ ye ait defterden harf kopyalanarak yazdırıldığının kesin olarak belirlenmesi, Donanma Komutanlığı ve Hakan Büyük’ün evinde ele geçirilen dijital delillerin de aynı iyi niyetli olmayan kişi veya kişilerce sahte delil oluşturularak bu yerlere konulmuş olabileceği düşünülmüştür.
- 2 CD KESİN SAHTE: Dijital delillerle ilgili Şubat ayında alınan bilirkişi raporu tatmin edici ve gerekçelidir. Mahkumiyet hükmüne esas alınan dijital delillerdeki çok sayıdaki dosyanın oluşturulma ve değiştirilme tarihi üst verileri arasında çelişkiler bulunması, sahtecilik yapıldığı kesin olarak belirlenen 11 ve 17 no’lu CD’ler dışındaki dijital delillerin de sahte olarak oluşturulduğu yönünde kuvvetli şüphe oluşmuştur.
- KASITLI DÜZENLENİP KONULDU: Gölcük Donanma Komutanlığı’nda ele geçirilen CD’de parmak izi bulunması, ihbarda dijital verilerin bulunduğu yerin belirtilmesi şüpheli ve dikkat çekici bulunmuş, sanıkların dijital verilerin başkaları tarafından kasıtlı olarak düzenlenip buraya konulduğu yönündeki iddialarının ihtimal dahilinde olduğunu düşündürmüştür.
7 bölüm 750 sayfa
Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararın yazımını 36 günde tamamladı. 7 bölümden oluşan 750 sayfalık gerekçeli kararın ilk bölümünde sanıkların kimlik bilgileri ve iddianameye yer verildi. Gerekçeli kararın 2. ,3. ve 4. bölümünde sanık ve sanık avukatlarının savunmalarına, 5. bölümde deliller ve tanık beyanlarına, 6. bölümde yargılamanın yenilenmesinden sonra toplanan delillere yer verilirken gerekçeli kararın son bölümünde ’Delillerin tartışılması, değerlendirilmesi ve sonuç’ kısmı yer alıyor.
O kadar belge nasıl çıkarıldı?
Mahkumiyet hükmüne esas alınan dijital delillerin üç ayrı yerden elde edildiği belirtilen gerekçeli kararda, “Bunların bir kısmı gazeteci Mehmet Baransu tarafından teslim edilmiş, bir kısmı Gölcük Donanma Komutanlığı’nda, bir tanesi ise sanık Hakan Büyük’ün evinde ele geçirilmiştir. Baransu, belge ve dijital delilleri kimden aldığını belirtmemiştir. Bu dijitalleri gazeteciye veren kişinin bunları ne şekilde nereden temin ettiği, bu verilerin sanıklarla bağlantısı olup olmadığı, sanıklarca düzenlenip düzenlenmediği belirlenememiştir. 1. Ordu Komutanlığında bulunan ve gizli nitelikte olan yaklaşık 2 valiz dolusu belgenin kimseye fark ettirilmeden buradan çıkarılarak gazeteciye teslim edilmesi kuşkuludur.
‘4 aylık hükümete darbe mantıksız’
Aleyhine darbe girişiminde bulunulduğu iddia edilen hükümetin Kasım 2002’de yapılan seçimle ilk kez iktidara geldiği kaydedilen gerekçeli kararda, “Seminerin yapıldığı tarih itibarıyla hükümet henüz 4 aydır görevde olup, 4 ay gibi kısa bir sürede hükümetin icraatlarını göstermesi ve bu icraatlardan rahatsız olunarak darbe planı hazırlanması da mantıklı bulunmamıştır” ifadelerine yer verildi.
‘Herkese açık seminerde darbe planı konuşulmaz’
Kararda, darbe planının yapıldığı iddia edilen seminerle ilgili de şu tespitler yer aldı: “TSK’nın üst kademelerinde görev yapan, birçok konuda donanımlı olan kişilerin böyle bir illegal yapı oluşturmaları halinde bunu illegal yapıya katılmayan bir çok kişinin bulunduğu bir ortamda dile getirmeyecekleri aşikardır. Sanıkların, gizli olarak bir araya gelip görüşme imkanları varken kendileri dışında pek çok kişinin katıldığı seminerde darbe planlarından söz etmeleri, üstelik de kayda alıp saklamaları hayatın olağan akışına uygun bulunmamıştır.”
Hanefi Avcı’nın cezası bozuldu
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın “Devrimci Karargah Örgütü” davasında daha önce onanan hapis cezasını, karar düzeltme talebi üzerine bozdu. Avcı’ya, “Yasa dışı silahlı terör örgütü ve mensuplarına yardım etmek” suçundan verilen 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasını daha önce Yargıtay 9. Ceza Dairesi onamıştı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da Avcı hakkındaki onama kararının düzeltilmesini istemişti. Avcı bozma kararını şu sözlerle değerlendirdi:
‘Doğru ve adil’
“Daha önce özel yetkili mahkemenin ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin, bu cemaatin kurduğu komplo doğrultusunda karar verdiği kanaatindeydim. Bu kararın doğru ve adil olduğunu düşünüyorum. Dosya içindeki bütün maddi belgeler de bunu göstermektedir. Bu kararın ilk soruşturulduğundan son gününe kadar görev almış olan bütün yargı mensupları, benim suçluluğumla ilgili bir tek örnek delil gösteremezler, ortaya çıkıp konuşamazlar. Objektif olarak bakıldığında dosyadaki deliller tam tersini göstermektedir. Bizim masumiyetimizi ve bize iftira atıldığını göstermektedir maddi delillerle birlikte.”