Gazete Vatan Logo

O anları anlattı!

Greenpeace'in, "Arctic Sunrise" gemisiyle Kuzey Buz Denizi'nde Rus Gazprom şirketine ait petrol platformunda eylem yaptıkları için tutuklanan, iki ayın ardından kefaletle serbest bırakılan Gizem Akhan, eylemlerinin hedefine ulaştığını söyledi.

Akhan, Rusya'nın St. Petersburg şehrindeki bir kafedeki sabah kahvaltısında çay içip, menemen yerken AA muhabirine iki ayı aşkın bir zamanda yaşadıklarını anlattı.

Greenpeace üyeleriyle, 19 Eylül'de Kuzey Kutbu'ndaki petrol sondaj çalışmalarını protesto ettiklerini hatırlatan Akhan, "Kuzey Kutbu çok hassas bir bölge, iklim değişikliğinde çok önemli rolü var, bunun nedeni de aşırı fosil yakıt tüketimi. Küresel ısınma yüzünden buzullar eriyor, petrol şirketleri de bunu bir fırsat bilip petrol aramalarına başladılar. Orada bir sızıntı olsa bunu temizleyecek bir teknolojileri de yok, Biz buna dur demek için oradaydık" diye konuştu.

Rus güvenlik güçlerinin Greenpeace gemisine müdahalesini korkuyla değil şaşkınlıkla izlediklerini aktaran Akhan, müdahalenin devamının ise tam anlamıyla kendileri için şok olduğunu vurguladı.

Geminin yemek yenilen kısmında 12 saat boyunca tutulduklarını, maskeli kişilerin herkesin üstünü tek tek aradığını belirten Akhan, kabinlerine gitmelerine izin verildiğinde ise her yerin arandığını, eşyaların çevreye saçıldığını gördüklerini aktardı.

Gemide çok küçük bir alanda dolaşmalarına izin verildiğini, beş gün sonra Murmansk'a vardıklarını dile getiren Akhan, "Bize söylenen, vize ihtiyacı olmayanların serbest bırakılacağı yönündeydi, gemiyi boşaltacağımız ve en geç 24 saat içinde de geri döneceğimiz söylendi. Üzerimize kalın bir kıyafet ve yedek eşya bile almadan apar topar çıktık ve hikaye böyle başladı" dedi.

Önce bir polis merkezine götürüldüklerini burada iki gün nezarette kaldıktan sonra mahkemeye çıkartıldıklarını hatırlatan Akhan, "Bize yapılanlar Ruslar için iyi bir görüntü değildi, 'bunu sürdüremezler' derken hep bir adım ileri taşıdılar. Bizi korsanlıkla suçluyorlar, bu imkansız derken iki ay ceza verdiler" ifadelerini kullandı.

Duruşmanın ardından bir cezaevine konulduğunu, beş gün boyunca beş metrekarelik bir odada tutulduğunu anlatan Akhan, "O an, bizi buraya attılar ve her şey bitti, 15 yıl buradayım" düşüncesine kapıldığını dile getirdi.

Akhan, şöyle devam etti:

"Çünkü ne olacağını bilmiyorsun, ne ailenden ne avukatından bir haber alabiliyorsun. 15 yılla yargılanıyorsun. Murmansk neresidir bilmezken oradan üç buçuk saat daha götürüldük. Haber alamamak çok zor, bir gün sonra ne olacağını sürecin nasıl işleyeceğini bilmemek çok zor."

"Dünyanın ilgisi üzerimizdeydi"

Bu süreçte en çok ailesi için endişe ettiğini, avukatını ilk gördüğünde, Greenpeace'den paketler, mektuplar almaya başladığında rahatladığını vurgulayan Akhan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'a kendisi için mektup yazması dolayısıyla teşekkür etti.

Tutuklu bulunduğu süre içerisinde hiç kötü muamele görmediğine dikkati çeken Akhan, "Bence bize olması gerektiği gibi davrandılar. Dünyanın ilgisi üzerimizdeydi, insan hakları organizasyonları tarafından ziyaret ediliyorduk, en ufak bir kötü muamelede bu hemen dışarı gidiyordu. O yüzden çok iyi davrandılar" dedi.

Akhan, Rusya'nın aktivistlere müdahale etmesi ve sonrasında yaşananlar sayesinde eylemlerinin tüm dünyada büyük ses getirdiğini savunarak, protestolarının Ruslarla ya da Rus hükümetiyle bir ilgisinin bulunmadığını, nerede bir çevre suçu işleniyorsa bununla mücadeleye devam edeceklerini kaydetti.

"Bu hikayeyi Rus hükümeti yazdı"

Amaçlarının Kuzey Kutbu'nda neler yaşandığına dikkati çekmek olduğunu belirten Gizem, "Bize müdahale etmeseler ve gözaltına almasalar, medya bu kadar ilgi göstermeyecekti. Tabii ki haberler çıkacaktı ve bu platformun zararlarını anlatabilirdik ama iki aydan fazla bir zaman oldu ve hala gündemdeyiz, evet kesinlikle bu onların (Rus hükümeti) sayesinde oldu" değerlendirmesinde bulundu.

Aktivist Akhan, eylemden önce korsanlık suçuyla itham edileceklerini akıllarından bile geçirmediklerini anlatarak, "Her zaman eylemin legal riskleri ayrıntılı bir şekilde konuşulur, neler olabilir diye toplantı yapılır, ama asla korsanlığı düşünemedik, çünkü korsanlık değildi bu, o gemi bile değildi nasıl biz korsanlık riskini konuşabiliriz ki ve asla bunları tahmin edemedik" ifadelerini kullandı.

Yedi yıldır Greenpeace gönüllüsü olduğunu ve ailesinin her zaman kendisini desteklediğini bildiren Akhan, "Korsanlıkla itham edildik, holiganlik suçuyla yargılanıyoruz, bir grup barışcıl çevreci olduğumuzu sonunda anlayacaklar" diye konuştu.

"Bu mücadeleyi ülkemde yaymak benim görevim"

Murmansk'ta tutulduğu dönemde en büyük desteği Türkiye'nin St. Petersburg Başkonsolosu Tanju Bilgiç'ten gördüğünü ifade eden Gizem, Bilgiç'in birkaç kez ziyaretine geldiğini, onun girişimiyle dört kez ailesiyle telefonda konuştuğunu aktardı.

Yaşadığı süreçte Türkiye'den birçok mesaj aldığını, bazı milletvekillerinin destek verdiğini dile getiren çevre aktivisti Akhan, "Türk halkının desteğini hissetmek bana çok yardımcı oldu. Gruptaki tek Türk benim ve bu mücadeleyi ülkemde yaymak benim görevim" şeklinde konuştu

"Turist olarak gelmediğim için tadını çıkartamıyorum"

Akhan, kefaletle serbest kaldıktan sonra yaşamak zorunda kaldığı St. Petersburg'un çok güzel bir şehir olduğuna işaret ederek, "Ancak tursit olarak gelmediğim için buranın tadını çıkartamıyorum" dedi.

Yaşadıklarını hayatının en uzun eylemi olarak değerlendiren Akhan, artık evine dönmek istediğini, ailesiyle sakin şekilde vakit geçirmek istediğini söyledi.

Greenpeace üyesi Gizem Akhan'ın, her gün imza atmak gibi bir hukuki prosedürü bulunmuyor, sadece belirlenen bir otelde kalıyor. Akhan, her hafta Soruşturma Komisyonu'na gidiyor.

Haberin Devamı