Nipah virüsü nedir, bulaşıcı mı? DSÖ listesinde ilk onda olan Nipah virüsü (NİV) ne zaman çıktı, belirtileri ve tedavisi nelerdir?
Koronavirüsün dünyadaki etkisi devam ederken, Güneydoğu Asya'da meyve yarasalarının doğal kaynağı olduğu Nipah virüsünün (NiV) gelecek yıllarda yeni bir salgını başlatabilme potansiyeli olduğunu düşünüyor. Ölüm oranı yüzde 75'e kadar çıkan hastalığın ise aşısı bulunmuyor. Peki, Nipah virüsü nedir? Nipah virüsü bulaşıcı mı, nasıl bulaşır? Nipah virüsü belirtileri neler, ne zaman nerede çıktı?
Wuhan'daki yeni tip koronavirüs tüm dünyada etkisini sürdürürken, Bangkok'taki Thai Kızılhaçı Gelişen Bulaşıcı Hastalık-Sağlık Bilimleri Merkezini yöneten Taylandlı virolog Supaporn Wacharapluesadee, son 10 yıldır ise hayvanlardan insanlara sıçrayabilen hastalıkları tespit etmek ve durdurmak için dünya çapındaki Predict projesinde yer alıyor. Bu proje kapsamında Wacharapluesadee şimdiden bir sonraki salgının Nipah olabileceğini açıkladı. Binlerce yarasayı incelediği kariyeri boyunca, Wacharapluesadee ve meslektaşları birçok yeni koronavirüs türü keşfetti. Nipah virüsü nedir, bulaşıcı mı? DSÖ listesinde ilk onda olan Nipah virüsü (NİV) ne zaman çıktı, belirtileri nelerdir?
Nipah virüsü(NİV) nedir?
Güneydoğu Asya'da tespit edilen ve meyve yarasalarının doğal kaynağı olduğu Nipah virüsünün (NiV) gelecek yıllarda yeni bir salgını başlatabilme potansiyeli olduğunu düşünüyor. Ölüm oranı yüzde 75'e kadar çıkan hastalığın aşısı bulunmuyor. Nipah virüsünün tedavisi yok ve yüksek ölüm oranına neden oluyor. Şu anda dünyada yaklaşık 700 insanın Nipah virüse yakalandığı tahmin ediliyor.
Nipah virüsü nasıl bulaşır?
NTV'nin haberine göre, Nipah virüsünün bu kadar önemli ve endişe uyandırıcı olmasının birkaç nedeni bulunuyor. Hastalığın uzun kuluçka süresi (45 gün), enfekte bir kişinin hasta olduğunu fark etmeden onu yayması için bolca fırsat olduğu anlamına geliyor. İkincisi, farklı türdeki hayvanları enfekte ediyor ve bu da hastalığın yayılma olasılığını artırıyor. Ayrıca doğrudan temas yoluyla ya da kontamine yiyecek tüketilerek hastalık bulaşabiliyor.
Nipah virüsü salgını 100'den fazla kişiyi öldürdü. Araştırmacılar, orman yangınlarının ve yerel kuraklığın yarasaları doğal ortamlarından çıkardığı ve onları meyve ağaçlarına ve domuzlarla aynı çiftliklerde yetişen ağaçlara doğru yönlendirdiği sonucuna vardı. Stres altındaki yarasaların ise daha fazla virüs yaydığı görüldü. Yer değiştirmeye zorlanma ve normalde etkileşime girmeyecekleri bir türle yakın temas halinde olma durumu, virüsün yaralardan domuzlara ve daha sonra çiftçilere sıçramasına izin verdi.
Nipah virürü belirtileri
Nipah virüsü bulaşanlarda belirtiler hemen ortaya çıkmasa da Nipah virüsüne yakalanan biri öksürük, boğaz ağrısı, ağrı, yorgunluk ve nöbetlere ve ölüme neden olabilen beyin şişmesi gibi solunum semptomları yaşıyor. Sonraki aşamada ise baş dönmesi, yorgunluk, bilinç değişiklikleri yaşanabiliyor.
Nipah virüsü nerede görüldü?
Malezya'nın Nipah bölgesinde ilk kez bir salgınla başlayan bu virüsün biyolojik silah olduğuna dair iddialar da bulunuyor. Singapur, Malezya, Hindistan ve Bangladeş'te en fazla görülen Nipah virüsünün, meyve yarasaları aracılığıyla taşındığı ifade ediliyor.
Ölüm oranı yüzde 40-75 arasında değişiyor
Meyve yarasalarının Nipah virüsünün doğal konağı olduğunu belirten Wacharapluesadee, "Nipah virüsünün tedavisi yok ve yüksek ölüm oranına neden oluyor. Salgının nerede meydana geldiğine bağlı olarak ölüm oranı yüzde 40 ile yüzde 75 arasında değişiyor" ifadelerini kullandı.
Wacharapluesadee, şu anda dünyada yaklaşık 700 insanın Nipah virüse yakalandığının tahmin edildiğini ve enfekte olanların yüzde 50 ile 75'inin öldüğünü açıkladı.
DSÖ'nün listesinde ilk 10'da
Bununla birlikte, Wacharapluesadee endişesinde yalnız değil. Her yıl, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) araştırma ve geliştirme fonlarına nasıl öncelik verileceğine karar vermek için halk sağlığı acil durumlarına neden olabilecek geniş bir bulaşıcı hastalık listesini değerlendiriyor. Nipah virüsü ise listenin ilk 10'unda yer alıyor.
Salgın hastalıkların nedeni: habitat yıkımı
1998'de Malezya'daki bir Nipah virüsü salgını 100'den fazla kişiyi öldürdü. Araştırmacılar, orman yangınlarının ve yerel kuraklığın yarasaları doğal ortamlarından çıkardığı ve onları meyve ağaçlarına ve domuzlarla aynı çiftliklerde yetişen ağaçlara doğru yönlendirdiği sonucuna vardı. Stres altındaki yarasaların ise daha fazla virüs yaydığı görüldü. Yer değiştirmeye zorlanma ve normalde etkileşime girmeyecekleri bir türle yakın temas halinde olma durumu, virüsün yaralardan domuzlara ve daha sonra çiftçilere sıçramasına izin verdi.
Diğer taraftan Asya, dünyadaki tropikal ormanların yaklaşık yüzde 15'ine ev sahipliği yapıyor ve kıtada biyoçeşitlilik kaybı ve ormansızlaşma had safhada yaşanıyor. Yıkımın çoğu, ormanların hurma yağı gibi ürünler tahrip edilmesi ve yeni kentsel alanların oluşturulmasından kaynaklanıyor.
Yaşam alanları tahrip edilen yarasalar ise bir evin çatısı gibi yeni barınma alanları buluyor. Virolog Veasna Duong, "Yarasa habitatının yok edilmesi ve avlanma yoluyla insanların müdahalesi, onları yeni tünekler aramaya itiyor. Yarasalar bir meyve aramak için 100 kilometreye kadar ziyaret edebilir. Ancak yarasalar, Nipah, Ebola, Sars ve Covid-19 gibi bir dizi kötü hastalık barındırıyor" dedi.
Yarasaları öldürmek çözüm değil
Peki yarasalar bu kadar tehlikeli hastalıklar barındırıyorlarsa onları yok etsek sorun çözülmez mi? Predict Projesi'nin laboratuvar müdürü Tracey Goldstein, "Yarasalar çok önemli ekolojik roller oynuyor. 500'den fazla bitki türünü tozlaştırıyorlar. Ayrıca böcekleri kontrol altında tutmaya yardımcı oluyorlar, örneğin sivrisinek yiyerek sıtmayı azaltarak insanlarda hastalık kontrolünde çok önemli bir rol oynuyorlar" ifadelerini kullanarak yarasaların biyoçeşitlik ve insan sağlığındaki önemine dikkat çekti.
Ayrıca, yarasaların öldürülmesinin çok tehlikeli sonuçlarını olacağını vurgulayan Golstein, "Sayıları azalttığınızda bir popülasyonun yaptığı şey daha fazla yavruya sahip olmaktır. Hayvanları öldürerek riski artırırsınız, çünkü virüs yayan canlıların sayısını artırırsınız" dedi.
Öte yandan, Nipah virüsü çok tehlikeli olduğu için dünyanın dört bir yanındaki hükümetler tarafından biyoterörizm potansiyeline sahip olduğu düşünülüyor ve yalnızca bir avuç laboratuvarın onu kültürlemesine, büyütmesine ve depolamasına izin veriliyor.