Nahçıvan Azerbaycan koridoru nedir? Türkiye Kafkasya ve Orta Asya'ya açılıyor!
Azerbaycan ordusunun 44 gün süren Dağlık Karabağ harekatından zaferle çıkması masada da büyük bir galibiyete neden oldu. Azerbaycan-Ermenistan arasında yapılan anlaşmaya göre Azerbaycan’la Nahçıvan’ı birleştiren yeni bir koridor oluşturulacak. Stratejistlere göre Nahçıvan Azerbaycan koridoru Türkiye'nin Kafkasya ve Orta Asya’ya ticaret yapması açısından büyük bir gelişme. Peki, Nahçıvan Azerbaycan koridoru nedir? Nahçıvan Azerbaycan koridoru Türkiye'ye ne kazandıracak? İşte Nahçıvan Azerbaycan koridoru hakkında merak edilenler...
DağlıkKarabağ'da Azerbaycan ordusunun 44 gün süren süren harekat sonrasında Azerbaycan hem sahada hem de masadan zafer kazandı. Azerbaycan-Ermenistan arasında Dağlık Karabağ bölgesinde ateşkesin sağlanması için imzalanan ortak anlaşma oldukça stratejik kazanımları da içeriyor. Bu kazanımlardan en önemlisi de Nahçıvan Azerbaycan koridoru ile Türkiye ve Azerbaycan'ın ilk kez karayolu ile birbirine kavuşacak olması. Stratejistler, Azerbaycan ile Nahçıvan arasında bir koridorun açılacak olmasının bu savaşın en önemli kazanımlarından biri olduğunu vurguluyor.
TÜRKİYE KAFKASYA VE ORTA ASYA'YA AÇILIYOR!
Milli Savunma Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ethem Atnur , "Nahçıvan koridorunun açılmasının Türk dünyasına psikolojik olarak olumlu bir etkisi olacağını düşünüyorum. Şimdi bu rüya gerçekleşirse bu Türkiye'nin Kafkasya ve Orta Asya’ya ticaret yapması açısından büyük bir gelişme olur" değerlendirmesinde bulundu.
AZERBAYCAN NAHÇIVAN KORİDORU
Anlaşmanın en dikkat çeken maddelerinden biri de Azerbaycan’la Nahçıvan’ı birleştiren yeni bir koridorun oluşturulacak olması. Ermenistan, vatandaşlarının, araçların ve yük araçlarının iki yönde hareketini organize etmek amacıyla Azerbaycan’ın batısındaki bölgeler ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında yeni bir iletişim koridoru sağlanacak.
LAÇİN KORİDORU
Azerbaycan'ın Karabağ zaferi anlamına gelen anlaşmanın maddelerine göre Ermenistan ordusunun 1 Aralık’a kadar işgal altında bulunan Laçin bölgesinden çıkması gerekiyor.
Ermenistan güçlerinin bu bölgeden çıkmasının ardından Rus barış güçleri bölgeye konuşlandırılacak. Laçin bölgesinde Karabağ’la Ermenistan’ı bağlayan ana koridor bulunuyor. Taraflar 3 sene içinde Hankendi ve Ermenistan arasında bağlantı yapan Laçin koridoruna Şuşa’dan geçmeyecek şekilde yeni bir yol inşa edilecek. Azerbaycan ise Laçin koridorunda vatandaşların, araçların ve yük araçlarının iki yönde hareketini, güvenliğini sağlayacak.
TÜRKİYE İLE AZERBAYCAN ARASINDA KESİNTİSİZ ULAŞIM
Bu koridorun güvenliğini ve iletişimini sağlamak, Rusya Sınır Güvenlik Servisi kurumları tarafından üstlenecek. Tarafların anlaşmaya varması durumda, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ve Azerbaycan'ın batı bölgeleri arasında yeni yollar inşa edilecek. Nahçıvan'dan Azerbaycan'a açılacak bu koridor sayesinde Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kesintisiz kara bağlantısı sağlanmış olacak.
BU GELİŞMELER YABANCI BASINA NASIL YANSIDI?
İngiliz basınında, Azerbaycan ve Ermenistan arasında varılan anlaşmaya ilişkin analiz ve haberlerde, Dağlık Karabağ'daki savaşın asıl kazananın Türkiye olduğu ve Ankara'nın bölgedeki belirleyici rolünün sabit hale geldiği, Batı'nın ise köşeye itildiği değerlendirmesi yapıldı
İngiliz basını, anlaşmaya geniş yer verdi. Sadece haber değil, aynı zamanda köşe yazısı olarak da ele alınan konuda, Türkiye'nin rolüne dikkat çekildi.
Telegraph gazetesinde "Azerbaycan-Ermenistan savaşının en büyük galibi Türkiye" başlıklı analize yer verildi.
Ermenistan'ın "aşağılayıcı" barış anlaşmasını kabul etmekten başka çaresi kalmadığı yorumu yapılan analizde, "Kremlin, Ermenistan ile Azerbaycan arasında Dağlık Karabağ'daki 6 haftalık çatışmayı sona erdiren anlaşmayla Güney Kafkasya'da barışı sağlamış olabilir ancak savaşı Türkiye kazandı." ifadesi kullanıldı. 1994'teki ateşkesin ardından taraflar arasında çatışmaların ara sıra alevlendiği, Bakü'nün bu çatışmalarda çok az başarı elde ettiği belirtilen metinde, güçlü Türk siyasi desteği, son teknoloji insansız hava araçları ve deneyimli Türk askeri tavsiyelerinin dengeyi Azerbaycan lehine değiştirdiği vurgulandı.
"Aradaki farkı Türkiye yarattı ve şimdi siyasi mükafatını alacak." yorumu yapılan analizde, Ermenistan ve Başbakan Nikol Paşinyan'ın en büyük mağluplar olduğu kaydedildi.
TÜRKİYE'NİN ROLÜ ENDİŞELENDİRDİ!
Times gazetesinin baş köşe yazısında da Dağlık Karabağ'daki savaşın sona ermesinin barışçıl olmadığı, Ermeni göstericilerin bir "teslimiyet" anlamına gelen barış anlaşması haberini protesto etmek için hükümet binalarını bastığı aktarıldı.
"Sonuç, bölge siyasetinde belirleyici rol oynama niyetinin sinyalini veren Türkiye'nin Azerbaycan lehine kuvvetli müdahalesinin ardından kaçınılmazdı." ifadesine yer verilen yazıda, anlaşmanın, "Güney Kafkasya haritasının kalıcı ve kapsamlı şekilde yeniden çizilmesine giden bir yola işaret ettiği" değerlendirmesi yapıldı.
Metinde, Rusya'nın Ermeniler için her şeyi ortaya koymama kararının, Türkiye'nin gelecek yıllarda bölgedeki belirleyici rolünü sabit kıldığı yorumu yapıldı.
Gazetedeki başka bir yazıda da "Rusya, Dağlık Karabağ'ı geleneksel etki alanının parçası olarak görse de 'yakın çevre' olarak adlandırdığı yerde, giderek kendine daha fazla güvenen bir Türk varlığıyla mücadele etmek zorunda kaldı. Türkiye, Azerbaycan'ı hem savaş alanında hem de savaş alanı dışında destekleme ahdinde bulundu. Moskova, Türkiye destekli Azerbaycan ile askeri bir çatışmaya pek hevesli değildi." ifadesi kullanıldı.
TÜRKİYE GÜNEY KAFKASYA'DA OTORİTEYİ BELİRLEYEN GÜÇ OLARAK GÖSTERİLDİ
Guardian gazetesi de konuya ilişkin "Dağlık Karabağ barış anlaşması, bölgesel jeopolitiği yeniden şekillendiriyor" başlıklı habere yer verdi. Rusya ve Türkiye'nin nüfuzunu artırırken Batılı güçlerin bir kenara itildiği değerlendirmesi yapılan haberde, "Analistler, Rusya'nın Dağlık Karabağ'daki ateşkes anlaşması, hem Moskova'yı hem de Ankara'yı Güney Kafkasya'da otoriteyi belirleyen ülkeler olarak güçlendirdiğini belirtiyor." ifadesine yer verildi.
"Kremlin'e yakın etkili bir siyasi uzman" olarak nitelenen Fyodor Lukyanov'un da Türkiye'yi "denklemin önemli bir parçası" olarak değerlendirerek "Minsk Grubu artık yok." dediği aktarıldı.