Murat Sancak’a silahlı saldırı davasına başlandı

Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına bu davanın tek tutuklu sanığı Turgut Üney, başka suçtan tutuklu Hüseyin Çaydavul ve tutuksuz sanıklar Fatih Sekmen ve Zeki Yılmaz hazır bulundular. Başka suçtan hükümlü Serdar Bekir Orhan ise tutuklu bulunduğu Çerkezköy Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) sistemi ile duruşmaya katıldı. Başka suçtan tutuklu sanık Okan Karakuş ise bulunduğu cezaevinden duruşmaya getirilmedi.

Müşteki Murat Sancak’ın Avukatı Hüsnü Güneş, müvekkilinin şehir dışında olduğu için bu duruşmaya katılamadığını belirterek, bir dahaki duruşmada hazır edeceklerini söyledi. Saldırı sırasında Murat Sancak ile aynı araçta bulunan şoförü İsmail Özay ile koruması Mehmet Karar müşteki sıfatı ile duruşma salonunda bulundular.

Mahkeme Başkanı Ömer Güngör, gizli tanığın dinlenmesi için talepte bulundukları Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı’nın, gizli tanıkların ses ve görüntüsünü gizleyecek şekilde kullanılan cihazların ve personelin başka bir birime hizmet vereceği için bu duruşmada hazır edilemediği bilgisini tutanağa geçirdi.

Bu davanın tek tutuklu sanığı Turgut Üney ifadesinde üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini belirterek, yapılan teşhislerin de kendisine uymadığını söyledi. Bu olaydan 2 ay önce ateşli silah ile yaralandığını beyan eden Üney, "Vücuduma 4 kurşun isabet etti. Hastanede tedavi gördüm. Karın kaslarım parçalandı. Bu nedenle tedaviden sonra korse ile dolaşmak ve yürümek zorunda kaldım. Korse olmadan yürüyemeyen bir insanın bu olaydan sonra kaçması mümkün değildir. Buna ilişkin hastane raporlarım da vardır. Bu böyle bir suçu işlemedim" dedi.

Sanıklardan Fatih Sekman ise olayda söz konusu aracı kullanmadığını öne sürerek, "Suçlamaları kabul etmiyorum. Böyle bir olaya karışmadım. Beni kimse teşhis etmedi. Olay saatinde orada olmadığım telefon sinyalinden tespit edilmiştir. Fotoğrafta benim olduğumu iddia ettikleri kişi Okan Karakuş’tur. Ayrıca beni teşhis ederken küçük bir fotoğrafımı koymuşlar. Bu fotoğrafım 2010 yılında çekilmiş ve Facebook’ta olan bir fotoğraftır" dedi.

'GİZLİ TANIĞIN KİM OLDUĞU BİZCE BİLİNMEKTEDİR’

Sadece gizli tanığın ifadesi nedeni ile suçlandığını belirten sanıklardan Zeki Yılmaz, "Hakkımdaki suçlamayı kabul etmiyorum. Murat Sancak’ı tanımadığım gibi buradaki sanıkları da hiçbirini tanımıyorum. Ben Esenler Trabzonlular Derneği Başkanıyım. Derneğin 17 bin üyesi olduğu gibi yanımda da 200 kişi sigortalı olarak çalışmaktadır. Gizli tanık olarak belirtilen bir kişinin beyanları nedeniyle bu dosyadan yargılanmaktayım. Gizli tanığın kim olduğu bizce bilinmektedir. Mustafa Ayar, Onur Ayar gibi dernekten atılan kişilerdir. Hakkımda onlarca şikayetleri vardır. Ben de onların hakkında şikayette bulundum. Dosyaya konulan tape kayıtları incelendiğinde müşterilerim ve arkadaşlarım ile yaptığım bir konuşmayı suç varmış gibi dosyaya almışlardır. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.

'OLAY SAATİNDE KAYMAKAMLIKTAYDIM’

Başka suçtan tutuklu sanık Serdar Bekir Orhan cezaevinden SEGBİS sistemi ile yapılan sorgusunda, olayın olduğu gün sabah saatlerinde nişanlısı ile birlikte Esenler Kaymakamlığı’na gittiğini savunarak, şunları söyledi:

"Nişanlım ile birlikte Esenler Kaymakamlığı’na gidip sabıka kaydı aldım. Daha sonra da eve geçtik, burada kardeşlerimle kahvaltı yaptık. Çekmiş olduğum fotoğrafı da Whatsapp üzerinden anneme gönderdim. Buna ilişkin belgeleri ve resimleri mahkemeye ibraz edeceğim. Kullandığım telefonun sinyal ve baz istasyonu bilgilerinin dosyaya getirtilmesini istiyorum. Olayda Jetta marka araçta görünen kişi Hüseyin Çaydavul’dur. Ayrıca benim olduklarını söyledikleri kişi de Okan Karakuş’tur. Fiziki olarak bana benzedikleri için beni göstermişlerdir."

Olay sırasında Murat Sancak’ın içinde bulunduğu aracı kullanan müşteki İsmail Özay, Murat Sancak’ın evinden sabah saat 10.00 gibi çıktıklarını belirterek, şöyle dedi:

"Fatih Üniversitesi’ne giden yol üzerinde seyir halinde iken arkadan Jetta marka bir araç bize çarptı. Bunun üzerine 50 metre ileride durdum. Arkadan gelen araç da önümde durdu. Ben durduğum sırada araçta bulunan koruma Mehmet Karar zaten aşağı inmişti. Duran aracın sol arka kapısından yüzü maskeli bir şahıs elinde silah ile dışarı çıktı. Bu sırada sağ arka kapı açılıyordu. Ben silahı görünce kafamı aşağıya eğdim. Koruma Mehmet ile aralarında çatışma çıktı. Çatışma en fazla 5 – 10 saniye sürmüştür. Daha sonra şahıslar bu araçla kaçtılar. Araçta bulunan Murat Sancak da dışarı çıkmıştı. Şikayetçiyim."

Murat Sancak’ın koruması Mehmet Karar ise yine müşteki sıfatı ile verdiği ifadesinde, "Olay günü Murat Bey’in konutundan ayrıldık. Yoldan giderken arkadan bir araç bize çarpınca biraz ileride durduk. Ben arabadan indim. Bize çarpan araç da önümüzde durdu. Aracın arka kısmında yüzleri maskeli iki şahıs indi. Ellerinde silahlar vardı. Bize ateş etmeye başladılar. Ben Murat Bey’i arabadan çıkartarak arabadan aşağıya indirip saklanmasına yardım ettim. Karşı taraf bize ateş etmeye başladığında ben de kendilerine karşılık verdim. Ateş eden kişilerin yüzlerini görmedim. Yaralanmadım. Bize ateş eden kişilerden şikayetçiyim."

Davanın tek tutuklu sanığı Turgut Üney’in Avukatı Hakan Akkoyun, müvekkilinin suçsuz olduğunu belirterek tahliyesine karar verilmesini istedi. Turgut Üney’in tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, Jale Ata ve Deniz Arı kod adlı gizli tanıkların usulüne uygun dinlenilmesi için gerekli teknik alt yapının kurulması için Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Müdürlüğü’ne yazı yazılmasına ve Esenler Kaymakamlığı Nüfus Müdürlüğü’ne yazı yazılarak Serdar Bekir Orhan’ın suç tarihinde Esenler Kaymakamlığı’ndan sabıka kaydı alıp almadığının sorulmasına karar vererek duruşmayı erteledi.

İDDİANAMEDEN

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Murat Sancak, İsmail Özay ve Mehmet Karar’ın içinde bulunduğu aracın 20 Ağustos 2015 tarihinde Büyükçekmece’de saldırıya uğradığı belirtiliyor.

İddianamede, saldırı sonrası yürütülen soruşturma sonucu 6 kişinin gözaltına alındığı belirtilerek, şüphelilerden Turgut Üney’in 3 kez "Tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs", "Suçu üstlendirmeye azmettirme" ve "Ruhsatsız silah bulundurma" suçlarından 40 yıldan 63 yıla, Fatih Sekman’ın 3 kez "Tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs" suçundan 39 yıldan 60 yıla, Zeki Yılmaz’ın "Tasarlayarak adam öldürmeye azmettirme" suçundan 13 yıldan 20 yıla, şüpheliler Hüseyin Çaydavul ve Okan Karakuş’un da "Suçu üstlenme" suçundan 2 yıla kadar cezasına çarptırılmaları isteniyor.